28 Şubat darbesiyle ortadan kaldırılan İmam-Hatip Ortaokulları bu eğitim öğretim yılında yeniden açılarak hayatiyet kazandı. İslam ile ilintili olan her şeye yok etmek kastıyla yaklaşan bir zihniyetin izleri de böylece yavaş yavaş silinmeye başladı.
Bu ülkenin diğer okullarından farklı olmayan İmam-Hatiplerin orta okul kısımlarının kapatılması çifte standardın ötesinde bilinçli bir yok edişti. Daha dindar bir doktorun, daha dindar bir avukatın, daha dindar bir öğretmenin, daha dindar bir tüccarın ya da iş adamının yetiştirilmemesiydi amaç. 28 Şubat’ın kudretli paşalarından birisi ‘böyle giderse şu kadar yıl sonra ülke dincilerin eline geçecek ve bu ülkeyi kaybedeceğiz’ anlamına gelecek sözler sarf etmişti.
Zamanın her şeyin hakikatini ortaya çıkarmak gibi temel bir işlevi var. Bu süreçte bunu bir kez daha idrak ettik. Ve kimlerin bu ülkeyi ele geçirdiğini ve nasıl bir zarara uğrattığını acı bedellerini ödeyerek gördük.
Hırsızın, arsızın, katilin, teröristin ve anarşistin yetişmediği bu okullar vatan-millet aşkıyla yanan ve aldığından fazlasını vererek ülkeye hizmet etmeyi en büyük telakki eden değerler yetiştirmiştir. Hangi kademede olursa olsun aldıkları görevleri, üstlendikleri sorumlulukları bi hakkın yerine getirmenin gayretinden başka bir dert ve gayeleri olmamıştır.
Hatırlayın, milletin bu okullara teveccühü o kadar fazla idi ki geçmişte 500 öğrenci alacak okullara 3000 öğrenci baş vuruyordu ve sınavlar stadyumlarda yapılıyordu. Bu, milletin iradesi ve yönelimiydi. Hukuk devletinde eğitim öğretim hakkının kullanımıydı. Milletin iradesinin tecellisi yani demokrasinin gereğiydi. Peki ne oldu demokrasiye ya da hukuk devleti anlayışına. Ben böyle istiyorumcu faşist bir anlayış ne demokrasi bıraktı ne de hukuk devleti ilkesi.
Elhamdulillah artık bugün yeniden millet iradesini göstereceği ve tercihlerini yapabileceği demokratik bir zemine kavuştu. Bu yıl yeniden açılan İmam-Hatip Ortaokullarına büyük bir heyecanla çocuklarını kaydettirdi. 700’e yakın İmam-Hatip Ortaokuluna 100000 (yüzbin) civarında öğrenci kaydoldu. Ben inanıyorum ki yeterince okul tahsis edilebilseydi bu sayı kat be kat artacaktı.
Bu okullara millet sahip çıkıyor. İmkansızlıklar içerisinde okuma fırsatı bulamayan ailelerin çocuklarına özellikle köyde yaşayan çocuklara barınma ve iaşe imkanı sağlayarak onların yetişmelerine katkı sağlıyorlar. Yurtlar açarak, öğrenci evleri oluşturarak kenarı merkeze çekiyorlar. Eğitimde fırsat eşitliği sağlıyorlar.
Okulların açıldığının ikinci günü ülkemizin güzide vakıflarından olan Ensar Vakfının bu maksatla açmış olduğu öğrenci evini ziyaret etme fırsatı buldum. Hepsi köyden gelen gözlerinden masumiyet akan, pırıl pırıl, saf Anadolu çocuğuydu. Ortaokul birinci sınıfına kaydolmuşlardı. Ailelerinden ayrılmalarının hüznü vakıf yöneticilerinin ve özellikle belletmen öğretmenlerinin yakın ve sıcak ilgisi sebebiyle kaybolup gitmişti. Allah hepsinden razı olsun.
Yeni eğitim-öğretim yılının ve özellikle de İmam-hatip Ortaokullarının hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
M. Abdulkadir YUSUFOĞLU