En geniş anlamıyla belirtildiğinde iletişim; insanlar arasında duygu, düşünce ve bilgilerin her türlü yolla başkalarına bildirimi şeklinde tanımlanabilir. İnsan veya insan toplulukları var oldukları günden, günümüze kadar çeşitli yollarla varlıklarını hissettirecek, faaliyetler içinde olmuşlardır. En basit şekliyle, bir bebek “Anne ben buradayım ve çok açıktım.” diyemese de ağlama iletişimini kullanarak, varlığını annesine hissettirmeye ve ihtiyacını gidermeye çalışır. Aslında bu olay, insan yaratılışında, kendini hissettirme ve iletişim kurma duygusunun var olduğunu göstermesi açısından da güzel bir örnektir. Kişi bazında, kendini hissettirme ve iletişim kurma, psikolojik olarak insan yapısında olduğu gibi, toplumlar ölçüsünde de durum farksızdır aslında. Birçok devlet, bilinen iletişim araçları ile çeşitli etkinlikler yaparak, “Bu dünyada biz de varız.” mesajını ulaştırmaya çalışırlar diğer devletlere.
Kendini hissettirme, kendini kabul ettirme, duygu ve düşüncelerini diğerlerine aşılayabilmenin en önemli araçları, günümüzde, hiç şüphesiz kitle iletişim araçlarıdır.
İnsanoğlu var olduğu günden beri, duygu ve düşüncelerini başkalarına iletme düşüncesinden hiçbir zaman vazgeçmemiş, iletişimi daha iyi kurabilmek adına tarihte çeşitli gelişmelere imza atmıştır. M.Ö. 3000 civarında Mısır’da hiyoroglif adı verilen yazı sisteminin bulunması iletişim adına insanlığın önünü açmış, bu alandaki diğer gelişmeler ardı sıra gelmiştir. 1945’te Gutenberg’in matbaa makinesini icat etmesi, 1820’de Danimarkalı Oersted’in elektronik manyetik akımını keşfetmesi, 1826 yılında fotoğraf makinesinin Fransız Niepce tarafından icat edilmesi iletişim alanındaki gelişmelere bir ivme kazandırmıştır.
Telgrafın, haberleşme alanında kullanılması, daktilo makinesinin icadı, A. Graham Bell’in elektrik telleri üzerinden ilk insan sesini iletmeyi başarması, ses kaydetme araçlarının, kasetçalar ve CD’lerin piyasaya sürülmesi; sinema makinesinin icat edilmesi, radyo, TV, fotokopi makinelerinin iletişimde yaygın olarak kullanılması ve son olarak, insan beyninin nasıl çalıştığına dair akıl erdirmekte zorlandığı, teknoloji harikası bilgisayarların icadıyla, insanoğlunun kendini ifade etme adına yaptıkları doruk noktasına ulaşmıştır.
1990 yılında bilgi otobanı anlamına gelen internetin Dünyayı Kuşatan Ağ anlamına gelen World Wide Web (WWW) sitelerinin ABD tarafından iletişimin hizmetine sunulması, bu alandaki gelişmelerin mükemmelliği ile ilgili olarak insanoğlunun ağzının açık kalmasına yol açmıştır.
İletişim adına ne büyük gelişmelerin yaşandığını, tarih içerisinde iletişimin ne büyük bir gelişme gösterdiğini görmezden gelmek, iletişim adına, teknolojinin imkânlarından faydalanmamak, özelde insan; genelde ise toplum, topluluklar ve devlet adına büyük bir aymazlığın içinde bulunmak anlamına geldiğini bugün herkes biliyor artık.
Ekonomi, spor, magazin, siyaset, kültür gibi birçok alanda, iletişim araçları, kendini hissettirme, yapılanları edilenleri bildirmek üzere ülkemizde de fazlasıyla kullanılmakta.
Eğitim alanında eğitimcilerin de genç beyinleri yetiştirmek için iletişim araçlarından faydalanması kaçınılmazdır artık Özellikle eğitimcilerin işimizin gençlerle olduğunu, iyi yetiştirmemiz gereken bir kitlenin karşımızda durduğunu, geleceğin büyüklerini yetiştirme çabası içinde olduğumuzu düşündüğümüz de teknolojiden ve bilgi paylaşımından uzak durmamız kesinlikle düşünülemez.
Eğitim alanında eğitimcilerin de genç beyinleri yetiştirmek için iletişim araçlarından faydalanması kaçınılmazdır artık Özellikle eğitimcilerin işimizin gençlerle olduğunu, iyi yetiştirmemiz gereken bir kitlenin karşımızda durduğunu, geleceğin büyüklerini yetiştirme çabası içinde olduğumuzu düşündüğümüz de teknolojiden ve bilgi paylaşımından uzak durmamız kesinlikle düşünülemez.
Gençlerin, belli engellemelere rağmen kötü içeriklere sahip internet aracılığıyla, beyinlerinin çalışamaz hale getirildiği; istenmeyen, gereksiz bilgilerle adeta uyuşturulduğu hepimizin bildiği bir gerçektir.
Kötülüklerin, ahlaki çöküntülerin, cahilliğin, tembelliklerin, magazin haberlerinin daha çok kafelerde internet aracılığıyla verilmesi her eğitmenin en çok şikâyet ettiği konuların başında.İlginç olan, bilgi otobanı denen internete bilgi öğrenmek veya görsellik üzerinden bir şeyler aramaya kalksanız, arama motorlarına yazacağız bir kelime veya cümleden sonra size sıralananlardan yüzde doksanı işe yaramaz, gereksiz, yalan yanlış bilgiler ya da sizi farklı farklı sitelere yönlendiren tıklamanız istenen web sayfaları.
İyiyi doğruyu düşünen insanlar olarak öyleyse bir zamanlar televizyonlara çektiğimiz -hiçbir zaman maalesef bizim bile uygulayamadığımız karşısında saatlerimizi geçirdiğimiz- ”Ne zararlı bir araç çocuklar ve bizler bundan uzak durmalıyız.” martavalını internete de (Tarihte birileri aynı martavalı tiyatroya, müziğe, resme, film sektörüne, sanatçı yetiştirmeye,spora toplumda şu an etkili olan diğer alanlara da çekmişti. Çocuklarımızın bu alanlarda yetişmelerini engellemişti .Bu türlerin önemi anlaşıldığında da tavşan yamaca çoktan geçmişti maalesef) çekmeyelim, çünkü bizler ve çocuklarımız internetten vazgeçemiyor başında saatlerimizi harcıyoruz. Çözüm mü, interneti iyi insanlar iyi şeylerle doldurmalı. Arama motoruna yazılan bir kelime veya cümlenin karşılığında yüzde doksan oranında iyi,doğru bilgiler; güzeli, iyi düşünceyi çağrıştıran her türlü görsellik ekrana geldiğinde zafer iyi insanların olacaktır. Hiç bir şey mi yapamadın, çocuklara kötü düşünceler aktardığını gördüğün sitelere yazılı olarak tepkini belli et. İyi insanlar güzel duygularını, faydalı düşüncelerini, çocuklara, genç beyinlere ve diğer insanlara ulaştırmak için iletişim araçlarını mutlaka kullanmalıdır. Günümüzde çocuklarımızın ,gençlerimizin ve biz büyüklerin bile uzak kalamadığı bir şekilde ilgilendiğimiz ya da ilgimizin olmasını istediğimiz facebook, twitter, msn’ler, hotmail’ler, mynet’ler… iyiyi ve doğruyu yaptığını düşünen insanlarca sahiplenip doldurulmadıkça, “Doğada hiçbir şey boş kalmaz boşluklar bir şekilde birileri tarafından doldurulur.” kuralı gereğince iletişimdeki boşluklarda bir şekilde başkaları tarafından doldurulacaktır.
İYİ İNSANLAR görevini yapmadıkça, kötü düşüncelere sahip insanlar, cep telefonunu, bilgisayarı televizyonu interneti WWW’leri kötü düşünceleri ile doldurmaya devam edecektir. Hayat var olalı beri, iyi ve kötü hep savaş durumunda olmuştur. Dünya var oldukça da bu savaş hiç bitmeyecektir. Savaşı kazananlar değişik zamanlarda farklı taraflar olmuştur.İyiler ve kötüler arasındaki savaşta birçok şey değişmiştir; fakat savaşı kazananlar hep ÇALIŞANLAR olmuştur.
İyi düşüncelere sahip olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Öyleyse haydi çalışmaya …Hiç değilse iyi işler yapmaya çalışanlara destek vermeye…