Bir yürek tanıdık, anne şefkatini taa yüreğimizde hissettiren, bir yürek tanıdık. Tevazuuyla, alçak gönlüyle çalmadık kapı, girmedik gönül bırakmayan, bir yürek tanıdık ardında derin izler bırakan.
Bir gün Sayın Valimiz Hüseyin Engin Sarıibrahim Beylerin eşleri Sayın Hatice Sarıibrahim hanımefendilerin bizim haneyi şereflendireceklerinin haberini aldık. Telaşlandık, heyecanlandık. Acaba nasıl bir ortamla karşı karşıya kalacaktık? Muhterem hanımefendi daha kapımızdan içeri adımlarını atar atmaz yüreğimizdeki heyecan yerini müthiş bir hayrete ve hayranlığa bıraktı. Bir insan nasıl bu kadar şefkatli olabilirdi? Öylesine rahat hissettik ki kendimizi koyuverdik ünümüzü ve başladık sohbet etmeye.
Muhterem hanımefendi bizleri gözyaşları içerisinde ve sonsuz bir anne şefkatiyle dinlediler. Yarım saatlik ziyaretlerine neleri neleri sığdırdık. İki görme engelli ebeveynin hayat mücadelesini sonsuz bir tevazuuyla takdir ettiler. Rize’nin bağrından kopup gelmiş ve tevazularından hiçbir şey kaybetmemiş koskoca bir yürek ile tanışmıştık o gün. O gün okulun son günleri olduğundan ciğer parem Veyisi’mi okulundan alıkoymamıştık amma ne olaydı da Sayın hanımefendi ciğer paremi de görseydi de şefkatli bağırlarına bassalardı.
Muhterem hanımefendi ayrılacakları zaman ciğer paremin çerçeveli bir fotoğrafını uzun uzun incelediler ve ben bu çocuğu galiba okulda görmüştüm dediler. Ben bu sözleri karşısında hem çok duygulandım ve hem de çok umutlandım. Kim bilir belki ciğer paremi yakından takip ederler diye. Bu sabah öğrendim Sayın Valimizin Karaman’a veda edeceklerini. Sayın Valimiz ile de tanışmayı ne çok isterdim ve son bir kez muhterem hanımefendini anne şefkatlerini hissetmek isterdim. Belki kapımızdan çok giren oldu amma hiç bir şefkat muhterem hanımefendinin gösterdikleri anne şefkati gibi olmadı.
Hakikaten Sayın Hatice hanımefendinin tevazusu bambaşkaydı. Muhterem hanımefendi siz bizim gönül telimize mızrap çaldınız! Biz sizi hiç unutmayacağız. Sizde bizi unutmayın ne olur.