Peki değerler eğitimi gerekli mi? Evet gerekli.
Toplumda ahlaki yozlaşma ve çözülmenin hızla yayılma gösterdiği, sirayet etmedik yer bırakmadığı bir zamanda eğitim ortamlarını ahlaki yozlaşma ve çözülmeden korumak zordur.
Toplumda yaşanan ahlaki yozlaşma ve çürüme üzülerek söylemek gerekirse eğitim ortamlarını da etkisi altına almaktadır. Yozlaşma ve çürümenin etkisi altındaki eğitim ortamları toplumda güven kaybına uğramaktadır. Güvensizliğin etkisi altında bulunan eğitim ortamları risk üretim merkezleri durumundadır. Son yıllarda eğitim ortamlarında hızla yayılan şiddet olayları bunun en bariz örnekleridir.
Bu tür olaylar eğitim kurumlarına olan güveni sarsmakta ve derinden etkilemektedir. Giderek derinleşen yozlaşma ve çürümeye karşı alınan yanlış tedavi ve tedbirler önüne geçilemez ve önlenemez bir hal almıştır.
Alınan çeşitli reform ve yenilikler öğrenmenin geliştirilmesi yönünde olduğu için karşımıza yepyeni sorunları çıkarmaktadır.
İşin öğretim boyutuna indirgenip ,eğitim boyutunu ıskalamak, anlamını yitirmiş hesapçı bir toplulukla karşılaşmamızı sağlıyor. İyi bir doktor evlat, mühendis evlat veya iş sahibi evlat isteyip çok para kazanmanın her şeyi başaracağına inanmanın yollarını arayan ebeveyn, topluma faydalı iyi bir insan yetiştirmenin çarelerini aramaktan hayli uzak görünmektedirler.
Buradan baktığımızda, eğitimin gayesi olan iyi insanların ve iyi yurttaşların yetiştirilmesi hedefi ancak ahlaki değerler ile sağlanabilecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında ve bağımsızlığımızın inşasında önemli katkıları bulunan Mehmet Akif Ersoy’un şu beytinde gösterdiği hedef ne kadar önemlidir.
“Çünkü milletlerin ikbali için evladım
Marifet ve fazilet..iki kudret lazım”
Eğitimde anahtar kelime marifet ve fazilet. İşte değerler eğitiminin önemi. Toplumda yaşadığımız insan krizini çaresi. Ahlaki değerlerle bağı kopmuş eğitim sistemleri insan krizinin patlak verdiği mekanlardır. Türk kültür dünyasının ve insanlığın kabul ettiği bir çok değerlerimiz vardır. Bunları öğretimle birleştirirsek eğitim ortamlarını güvenilir mekanlar haline getirebiliriz. Önümüzde rol-model insanlarımız mevcuttur. Onları örnek alabiliriz. Bu projede şöyle bir sıkıntı var.Devletin elini attığı her şeyin suyu çıkıyor.
İşte 100 temel eser furyası. İşte Mehmet Akif Ersoy Yılı. İşte Türkiye Okuyor kampanyası. Dayatmacı, ben senin için düşünürüm, üretirim düşüncesi insanların usandırıp tiksindirebilir.Bu tür davranışlardan kaçınmamız gerekir.
Değerler eğitimin en iyi eğitmenlerinden hemşerimiz Şeyh Edebali’nin nasihatı ve Mevlana’nın öğüdü ile bitirelim yazımızı. İşte Şeyh Edebali’nin meşhur nasihatlarından bazıları:
“Ey oğul beysin
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana
Gücenirlik bize, gönül almak sana
Suçlamak bize, katlanmak sana
Acizlik bize yenilgi bize, hoş görmek sana
Kötü söz şom ağız bize, bağışlamak sana
Ey oğul bölmek bize, bütünlemek sana
Sabretmesini bil vaktinden önce çiçek açmaz”
Mevlana’nın yedi öğüdü ise şöyledir:
1.Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
2.Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
3.Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
4.Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5.Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
6.Hoşgörürlükte deniz gibi ol.
7.Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Sevgi ile…