İsraf; malı helak etmek, faydasız hâle getirmek, dine ve dünyanın mübah olan işlerine faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir. Malı denize, kuyuya, ateşe atmak, onu helak etmektir.
Yemek artıklarını dökmek, çatalı, kaşığı, tabağı, tası ekmekle veya parmakla sıyırıp yemeden önce, kapları yıkamak ve silmek israftır. Sofra bezi ve masa üstüne düşen ekmek ve yemek kırıntılarını toplamayıp atmak da israftır.
Kur’an-ı Kerim'de (A’raf suresi 31. Ayet)"Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz" buyrulmuştur. "Bizim hem Ramazan ayında hem de Ramazan-ı Şerif dışında israftan kaçınmamız gerekiyor. Ramazan ayı bizlere birçok güzellikler kazandıran bir ay. Birçok güzellikleri kazanırken israftan da uzak kalma noktasında dikkatli olmamız gerekiyor. Biz belki iftar sofralarında, sahur sofralarında birçok nimeti bir arada bulabiliyoruz ancak bu nimeti bulamayan insanları düşüneceğiz. Zaten oruç tutar iken aç kaldığımızda, susuz kaldığımızda o yemeği o gıdaları bulamayan o içecekleri bulamayan insanların durumu ile kendi durumumuz adeta özleşiyor. Aynı şeyleri yaşıyoruz. Onlar belki iftar da sıkıntı çekerken bizim soframızdan birçok atıkların oluşması, orucun özüne aykırı bir durum olmuş olur. Özellikle yapılan alışverişlerde aç gözlülük yapmamalıyız, yiyebileceğimiz kadar almalıyız çünkü ayetin devamında ise ‘Şüphesiz ki Allah’u Teâlâ (c.c.) israf edenleri sevmez’ buyuruyor.
Yüce Peygamberimiz de buyuruyor ki, “Dere kenarında abdest alırken bile dikkatli olun, suyu israf etmeyin’’. İsraf konusunda birçok uyarı bildirilmişken dikkat etmemek olur mu?
Müslüman’ım Elhamdülillah diyorsak peygamber efendimizin hadisine ve Allah Teâlâ(c.c.) buyruğuna uyalım iftarlarımızı israfa dönüştürmeyelim…