Eğitimci Yazar Fatmanur Uysal Pınar, etkinliğin açılışında, programa katılan öğretmenlere teşekkür ederek sözlerine başladı. Konuşmasında, öğretmenlik ve yazarlık arasındaki ilişkiye dikkat çeken Pınar, şu ifadeleri kullandı: “Öğretmenler yazar mı? Yazar, hatta en güzel öğretmen yazar. Çünkü edebiyatın malzemesi insandır ve en fazla insana dokunan mesleklerden biri öğretmenliktir. Sabah derse girdiğimizde malzememizle, yani öğrencilerimizle yüz yüze geliriz. Edebiyatın malzemesi insan olarak kabul edildiğinde, yazmak ve öğretmenlik paralel bir şekilde ilerler. En güzel ilhamı öğrencilerimden alırım. Öğrenciler ailelerini, çevrelerini, duygularını yüzlerinde taşır. Bu yüzden öğrenciler birer ilham kaynağıdır.” dedi.
YAZARLIK SERÜVENİ BİR ÖĞRETMENLE BAŞLADI
Fatmanur Uysal Pınar, yazarlık yolculuğunun bir öğretmeninin keşfiyle başladığını belirterek, öğretmenlerin öğrencilerin yeteneklerini keşfetme ve geliştirme konusundaki kilit rolüne dikkat çekti. Pınar, ortaokul yıllarında Türkçe öğretmeninin bir yazısını fark ederek kendisini yazmaya teşvik ettiğini şu sözlerle anlattı: “Düzce depreminden sonra okula yeni bir Türkçe öğretmenimiz gelmişti. Bize bir yazı yazdırdı ve veli toplantısında anneme beni sormuş. Yazımı okuduktan sonra, ‘Sen büyük bir yazar olmalısın,’ dedi. O yaşta yazarlığın ne olduğunu bilmiyordum, ama herkesin benim gibi yazabildiğini düşünüyordum. Bu teşvik beni yazarlık dünyasına adım atmam için cesaretlendirdi.” diye konuştu.
Fatmanur Uysal Pınar, yazmanın içselleştirilmesi gerektiğine değinerek, hayatın ve doğanın sessizlik içinde bireylere ilham fısıldadığını söyledi. Pınar ayrıca, edebiyat tarihinde Ahmet Hamdi Tanpınar ve Tevfik Fikret gibi birçok büyük yazarın aynı zamanda öğretmen olduğunu hatırlatarak öğretmenlerin yazma potansiyelini vurguladı.
“ÖĞRETMENLER CEVHER KEŞFEDİCİSİDİR”
Konuşmasında, yazarlığa yönelme hikâyesini paylaşan Pınar, yazarlık serüvenine bir öğretmeninin teşvikiyle başladığını belirtti. Ortaokul yıllarında Türkçe öğretmeninin yazdığı bir yazıyı fark etmesiyle yazarlık yeteneğini keşfettiğini anlatan Pınar, şunları söyledi: “Ben de bir öğretmenimin keşfiyle yazarlık serüvenime başladım. Öğretmenler, yazmaya meyilli öğrencilerinin içindeki cevheri ortaya çıkarmak için birer cevher keşfedicisidir. Yazmak için alıcılarımız açık olmalı ve çevremize dikkatle bakmalıyız. Öğretmenlik, öğrencilerin duygularını anlamak ve onları yazıya dökmek için sonsuz bir kaynak sunar. Annem beni takvim yapraklarının arkasında yer alan hikâyelerle büyüttü. Bu bağlamda annem de beni edebiyat dünyasına teşvik etti diyebilirim.” dedi.
“YAZARLIK SÜRECİMDE EN BÜYÜK KAYNAĞIM ÖĞRENCİLERİMDİR”
Fatmanur Uysal Pınar, Alev Alatlı’nın “35 yaşından önce kimse kitap çıkarmasın.” sözünü hatırlatarak yazarlık sürecinin olgunluk gerektirdiğini vurguladı. Pınar, “Alev Alatlı gerçekten çok haklı çünkü 35 yaşından sonra insanın zihninde farklı bir pencere açılıyor. Hayata, olaylara ve öğrencilere bakışı değişiyor. Soruları çoğalıyor ama cevapları azalıyor. Sorular çoğalıp cevaplar azalınca insan farkındalığını yaşamış oluyor. O zaman insan oldum diyebiliyor ve nitelikli bir eser verebilmek içinde o olgunluğa erişmiş oluyor diye düşünüyorum. İlk kitabımı çıkardıktan sonra beni Mustafa Kutlu aradı. Yazarlık sürecimde en büyük kaynağım öğrencilerimdir. Kitabımda geçen hayat hikâyelerimdeki kurgu öğrencilerim üzerine kurulmuştur. Asi pençe diye bir öyküm var o benim öğrencimdi. Engelli bir öğrencimdi. O öğrencimi mezun edeli 7-8 yıl oldu ama kendisi zihnimden ve kalbimden hiç mezun olmadı. O hayat hikâyesiyle hep beni yaz dedi. Onun hayat hikâyesini yazmasaydım o benim peşimi bir ömür boyu bırakmazdı. Ona vefa borcumu hikâyesini yazarak ödemiş oldum.” ifadelerini kullandı.
Programın sonunda, Eğitimci Yazar Fatmanur Uysal Pınar, öğretmenlerin yazarlık ve edebiyat hakkındaki sorularını yanıtladı. Etkinlik, Karaman Öğretmen Akademileri İl Koordinatörü Rukiye Yılmazer’in, Pınar’a günün anısına hediye takdim etmesiyle sona erdi.