Yaklaşık bir yıl önce rahatsızlanan ve uzunca bir süre tedavi gören Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Kurucu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, 11 Ağustos 2024 tarihinde Ankara’da vefat etmişti. Daha çok dil, kültür, maarif, gençlik, yakın tarih gibi esaslı konular üzerinde kafa yoran, bu temel meselelerdeki tespit, telkin ve teklifleriyle kitleleri düşünmeye sevk eden, 77 yıllık ömrünün kahir ekseriyetini yazmakla geçiren, velut, münevver bir mütefekkirdi o. Yoğun ve istikrarlı bir şekilde sürdürdüğü yazma uğraşının merkezinde yer alan isimlerden biri de Mehmet Akif Ersoy olmuştu.
Doğan’ın hem ömründe hem de uzun yazı serüveninde özel bir yer tahsis ettiği kişi ve eserlerin başında Mehmet Akif ile onun milletine armağan ettiği İstiklal Marşı ve Safahat gelir. Öyle ki millî şairi yâd etmediği bir gün, hatta saat bile yoktur. Kendisiyle hasbihâl edenler yahut yakınında bulunanlar, Akif’i sıkça andığına veya bilvesile sözü ona getirip Safahat’tan bir mısra terennüm ettiğine şahittir. Ayrıca “Akifçe” bir hayatı ve düşünce tarzını kendisine düstur edindiği konusunda da herkes hemfikirdir.
Doğan’ın bir külliyat meydana getiren eserleri arasında dil, kültür, medeniyet, yakın tarih ve yanlış Batılılaşma gibi konu ve kavramları cesurca sorguladığı çalışmalar öne çıkar. Ayrıca o; hayat tarzı, duygu ve düşünce dünyası, eserleri yönüyle önemseyip değer verdiği şahsiyetleri milletimize sağlam kaynak ve doğru bilgilerle tanıtmayı da vazife edinir. Üzerinde kitap, senaryo yahut belgesel şeklinde emek verdiği simalar arasında Mehmet Akif ilk sıralarda yer alır. Onun bu bahisteki ilk ürünü Camideki Şair - Mehmed Akif (1989) olur. Burada millî şairi bütün yönleriyle ele alır. Bu güzide çalışmayı ilerleyen yıllarda kaleme aldığı İslam Şairi İstiklal Şairi Mehmed Akif (2008), Mehmet Âkif: Çanakkale’den Sakarya’ya (2017) ve İstiklal Marşı Bin Yılın Destanı (2021) isimli kitaplar izler. Onun bihakkın anlaşılması için de TYB’de Safahat Okumaları’nı başlatır.
Ömrü boyunca Mehmet Akif Ersoy bahsinde yaptığı işleri, faaliyetleri, mücadelesi dikkate alınınca Doğan’ın, yıllık iş takvimini bu abidevi şahsiyete göre planladığını söylemek yanlış olmaz. Mesela her yıl şairin vefatının seneidevriyesi olan 27 Aralık tarihinde millî mutabakat metnimiz İstiklal Marşı’nın kaleme alındığı Tacettin Dergâhı’nda bir anma töreni düzenler. Çok önem verdiği bu törene bizzat katılarak hasret ve hakikat temelli bir konuşma yapar. Yine aynı tarihlerde Mehmet Akif Ersoy, Asım ve Safahat gibi başlıkları ele alan bazen ulusal bazen de uluslararası bilgi şölenleri tertipler. Bunları Ankara dışında İstanbul, Konya, Burdur gibi şehirlerde de icra ederek tüm Anadolu’nun Akif’i sahiplenmesini, onun fikriyatından ve hissiyatından nasiplenmesini sağlar. Bazen Berlin, Buhara, Kosova gibi dış merkezlerde de icra edilen bu programlarla Doğan, hem Mehmet Akif Ersoy araştırmalarının uluslararası bir kimlik kazanmasının önünü açar hem de Doğu’dan Batı’ya tüm ehl-i İslam’ın bu güzide şahsiyet etrafında birleşmesine vesile olur.
İstiklal Marşı’nın kabul edildiği tarih olan 12 Mart, Doğan’ın ajandasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. D. Mehmet Doğan, hemen her sene o tarihlerde ilmî toplantılar düzenleyip bunları kitaplaştırmayı bir gelenek hâline getirmiştir. Genellikle Ankara’da gerçekleşen bu buluşmalar, Mehmet Akif ve eserleri üzerine araştırma yapan isimlerin bir araya geldiği özel meclislere, hususi zamanlara dönüşmüştür. Bunlarla yetinmeyen Doğan, TYB bünyesinde Mehmet Akif Ersoy Araştırmaları Merkezini kurar. Maksadı, ömrünü adadığı bu çalışmaları müstakil bir birim vasıtasıyla daha sistemli, daha kurumsal ve tek elden yürütmektir. Adı geçen merkez o yıllarda ülkemiz için bir ilktir ve TYB bünyesinde bilgi şöleni, kitap neşri, panel ve söyleşi gibi önemli faaliyetlere imza atar. Bütün bu gayretleriyle Doğan, 12 Mart tarihinin “İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü” olarak ilan edilmesinin de önünü açar.
Doğan, bir yıl önce bugünlerde rahatsızlanmıştı. Ağır seyreden hastalığına rağmen 27 Aralık günü Tacettin Dergâhı’nda düzenlenen programa iştirak etti. Orada Bu kutlu mekânda Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan merasimden sonra her yıl mutat hâle getirdiği ilmî toplantılara geçildi. Çok istemesine rağmen Hacettepe ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitelerinde devam eden “Mehmet Akif 150 Yaşında Bilgi Şöleni”nin oturumlarına katılamadı. Dergâhtaki program, onun yüz yüze katıldığı son toplantı olmuştu.
İşte bugün D. Mehmet Doğan’ın göremediği, onsuz geçen ilk 27 Aralık olacak. Ancak açtığı yol hiç kapanmayacak, yaktığı ışık hiç sönmeyecek, başlattığı programlar hiç aksamayacak. Bilakis güçlenerek, ziyadeleşerek, genişleyerek devam edecek. Ve her sene 27 Aralık ve 12 Mart tarihlerinde çok sevdiği Akif gibi o da minnet ve şükranla, hayır dualarla hatırlanacak.