Eskiden televizyonda bir dizi vardı, Charlie'nin melekleri. Yok yok bu Charlie o Charlie değil bu Charlie bizim Charlie. Şu ismet Paşa’da geçerken ayakkabı boyattığımız. Boyacı Charlie bir boyacı deyip geçmeyin hele bir anlatsın bakalım hayatından kesitleri dinlemeğe doyamazsınız. Onu uzun yıllardan beri tanırım bakmayın onun yere bakan olduğuna. Onu 80’li yıllarda tanıdım o zamanlar gençtim tabi ha birde en sevdiğim spor futbol, birde bilardo ben bilardoyu ondan öğrendim. Nasıl mı? Nasıl olacak çaylar benden hesap benden adam beni üte üte öğretti bana yüz sayı avans verir maçı oradan çevirirdi. Adamın boyu masanın boyunda olunca bilardo toplarını görme acısı daha iyiydi zannedersem. Yok yahu şaka şaka adam bas bayağı bu işin ustasıydı bir deneyin isterseniz.
Eskiden sanata ve sanatçıya daha bir değer verilirdi O Zamanlar düğünlerde darbuka çalardı. Yani sizin anlayacağınız çalgıcıydı, köylere düğünlere giderdi. Dedim ya çalgıcılık çok değerli bir meslekti. Çalgıcılar baş köşeye oturtulur altlarına iki minder birden verilir rahat etmeleri sağlanır. Herkesten önce karınları doyurulur sofraları donatılırdı. Gelen misafirle ilk onlarla tokalaşır hal hatır sorar sonrada istek isterlerdi. O zamanlar org morg yoktu. Bir darbuka bir cümbüş bozanda keman. Hepsi bu çıplak sesle türküler söylenir Konya havaları çalınırdı. Bizim Charlie gıymatlıydı yani.
Bizim Charlie’nin gerçek adını çoğu insan bilmez, ben size söyleyeyim, Kemal Asma, yani bizim Charlie o zamanlar Türk film furyasında Perihan Savaşın başrolünü oynadığı bir film de de rol almış gene bir düğünde çalgıcılık yapmış bir insan. Filmin ismi ise, kimyacı, bu filmde Perihan abamızım düğününü yapmış birde davul patlatmış bir adam. Ayrıca TRT sanatçılarından Suna Batıgün’ün konserinde çalgıcılık yapmış bir insan. Eski Türk dil Bayramlarımızda bir traktörün römorkuna binilir hem çalıp hem söylerler şölene renk katarlardı. Bizim Charlie baş roldeydi nerde bir eğlence var Charlie siz olumuydu.
Bizim Charlie o eski güzel günlerin hatıraları anlatırken gözleri dolsa da gururla anlattı o günleri, onu tüm Karaman havalisi bilir İsmet Paşa’da ayakkabı boyacısı arada bir uğrar eski günleri yad ederiz. Valla ne deyim o günleri anlatırken benim ayakkabıyı çoktan boyadı. Çayları gene ben söyledim oda içti tabi afiyet olsun...