Ak Parti Kongre süreci başladı.
Delege seçimlerinde bir kargaşa oluştu. Bir teşkilatın iç sorunudur. Ne oldu ne bitti bilmediğimizden ahkâm kesmek sanırım yanlış olur. Mevcut kadro içinde Hak ve Adalet kavramını bilen bir tek kişi bile varsa iki cihanda bunun bedelinin ödenmesinin ne kadar zor olduğunu bilirler.
Üstelik kul hangi hesabı yapar, hangi planı kurar ve hangi uygulamayı yaparsa yapsın, Bir gerçekleştiren vardır ki; O HAK’dır.
Karaman sever olarak bizi ilgilendiren kongreler sonunda güçlü ve kalıcı bir teşkilatın oluşması. Aynı zamanda liyakat ve iyi niyet de çok önemli.
Böyle bir teşkilat güçlü iktidar içindeki, güçlü Karamanlı Milletvekili ve Bakanın daha verimli, daha rahat, daha şevkle ve daha güvenle çalışmasını sağlayacaktır. Onların sayesinde de Karaman daha fazla hizmet, yatırım ve kalkınma kaydedecektir.
Ulusal ve yerel basından takip ettiğimiz “tek liste ile seçime girme” konusu ilk anda çok antidemokratik ve hatta çok da adaletsiz görünse de sanırız Genel Merkez konuya yüzde 100 iyi niyetle bakmış ve taşra gerçeğini göz ardı etmiş.
Böyle bir uygulamada amaç, tüm teşkilatı kucaklamak, küskün dargın bırakmamak, seçimlerden sonra kaybedenlerin muhalefet oluşturmalarını engellemektir.
Peki, bu tek listeyi kim yapacak?
Bu soru cevapsız kaldığı sürece tek liste seçimi bir bomba olur ve patlar.
Delegeyi mevcut yönetim yapar, paralı asker ve körü körüne itaat eden mankut delegeler oluşturursa, listeyi de toparlayıcı ve kucaklayıcı oluşturamazsa ne olacak?
Dileriz öyle olmaz, olmamalı…
Yerin üstünde iktidar olmak için HAK’kı unutanlar yerin altında hesabın güçlüğünü de hatırlamalıdırlar. Üstelik o güne kalmadan bu şekilde oluşmuş bir teşkilat birkaç ayda toz şekeri gibi dağılır ve ortaya hoş olmayan şeyler çıkar.
Dileriz öyle olmaz, olmamalı.
Bu tür listeler oluşacak tarafsız bir komisyon tarafından ya da Genel Merkezlerin görevlendireceği yansız ve güvenilir bir koordinatör tarafından, istişareler ve kamuoyu yoklamaları ile hazırlanmalıdır.
Üstelik Karamanın böyle bir teşkilata çok ama çok ihtiyacı vardır. Kuruldu kurulalı teşkilatlarda görev yapanların sayısı binlerle ifade edilse de ortada kimse yok. Her seçim yepyeni isimlerden bir kadro ortaya çıkarıyor. Genel Merkez destekli adaylar sandığa gömülüyor. Kaybeden bir süre katı muhalefetini sürdürüp sonra pes edip nerdeyse partiden ve siyasetten uzaklaşıyor. Oysa bunların içinde siyasetin güçlü, topluma hizmetin liyakatli insanları pek çok.
Tam da bu anlamda toparlayıcı ve kucaklayıcı bir yönetime ihtiyaç var. Seçim sonrası kaybedenlerin oluşturacağı yeni bir muhalefetin engellenmesine ihtiyaç var.
Olumsuz geçen kongre sürecinde, etik olmayan mücadelelerle girilen bir seçimden beklenilmeyen bir galibiyet alındığında da zafer sarhoşluğu ciddi bir baş döngünlüğüne sebep olmakta. Bu nedenle de liyakatli bir teşkilatın deneyimli kişilerden oluşmasını sağlamak Karaman’a en büyük hizmet olacaktır.
Geçmişte olumlu yönleri bin, olumsuz yönleri bir olan teşkilatlar geldi geçti. Olumlu yönler görevleri gereği sayıldı, belki takdir edilmedi ama; o bir hataları, üstelik de büyük olunca tüm güzellikleri sildi süpürdü.
Bu nedenle kamuoyundaki çirkin söylentilere ve basında çıkan iddialara dahi cevap veremeyecek kadar dağınıklaşmış bir teşkilat bu memlekete layık değildir.
Karaman ve Karamanlının “Nasılsa Tayyip Bey var. O nedenle her seçimi banko alırız” mantığında olan değil, “Bu memleketi büyüklerimiz bir yere getirdi, biz onların çizgilerini daima yukarı taşımalıyız. Evlatlarımıza mükemmel bir Karaman bırakmalıyız. Baki âleme bu görevi layığı ile yaparak alnımız AK olarak gitmeliyiz” mantığında insanlara ihtiyacı var.
Hangi tarihte görev yapmış olursa olsun bugün Ak Partinin fikir adamlarına, kaliteli siyasilerine, ahlaklı ve dürüst yöneticilerine görev düşüyor.
El ele vererek, tüm geçmişe ve olumsuzluklara bir sünger çekip, hesap sormayı ya da yargılamayı seçim sonunda kendi içlerinde yapmak üzere buzlayıp, Karaman’a ve bu Karaman’dan rekor oy almış İktidar Partisine yakışan bir yönetim oluşturmaları gerekiyor.
Yoksa ciddi bir vebal altındalar…