Allah için Kurban kesmeyle, hayvan kesmeyi bir birine karıştıranlara ithaf olunur…
Haşa yanlış anlamayasınız sakın a dostlar;
Hakkın rızasına, kurbandır niyetimiz !
Yayla malıdır hayvanımız bir görsen,
Ne küspe ne yem; taze ve lezzetidir etimiz.
Hele bunları besleyip otlatan çoban deseniz ;
Ne üç kağıt bilir ne de beyaz yalan,
Dedem yıllarca hafızlık yapmış;
Hem herkes bilir bizi şehirler aşmış ya methimiz…
Keçilerin yediği ot organiktir;
Hele koyunların içtiği su desen hakiki kaynaktır.
Bakmayın kılına ve tüyüne;
Hem dağda yayıldığını gösteren tırnaktır.
Ne tuz yalattık ne de su içmişliği var,
İnanın doğduğunda karnı şişti bizimkilerin.
Bizde hile hurda olmaz be gardaş;
Malımız karadır amma, alnımızsa aktır.
Azıcık fazla et derdine düştük de,
Kesmez olduk bahçemizde ne keçi ne koyunu.
Bir de bir sürü zahmet yüzmek,
Sen bir görsen hele bizimkinin kilosunu boyunu.
Ne İbrahim-i bir söz kalmış şimdi dillerde;
Ne de İsmail’den bir damla sadakat.
Bir bak hele yalan dünya ne hale getirmiş,
İbrahim’in o güzeller güzeli soyunu.
Her sene aynı mevzu ve bilindik laflar,
Şu koskoca Müslüman memleketinde.
Bizim ki bilmem kaç kilo safi et çıktı hacı,
Kemikliyi ablan saklama niyetinde.
Yaşı elli olmuş hele kurban kime niye kesilir,
Bilir de bilmezden gelenler var.
Onca öksüz ve yetimin de hakkı var;
Haberin olsun, sakladığın o kurban etinde.
En yağsız tarafından kavurma yapar olduk nefsimize;
Dolabın soğuk tarafına ayırdık ya irisini.
Bir de terimiz soğumadan istemeye gelir ya;
Badem bıyık müsülümanlar derisini.
Kurban kanla cana duadır ahde vefadır,
Ve ne güzel ölümdür ölümü hatırlatan.
Kimin umurunda ki ahde vefa,
Çatlayıncaya kadar ye birader düşünme gerisini.
On bir ay farzdan haberi olmazda,
Vacibe el ovuştururdu ülkenin hava kurumu.
Neyse ki Tayyip geldi de hamdolsun düzeltti;
Milletin her kurban içine düştüğü o durumu.
Ne de çabuk unuttunuz;
Malınıza zorla el konulduğu , o rezalet günleri
Ben olan neyse onu yazdım da,
Derisine söz geçiremeyenlere bıraktım yorumu…
Rabbin sana bir kurbanlık bahşederde;
Sen ona bir buttan fazlasını çok görürsün.
Rabbena hep bana derken tamam da;
Vermeye gelince neden hep ayak sürürsün.
Hem yedi kişiyle danaya girdik kestik kurbanımızı;
Daha ne ibadetse ibadet işte…
Sanma ki kesmekten ibarettir ibadet;
Vermezsen sevabı ancak rüyanda görürsün.
Bu kurban tatilde çok üstat çıksak mı ki tatile
Bir türlü karar veremedik gitsek acaba hangi ile
Bize ne sıla-i rahimden bekleye dursun anne baba
Sen yaşlanınca çocukların sana, gelecek mi acaba
Dedem inanmaz inananların imanına;
Nenemse yalan dünya der, masal okur bana…
Babam hala alma ver oğul öğüdünde;
Annem hep sevap kokulu elbise dokur bana.
Anne bana bu gece imkansız bir hayalini anlat,
Baba ne olur imkansız bir dünya kur bana;
Çocukların, el açmadan, kavuştuğu kurbana…