Atatürk, Ulus Okulları dediğimiz Millet Mektepleri’nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi.
Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Atatürk’e Ulus Okullar Başöğretmenliği sanını verdi. 24 Kasım Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Atatürk’ün 100. Doğum yıldönümü olan 1981 yılında, 24 Kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verildi.
Zordur öğretmenimin işi.. Dünya var olduğundan veridir hayat boyu sürecek bir yolculuğun temellerini atar öğretmen.. Kardığı harçla yarınları şekillendirir..
Zordur öğretmenimin işi.. Aldığı sorumluluğun farkındadır. Ve bilir görevini…
Beklentileri vardır her velinin..Abraham Lincoln birazda olsa bahseder meşhur mektubunda.. Ve şöyle der: “Oğlumun Öğretmenine Mektup” ta…
“Öğrenmesi gerekli biliyorum;tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğret ona: ‘her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşı kendini adamış bir lider vardır.’ Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını.
Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı. Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi.
Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona. Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma. Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret. Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini.
Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona nazik davran ama onu kucaklama. Çünkü, çeliği ancak ateş saflaştırır. Bırak sabırsız olacak kadar cesaretine sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır.
Bu, büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsin bir bakalım. O ne kadar iyi, küçük bir insan. Oğlum..”
Tüm öğretmenlerime saygılarımla..
Fatih Bircan
www.fatihbircan.com