Değişmek ,değişimi yaşamak, farklı düşünmeye başlamak suç mudur?

Çevrenizde onlarca insan vardır. Sizinle bir yaşamı paylaşırlar. Hepsinin bir rotası vardır kendince. Yol alırlar nefes alıp verdikçe.

Evet tanırsınız onları . Onlar en yakınınızdan başlayarak her yerdedirler. Bazen bir köşe yazarken görürsünüz. Bazen bir  çay molasında veya bir canlı yayın oturumunda. Evet onlar belki bir bayram ziyaretinde size gelenlerdir veya sizin gittikleriniz.

Bir olay karşısında tanıdığınız tüm insanları düşünün. Nasıl tepki vereceklerini bilirsiniz aşağı yukarı.

Onlar bir bilgisayar kasası gibi kendilerini yükledikleri yaşam çizgisi ile yol alırlar.

Ama birden bir şey olur.

Bir şeyler değişir. Hayret edersiniz. Tanıdığınız sandığınız kişi farklı düşünmeye başlar. Farklı görmeye başlar. Belki de yeter artık demiştir. Farklı yazar , farklı söyler… Kendisine biçmeye çalıştığı kaftan ile yeni bir rota çizmeye çalışır hayat yolunda..

Peki bu suç mudur?

Bir köşe yazarı her zaman aynı şeyleri yazmak , aynı düşünceleri savunmak zorunda mıdır?

On sene önce yazdığı ile , beş sene önce söylediği ile çelişemez mi bir insan? Bu normal değil midir?

Son yıllarda değişim rüzgarlarının yaşandığı  ve her fırsatta değişim ve gelişimden bahsedildiği bir dünya da değişemez mi bir insan?

Veya değişmek zorunda değil midir?

Geçenlerde bir köşe yazarının yazısı dikkatimi çekti. Bir başka yazarını yıllar önce yazdığı yazısı ile eleştiri yağmuruna tutuyordu.

Olamaz mı?

İyiye dair, güzele dair bir şeyler olacaksa yaşanmalı tüm değişimler. İyi ve güzel kişiye göre değişse de farklı düşünebilmeyi , bir süre sonra farklı görebilmeyi hoş görebilmeli insan.
Fatih Bircan – Eğitimci Yazar