Buram buram Anadolu kokan hakim ve savcılarımızdan şiir, türkü etkinliğine katılmış olmanın şansını yakaladık.
Son zamanlarda seviyeli, keyif veren, içinde bizleri, benliğimizi damarlarımıza kadar hissettiren bir programdı. Keşke sadece burada ki protokolün ve misafirlerin haricinde, herkesin de dinleyebileceği bir etkinlik olsaydı diye defalarca içimden geçirdim.
2011 yılında görev yaptığım özel eğitim sınıfına engelliler haftasında arkadaşımız Cumhuriyet Savcısı İ. Gökhan Orman ziyarette bulunmuştu. Öğrencilerimizle içten samimiyeti ve güler yüzüyle yakından ilgilenmiş biz de bu ziyareti yerel ve ulusalda ‘’Savcıdan Anlamlı Ziyaret’’ başlığında haber yapmıştık. Bu haberin altına birçok olumlu yorumlar gelmişti. Savcı- hâkimlerin bu şekilde yaklaşımda bulunmaları takdir görmüştü. İşin gereği de adliyelerin ve çalışanların halk nezdinde genelde soğuk tarafı bilinir ve hissedilir. Ancak hâkim ve savcılarımızın bizlerden, Anadolu’muzun insanı olduğu, onların da toplumun bir ferdi, bir anne baba olduğu, hepimiz gibi ağlayıp güldükleri pek akla gelmez.
Karaman adliyesinde stajını tamamlayıp önümüzdeki günlerde ülkemizin dört bir tarafına adalet için gidecek olan 12 güzel insan geçtiğimiz Çarşamba Günü bizlere unutulmaz anlar yaşattılar. Kendi istekleriyle hazırlayıp, sunup, şiirlerle, türkülerle günümüze renk kattılar, katılanlara moral oldular.
Özel toplantılarda dağarcığında ki şiirlerini tok, güzel ses tonuyla paylaşan Başsavcımız Ali İrfan Yılmaz’dan bahsetmemek olmayacak. Bu güzel programı hazırlayan genç Savcı ve Hâkimlerimizin isteğine fazlasıyla destek veren Yılmaz, yine programda okuduğu şiirleriyle katkı vererek hoş bir anı bıraktı. Şiir ve türkülerin anlamına uygun şekilde sahne ve slaytların hazırlanması da programın kalitesini daha da artırmıştı. Şiirler ve türküler okunurken ki performanslar, profesyoneli hiç aratmadı. Sanki büyükşehirlerden gelerek, program icra edip giden sanatçıların edası vardı hepsinde. Burada bir pozitif ayrımcılık yapmak istiyorum. Bayanların performansı ve sahne hakimiyeti bir tık daha öndeydi. Bu programı merak edenler ya da tekrar dinlemek isteyenlere de programın tamamını video olarak ta en kısa zamanda yayınlayacağız.
Evet sona gelirken 12 güzel yürekli insanı ülkemizin dört bir yanına uğurlarken, onlar Mehmet Akif, Aşık Mahsun-i Şerif, onlar Karakoçların hepimizin birer neferi elçisi olarak yolları ve bahtları açık olsun diyoruz.
Son bir not da programda en son çıkarak sürpriz yapan Cumhuriyet Savcısı Osman Tezcan’ın güzel yaklaşımı, konuşması ve okuduğu üstad Abdurahim Karakoç’un ‘’Hakim Beğ’’ mısraları programın şekeri oldu. Emeği geçen, destek veren herkesi tebrik ediyorum.
Hakim Beğ
Gene tehir etme üç ay öteye,
Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ.
Otuz yıl da babam düştü ardına;
Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ.
Kırk yıl önce; yani babam ölünce,
Kadılıklar hâkimliğe dönünce,
Mirasçılar tarla, takım bölünce,
İrezillik beni buldu hâkim beğ.
Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git;
Bini buldu burda yediğim zılgıt.
Eğer diyeceksen: 'bana ne, öl git!'
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ.
Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,
Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu?
Kazanmasam da hu, kazansam da hu!
Canım ta burnuma geldi hâkim beğ.
Keşife-meşife, damgaya, harc'a
Kanımız kurudu harca da, harca..
Sayenizde avukatlar yıllarca,
Fakiri yoldu da yoldu hâkim beğ.
Mübaşir itekler, kâtip zavırlar;
Değişti bizde de göya devirler.
Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar,
Tapucuyu aya saldı hâkim beğ.
Kabahat sizde mi, kanunlarda mı?
Şaşırdım billâhi yolu yordamı..
Kızma sözlerime alam kadanı,
Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ.
Mülkün temeliydi adalet hani?...
Bizim hak temelde saklı mı yani?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni?
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ?!
Hem davacı pişman, hem de davalı..
Bu yolda tükettik çulu, çuvalı.
Sabret makamından çalma kavalı,
Sürüler ekine daldı hâkim beğ.