Baştuğ, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri olan Karaman, yalnızca Türkiye’nin değil, dünya kültür mirasının da önemli bir parçasıdır. Ancak bu zengin miras ne yeterince korunmakta ne de hak ettiği şekilde değerlendirilmektedir. Karaman’ın tarihi derinliği ve turizm potansiyeli göz önüne alındığında, bugün bulunduğu konum ile olması gereken yer arasındaki fark düşündürücüdür.

Geleceğe Taşınamayan Tarihi Miras

Karaman, 87 arkeolojik sit alanı, 6 kentsel sit alanı, 255 dini ve kültürel yapı, 4 askeri yapı ve 104 sivil mimari eseri ile adeta bir açık hava müzesidir. Madenşehri (Binbirkilise), Değle, Derbe, Canhasan Höyüğü, Philadelphia ve Lystra Höyüğü gibi tarihi yerleşimler, yalnızca Türkiye için değil, dünya tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır. Özellikle İncil’de adı geçen ve Hristiyan dünyası için kutsal kabul edilen Derbe, havariler Paulus ve Barnabas tarafından üç kez ziyaret edilmiş bir piskoposluk merkezi olmasına rağmen hak ettiği ilgiyi görememektedir.

Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Karaman’da camiler, medreseler, kaleler ve kiliseler bir arada yükselirken, bu eserlerin birçoğu bakımsızlığa terk edilmiştir. Manazan Mağaraları, Kızıl Kilise, Yabangülü Saklı Kiliseleri ve Taşkale’deki tahıl ambarları gibi benzersiz yapılar turizme kazandırılmayı beklemektedir. Karaman Müzesi'nde 13.438 eser sergilense de yeterli tanıtım yapılmadığı için bu değerler geniş kitleler tarafından bilinmemektedir.

Popülizmin Gölgesinde Kalan Bir Şehir

Karaman, tarihi ve doğal güzellikleriyle turizm, sanayi ve eğitim merkezi olabilecek bir potansiyele sahiptir. Ancak yıllardır kısır politikalar, günü kurtarmaya yönelik yönetim anlayışları ve vizyonsuz projeler nedeniyle bu potansiyel değerlendirilememektedir. Yerel yönetimler ve siyasiler, gerçekçi projeler üretmek yerine popülist söylemlerle halkı oyalamakta, seçim dönemlerinde hatırlanan Karaman, sonrasında unutulmaktadır.

Şehrin turizmde geri kalmasının nedeni sadece tarihi mirasına kayıtsız kalınması değil, aynı zamanda yönetim anlayışlarının kısa vadeli çözümlerle yetinmesidir. Karaman; kültür, doğa ve inanç turizmi açısından büyük fırsatlar sunarken, bu potansiyel harekete geçirilememektedir. Kültür rotaları oluşturulsa, festivaller düzenlense ve uluslararası tanıtımlara ağırlık verilse, şehir kısa sürede turizmin önemli merkezlerinden biri haline gelebilir. Ancak ne yazık ki, bu vizyonu hayata geçirecek bir irade ortaya konmamaktadır.

Karaman Hak Ettiği Değere Ne Zaman Kavuşacak?

Karaman’ın tarihi, kültürel ve doğal mirası bir süs eşyası gibi vitrinde tutulmamalı, yaşatılmalı ve gelecek nesillere aktarılmalıdır. Binlerce yıllık geçmişe sahip bu şehre gerçekten sahip çıkmak istiyorsak, yerel yöneticilerden hesap sormalı, projelerin takipçisi olmalı ve Karaman’ı hak ettiği konuma taşımak için harekete geçmeliyiz.

Bu şehir, yalnızca seçim dönemlerinde hatırlanacak bir yer değil; bir medeniyet beşiği, kültür hazinesi ve turizm cenneti. Ancak bu değerlere sahip çıkılmazsa, gelecekte kaybolan bir mirasın yasını tutmak zorunda kalabiliriz.”