Bilge Koçak, Karaman’da kendi kliniği olan duyarlı bir veteriner hekim. Kliniğinin olduğu mahallede çocuklarla işbirliğiyle çalışıyor. Çocuklar mahallede buldukları yavru yaralı kedileri ve sokak hayvanlarını ona getiriyor. O da gereken tedaviyi yaparak iyileştirip, çocuklara geri veriyor. Bu şekilde çok sayıda sokak hayvanının yuvaya kavuşmasına da vesile olan Bilge Hanım’ın kışın soğuk yüzünün kendini gösterdiği bu günlerde tek endişesi sokak hayvanları. Toplumun bu konuda daha bilinçli hareket etmesi gerektiğini ifade eden Bilge Hanım, şunları söyledi: “Bireysel olarak çabaları çok önemsiyorum. Her vatandaş aynı duyarlılıkta olsa kapı önüne bir kap mama, bir kap su koysa bu hayvanlar kışın zorlu şartlarda dahi bir şekilde hayatlarını idame ettirebilir… Onların da bir can olduğunu unutmayalım. Tıpkı evlatlarımız gibi. Evlat hassasiyetiyle yaklaşıp birlikte sahip çıkalım…” Bilge Hanım, ülkemizin bazı bölgelerinde bulunan mamamatiklerin yaygınlaştırılarak her ilde belli noktalara yerleştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
“BİZİM MESLEĞİMİZ SEVEREK YAPILABİLECEK BİR MESLEK”
Veteriner hekimliğin severek yapılabilecek meslek gruplarından biri olduğuna dikkati çeken Bilge Hanım, meslek seçme sürecini şöyle anlatıyor:
“Ben aslen Ermenekliyim. 2014 yılı Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Veteriner Hekimliği Bölümü mezunuyum. Mezuniyetimden 2017 yılına kadar başka bir kişinin yanında çalıştım. 2019 yılında da mümkün olduğunca donanımlı olarak kendi kliniğimi açtım… Ben küçüklüğümden beri hayvanları çok seviyorum. Çocukken hayvanlarla oynamayı onlarla uğraşmayı seviyordum. Evimizde kuş ve balığımız vardı. Bakımlarıyla hep ben ilgilenirdim. Liseden sonra tercih yaparken bir arkadaşım veteriner fakültesini yazdı ve bana da önerdi. Sonra bir hedef koydum kendime bu işi yapacağım diye. O yönde ilerledim. Mezun olduktan sonra iş bulma konusunda hiç zorluk yaşamadım. Yazları tatillerde devamlı staj için gittiğim yerde direk işe başladım. Mesleğimi çok seviyorum. Severek yapıyorum. Zaten bizim mesleğimiz severek yapılabilecek bir meslek.”
“ÇOCUKLU EVDE EVCİL HAYVAN KESİNLİKLE OLMALI”
Evlendikten sonra 3 çocuk sahibi olan Bilge Hanım, çocukların küçük yaşta evcil hayvanla tanıştırılmasının çok önemli olduğunu söyledi:
“Eşim veteriner kliniklere medikal malzeme temin ediyordu. O vesile ile tanıştık. Evlendik. 3 çocuğumuz oldu. Çocuk derken aslında onlardan önce bir köpeğimiz vardı o da evlat gibiydi her zaman. Çocuklar olduktan sonra kendi de aldık. Evimizde sürekli bir evcil hayvan oldu. Çocuklarımızın hiç hayvan korkusu olmadı. Onlarla sorumluluğu merhameti öğrendiler. Hayvanlara nasıl bakmaları, nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar. O yüzden bence çocuklu evde evcil hayvan kesinlikle olmalı. Hem hayvanın sahiplenilmesi hem de kendi çocuklarımızın gelişiminde önemli rol oynuyor. Çocuklarda özgüven sağlanıyor, sorumluluk bilinci gelişiyor.”
“ÇOCUKLARIMIZLA AYNI ÖZENDE BAKMALIYIZ”
Evcil hayvan sahiplenmek isteyip de tüy dökmesinden çekinenlere seslenen Bilge Hanım şunları ifade etti:
“Hayvan sahiplenmek konusunda tüy dökme meselesi var. Bu mesele hayvandan hayvana değişiyor. Kedi ve köpek arasındaki cinslere göre farklılık gösteriyor. Şimdi insanlarımız eskiden evsel gıdalar verme yönünde eğilim gösterip ya da biraz daha ekonomik davranıp ucuz mama yolunda giderlerdi. O zaman tüy meselesi çok sıkıntılı oluyor. Ama normalde iyi kaliteli bir mama, düzenli bir beslenme protokolü uygularlarsa bir de vitaminlerini düzenli verirlerse sıkıntı olmaz. Sadece dönemsel, mevsimsel geçişlerde görülür. O da mecburi yazlık ve kışlık tüy değişimi sırasında olur. Mesela benim kedim normal standart her zamanki kullandığım mamayı yiyor o yüzden tüy dökümü olmuyor. Senede sadece iki defa tüy değişim zamanında döküyor. Yani biraz bakım ve insanların bilinçlenmesi lazım. Düzenli aynı kendi saçımızı tarıyormuş gibi onları da taramamız lazım. Kendi çocuklarımıza nasıl özen gösterip vitaminlerini eksik etmiyorsak, yediklerine önem veriyorsak onların da yediklerine önem vermemiz lazım. Onlara çocuklarımızla aynı özende bakmalıyız.”
“ANLIK HEVESLE HAYVAN SAHİPLENİLMEZ”
Evcil hayvan edinme sürecinin çok hassas olduğunu anlatan Bilge Hanım, bir anlık hevesle hareket edilmemesi gerektiğini anlattı:
“Evcil hayvan edinme konusunda dikkat etmemiz gereken hususlar var. İlk önce kesinlikle sadece çocuğum için hayvan alıyorum diye bir heves de olmaması lazım. O almış bende alayım algısı çok yanlış. Bu tarz davranışların sonunda hayvan ya sokağa bırakılıyor ya da başkasına veriliyor. Yine çocuk istiyor anne babası alıyor. 1- 2 ay bakıyorlar zamanla çocuk bakmamaya başlıyor tüm sorumluluğu anne ve babaya kalıyor. Anne baba bakamıyor. Hayvan sokağa atılıyor. Olan hayvanlara oluyor. Ev ortamına alışmış hayvan sokağa bırakılınca adapte olamıyor. Eve alışmış bir hayvanın dışarıda yaşaması zor. Ayak uyduramıyor. Evde önüne hazır şekilde mama geliyor, ona alışık. Dışarıda trafik var ve alışık değil. Gürültü, kalabalık buna alışık değil... Hayvan ziyan oluyor. O yüzden mecburi sahiplendirme yapsınlar ama sokağa atmasınlar. Evcil hayvan seviliyorsa eve alınması düşünülüyorsa kesinlikle bilinçli bir şekilde ilerlemek gerekiyor. İmkan varsa evde misafir alınarak, denenerek yapılması gerekir.”
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Kış aylarının gelmesiyle sokak hayvanlarının açlık, susuzluk ve donma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını aktaran Bilge Hanım, konuyla ilgili şunları söyledi:
“İnsanlar kedi köpek almak istemiyorsa evinin önüne bir kap mama bir kap su koysunlar. Bu aylarda sokak hayvanlarının maalesef açlık ve susuzluktan donma yaşadıklarını, hasta oldukları görüyoruz. Düzgün beslenme olmuyor bununla soğuklar da birleşince hayvan maalesef kendini iyice bırakmış oluyor. Üşütme, enfeksiyon vakaları artıyor. Hayvanlar yazlar çok rahat olabilirken kışın biraz zorlanıyorlar. Sular donuyor. İnsanlar dışarda uzun kalmadığı için o hayvanları fark edemiyor. O nedenle hepimize görevler düşüyor. Ben gündüz buraya getirilen hayvanlarla ilgilenirken fırsatını bulduğum her an beslemeye gidiyorum. Bunun haricinde sokak hayvanları gruplarımız var onlara destek veriyoruz. Mama desteği, tedavi ve muayenelerini ücretsiz yapıyoruz… Bilinçli vatandaşlara bu dönemde çok ihtiyacımız var. Besleme yapacak, kapısının önüne bir kap yiyecek koyacak insanlara. Bazen vatandaşlar geliyor. Biz yardımcı olmak istiyoruz ama ne yapacağımızı bilemiyoruz diyorlar. Bu tarz arkadaşlar derneklerimiz var onlara başvurup yardımcı olabilir. Maddi durumları varsa mama bağışlayabilir. Yoksa bağışlanan mamaların dağıtılmasında yardımcı olabilir. Mümkünse kış aylarında dışarda don oluyor. Hiç bir şey yapamıyorsak yeme içme ne bulursak yani normal yemek bile olsa çöpe atmaktansa ayırıp çöpün kenarına düzgün bir şekilde koyalım.”
DİP NOT
“Geçtiğimiz günlerde yaşanan tipide 500 koyun telef oldu. Bu bir şeyleri ucuza mal etmek için olan bir olay. İster istemez hayvan sahibi hayvanları otlatarak beslemenin maliyetini azaltmak için o kadar uyarılara rağmen, valilik kar yağacak, don, tipi olacak açıklamalarını yapmasına rağmen o hayvanları sürüyor. Tipilerde de hayvanların yolu kaybetmesi çok normal. Hepsi soğuktan donarak telef oldu. Burada insanların bilinçli olası gerekiyor. Burada bir uyarı varsa dikkate alacaklar. Bir gün ağılda kalıp beslense o hayvanların maliyeti 10 bin TL. O maliyeti kısmak isterken şimdi daha çok kaybı oldu. Birkaç gün beslemede sıkıntı yaşamazdı. Ama sırf bir günlük beslemeyi yarıya düşüreyim diye bilinçsizce davrandılar. Olan hayvanlara oldu. Evde de evcil hayvanının dışarı girip çıkmasına göz yumanlar oluyor. Hayvan bir yere sıkışsa soğuktan donacak. Eve alışan hayvanın dışarı sık sık çıkarılmasını doğru bulmuyoruz. Hastalık da kapabilir, trafikte araba da çarpabilir. Bilinçsizce hareketler hayvana zarar veriyor.”