Allah kimseye (ibadet ve itaatte) gücünün yettiğinin dışında (üstünde) teklifte bulunmaz. (Herkesin) kazandığı (iyilik) kendi yararına ; yaptığı (kötülükler) de kendi zararınadır. "Ey Rabbimiz! Unutur veya (kasıtsız) hata edersek, bizi sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bizden önceki (itaatsiz ümmet)lere yüklediğin gibi, bize (zor/helak edici) bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği şeyleri de bize taşıtma! Bizi affet, bizi bağışla, bizi esirge! Sen Mevlamızsın; küfre sapan, seni tanımayanlara karşı bize yardım et/zafer ihsan eyle." ( Bakara Suresi/ 286)
HADİS-İ ŞERİFLERLE HAFTANIN DUASI
"Ey gökleri ve yeri yaratan, görünen ve görünmeyeni bilen Allahım! Ey her şeyin Rabbi ve yegane sahibi! Senden başka ilah bulunmadığına şehadet ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden, onun sana şirk koşmaya davet etmesinden sana sığınırım." (Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel)
HAC YOLCULUĞUNDA AZIĞIN EN HAYIRLISI TAKVADIR
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
• Hac, bilinen aylar(da)dır. Kim o aylarda (niyetle ihrama girip) haccı yerine getirmeye azmederse, (bilin ki) hacda (eşiyle) cinsî ilişki kurmak, günah sayılan davranışlarda bulunmak ve kavga etmek/ağız dalaşı yapmak yoktur. Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. Bir de (yol için) kendinize azık edinin. (Bilin ki) azığın en hayırlısı takvâdır (günaha sebep olan hareketlerden sakınmaktır). Ey akıl sahipleri! Yalnız benim emirlerime uygun yaşayıp karşı gelmekten sakınarak azabımdan korunun. (Bakara/ 197)
• Hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, vaktiyle (orada) atalarınızı (sevgi ve övgü ile) andığınız gibi, artık bundan böyle daha kuvvetli bir şekilde Allah’ı anın. İnsanlardan kimi: “Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) dünyada ver!” der. Artık (böyle diyen) o kimseye ahirette hiçbir nasip yoktur. (Bakara, 200)
• Kim oraya girerse emniyette olur. Oraya (gitmeye) bir yol (imkan) bulabilen kimseye, Beyt(ullah)’ı haccetmesi, Allah’ın hakkı (olarak o kimseye farz)dır. Kim de (bunu reddeder de) küfre saparsa, (küfrü kendi aleyhinedir ve) şüphesiz Allah, bütün alemlerden müstağnidir (kimseye ihtiyacı yoktur). (Ali İmran, 97)
SON PEYGAMBER (SAV)
(Ey Resûlüm!) De ki: “Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.”
(3/ Al-i İmran Suresi: 31)
• Çok cesurdular. Ebû Şeyh, Ahlâku’n Nebi * 57
• Haksızlıkların karşısında son derece sabırlıydılar; hiç kimseye lanet etmemişlerdi. İbn Cevzî, Vefâ * 2-421; Buhârî, Edeb * 44; İbn Hişâm, Sîre * 2-101, 166 / 3-156
• Çevresindeki insanların ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar, bundan dolayı çok kere sıkıntılı bir hayat sürerlerdi. Başkası ihtiyaç içindeyken rahat bir hayat geçirmeyi asla düşünmezlerdi.İbrahim Bayraktar, Şemâil * 105
• Allah’ın haramlarından birisi çiğnenmediği müddetçe yapılan bir haksızlığın intikamını almaya asla çalışmazlardı. Allah’ın haramlarından herhangi birisi çiğnendiği zaman ise insanların en öfkelisi olurlardı.
• İbn Kayyim, Zâdu’l Meâd * 1-154; Buhârî, Bed’ül Halk * 6, 88
• Sert davrananlara yumuşaklıkla davranırlar, sertliğe sertlikle karşılık vermezlerdi. Buhârî, Edeb * 68
• Kendilerine karşı yapılan cahilce davranışlar, kendilerinin sadece yumuşaklığını artırırdı. İbn Kayyim, Zâdu’l Meâd * 1-154
KÖLESİYİZ, RAZI OLSUN
ALEMLERİN EFENDİSİ BİZDEN
HİKMETLİ SÖZLER
HİKMETLİ SÖZLER
O, (Allah) hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet nasip etmişse, muhakkak ona çok hayır verilmiştir. (Bu âyet ve öğütleri) olgun akıl sahiplerinden başkası düşünemez. Bakara/269
BAYEZİD-İ BESTÂMİ (R.A.) BUYURDULAR Kİ:
“Tevhid yakindir. Yakin ise mahlukatın her türlü hareketini Allah'ın fiili olarak bilmek ve ef'alinde O'na hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. İnsan Rabbını tanıyıp bu tanıma duygusunda istikrara erince tevhide erer. Bunun anlamı fiillerinde O'nun hiç bir ortağı yoktur, demektir.”
***********
"Kendisine gökyüzünde uçma veya bağdaş kurma kerameti verilen kimseye hemen kalkıp aldanıvermeyin. Önce onun emir ve nehiy çizgisindeki yerine, şer'i hududa riayetteki durumuna bakın."
***********
Namazı nasıl kılarsın diyenlere Bayezid-i Bestâmi Radıyallahu anh buyurmuştur ki:
“ Buyur ya Rabbi, emrini yerine getirmek üzere tekbir alıyorum, diyerek namaza başlarım. Tertil üzere Fatiha ve zamm-ı sureleri okurum, tazim ile rükua varır, tevazu ile yere kapanıp secde ederim. Veda selamı gibi selam verip namazımı huşu ile tamamlarım.
***********
HADİS-İ ŞERİFLERLE HAFTANIN DUASI
"Ey gökleri ve yeri yaratan, görünen ve görünmeyeni bilen Allahım! Ey her şeyin Rabbi ve yegane sahibi! Senden başka ilah bulunmadığına şehadet ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden, onun sana şirk koşmaya davet etmesinden sana sığınırım." (Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel)
“Allahım! İçimi dışımdan daha hayırlı kıl ve dışımı yararlı kıl. Allahım! Sapmadan ve saptırmadan mal,aile ve çocuk bakımından insanlara verdiklerinin iyisini isterim.” (Tirmizi)
O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI
MAKBUL OLAN HAC ÜSTÜN AMELLERDENDİR
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e:
- En üstün amel hangisidir? diye soruldu.
- "Allah ve Resulün’e iman etmektir" buyurdu.
- Sonra hangisidir? denildi.
- "Allah yolunda cihad etmektir" buyurdu.
- Sonra hangisidir? denildi.
- "Makbul olan hacdır" buyurdu.
(Buhârî, Îmân 18, Hac 4, 34, 102, Umre 1, Sayd 26, Cihâd 1, Tevhîd 47; Müslim, İman 135, Hac 204, 437)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh dedi ki, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim:
"Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner." (Buhârî, Hac 4, Muhsar 9, 10; Müslim, Hac 438. )
İbni Ömer raıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak." (Buhârî, Îmân 1, 2; Tefsîru sûre (2), 30; Müslim, Îmân 19-22. )
GÜLLERİN EFENDİSİ GÜNLERİN EFENDİSİ HAKKINDA ŞÖYLE BUYURDULAR
Ebu Eyyûb el-Ensârî (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
“Kim, cuma günü gusle¬der ve varsa ailesinin kokusundan sürünür, elbisesinin en güzelini gi¬yer, sonra çıkıp mescide girerek —mümkün olur da— rükû'a varır ve kimseye eziyet etmezse; sonra imâm hutbeye çıkıp namaz kılıncaya kadar susarsa; o, bu cuma ile ertesi cuma arasında kendisi için bir keffâret olur.” (Ahmed b. Hanbel)
CUMANIZ MUBAREK OLSUN!