Doğumun Kutlusu

DOĞUMUN KUTLUSU
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Alemlerin Rabbi'ne sonsuz hamd-u senalar, Resul-u Zişan ( s.a.v. ) Efendimiz'e de salat-u selamlar olsun.
Doğum, insanları sevindirdiği gibi hayrete düşüren esrarengiz bir olaydır. İnsan üstü, doğa üstü hatta olağanüstü inanılması zor, akıl almaz bir gücün varlığının işaretlerinden biridir. Bu gücün büyüklüğünü akıl edemeyeceğimiz gibi dimağımızdaki kelimelerin hepsini sarf etsek  bile tam anlamıyla tarif edemeyiz. Ancak ve ancak bu gücün sahibi olan Allah ( c.c )'in bize bildirdiği ölçüde anlayabiliriz.
Her yıl Nisan ayının 14-20. günleri  Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanır. Cenab-ı Resulümüz ( s.a.v.)'in doğumunu kutlamak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenir. Bu yıl ki etkinliklerde kardeşlik teması işlenmektedir. Efendimiz (s.a.v.)'in kardeşliğe verdiği değer anlatılmaktadır. Bu konuda Kuran’da Enfal Suresi 63. ayette; ”Ve ( birbirlerine düşman olanların ) kalplerinin arasını ( iman ve ihlasla ) birleştirdi. Eğer yeryüzünde bulunanların hepsini sarf etseydin, yine onların kalplerinin arasını birleştiremezdin; fakat Allah, ( onları birbirlerine kardeş yaparak ) aralarını ( muhabbetle ) kaynaştırdı. Çünkü O, Azîz ( kudreti daima galip gelen )'dir, Hakim ( her işi hikmetli olan )dır,” buyurulur. ”Mümin müminin kardeşidir,” hadisi ise en meşhur hadislerdendir. Bunun örnekleri Rasulumuz ( s.a.v. ) un hayatında bizzat görülmüştür.
 Rasûlus-sakaleyn ( s.a.v. ) Cenaplarının Medine’ye hicretlerinde ilk yaptığı işlerden biri Ensar ( Medineli Müslümanlar ) ve Muhacirleri ( Mekkeli Müslümanları ) kardeş ilan etmek olmuştur; öyle ki kardeşlikleri ilan edilen müminler evlerini hatta neleri varsa mallarının hepsini yarı yarıya paylaşmışlardır. Kardeşlik imanın  nirengi taşlarındandır. ”Kendin için sevip istediğini mümin kardeşin için de sevip istemedikçe hakiki iman etmiş sayılmazsın,” hadis-i şerifi de bunun apaçık delilidir. Peki bugün Müslüman coğrafyasında yaşananlar, kıyılan canlar, dökülen kanlar neyin delilidir??? Belki iman çizgimizin belkide kardeşliğimizin neresinde olduğumuzun delili ve göstergesidir kim bilir? Yukardaki  iman ve ihlasla Allah (c.c.)'in kardeş kıldığı müminler nerde, görebiliyor musunuz? Ya kalplerimiz körleşti ya da gözlerimiz kör oldu. Belki de yaşayan ölüleriz. Yeniden iman ve ihlasla doğmanın zamanıdır. Bu da doğumun en kutlu olanıdır.
 Resulümüz Efendimiz Hz. Muhammed ( s.a.v.) doğduğunda Kisra Saraylarının ateşleri söndü. Fakat nice kutlu yüreklerde Allah ve Resulü'nün aşk ateşi tutuşacaktı. O ( s.a.v.)'nun doğduğu gece, nice nurlu günlere gebeydi. Allah ( c.c. ) elbet nurunu tamamlayacaktı. Bu mübarek insana peygamberlik verilecek ve kalpler imanla dirilecek; yeniden yaşamaya değer bir hayat bulacaktı. Canlar doğumun en kutlusuyla cana gelecekti. Allah ( c.c. ) Enfal Suresi 24. ayette buyuruyor: Ey iman edenler! ( Peygamber ) size hayat verecek şeylere sizi davet ettiği zaman, Allah’a ve  Resul (un)'e icabet edin! Ve bilin ki şüphesiz Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve ( siz ) muhakkak O’nun huzuruna toplanacaksınız!
Hayatını ümmetine adayan, onca sıkıntıya tereddüt etmeden göğüs geren,’'Güneşi sağ elime ayı sol elime verseniz davamdan vazgeçmem.'' Diyerek kendisine verilen dünyalıkları reddeden Nebiler Nebisi Resûlullah ( s.a.v. )'in davetine icabet etmemek sizce akıllıca mıdır? Mahşerde bile O’nun tek derdi ümmetidir. ”illa ümmetim illa ümmetim!” diyen tek peygamberdir. Vefa borcu olarak çağrısına kulak vererek cana gelenlerden olmak gerekmez mi? Bu uğurda öylesine yol almalı ki bizi öldürmek için gelenler bizde dirilmeli!!! Hayatın anlamının gizine kulluğun tadına varmalı. Aleme alet olmamalı; aksine kendi emrine sunulmuş olan alemi alet edip her alanda Rabbine kulluğunu kanıtlamalı. Mümin duası olan cennetin kokusunu daha dünyadayken almalı. İnsanın kaygıları, korkuları ve istekleri kendi değerini belirler; Mü’min'in tek derdi de ümmetini kendinden önce tutan Peygamberinin ( s.a.v. ) sünnetine sarılarak Celil olan Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak olmalı.
Nişanla düğün arasıdır hayat; doğduğumuzda nişanlanırız ölümle. Öldüğümüz günün düğünümüz olmasını istiyorsak eğer Allah ( c.c. )a aşkımız hayatımızla anlatmak gerek!!!
Düğününüz şimdiden hayırlı mübarek, Rabbim yâriniz ve yardımcınız olsun inşallah! Allah ( c.c.)in Rahmeti Bereketi ve Selamı üzerinize olsun! AMİN!!!