İnsandan Duyguyu Alın Geri Neyi Kalır ki?

İNSANDAN DUYGUYU ALIN GERİ NEYİ KALIR Kİ
Bugünlerde X boya firmasının TV ekranlarında yer alan “ Hayattan rengi alın geri neyi kalır ki” reklam sloganını görünce aklıma ilk gelen “İNSANDAN DUYGUYU ALIN, GERİ NEYİ KALIR Kİ!!!” oldu. Bunun üzerine çok fazla düşünmeden, birkaç gün içerisinde reklam filminin devamını gördüm ve her ses tonunun farklı duygusal akım içerisinde olduğunu fark ettim. İlk cümleme geri dönüp düşünmeye karar verdim “İNSANDAN DUYGUYU ALIN, GERİ NEYİ KALIR Kİ” 
Önce renksiz bir dünya hayal ettim cam gibi saydam olan, bize aitmiş gibi görünen fakat bizim özgürlüğümüzü kısıtlayan bir dünya. Gül’ de kırmızılığı görmeyince aşkı sildim , ağaçlar yeşil değilse huzur yoktur aslında, mavi silindiğinde gökyüzü ulaşılmaz değildir artık sadece boşluk vardır dinginlikten öte. Eğer güneş sarı doğmuyorsa , yeni güne olan bütün umudunu yitirmiştir doğa. Masamdaki  kahverengiyle beraber sağlamlığına olan inancım yok olmuş demektir.  
Sonra insandan sevgiyi aldım gönlü buz gibi kaldı, korkuyu aldım geri adım atamadı hatalara varan yollarda, üzüntüyü aldım yıkayamadı gözyaşlarıyla ruhunu, mutluluğu aldım güneş kaçtı bir gülümsemenin ardından Kaf Dağı'na, heyecanı aldım durdu zamanın tik takları kalbin ritminde...
Renklerin ana ve ara tonlarıyla çevremize kattığı çeşitlilik gibi, duygularda insanlara bir takım çeşitlilik kazandırmaktadır.  Duygularımız sayesinde çevremizde algıladığımız olay ve durumları içsel olarak değerlendirir,yorumlar ve en doğru tepkilerle dışarıya yansıtırız.  Duygular her kişide aynıdır değişmez. Sadece kişilik özellikleri, yetişme tarzları ve kültürel çevre, duyguları ifade etme biçimlerini kişiden kişiye farklı kılar. Örneğin aşık olan bir insan heyecanını dışa yansıtırken diğer başka kişi kendi içinde yaşamayı tercih edebilir. Annesinin vefat ettiğini öğrenen iki kardeşten birisi hıçkıra hıçkıra ağlayarak bağırıp çağırıp çevresine acısını yansıtırken, diğer kardeş kendini odaya kapatıp sessiz sedasız yaşamayı tercih edebilir. 
Hayata bazen olumlu bazen de olumsuz açıdan bakarız. Söz konusu bakış açımız baktığımız yerde ne gördüğümüzü etkileyen önemli bir veridir. İçinde bulunduğumuz koşulların olumlu mu olumsuz mu olduğu tabi ki önemlidir. Ancak çeşitli durumlarım olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğunu belirlerken kullanabileceğimiz tek veri değildir. Çünkü olaylara, durumlara  ve genel olarak hayata ne açıdan baktığımız da orada ne gördüğümüzü belirleyen verilerden başka bir tanesidir. Bu verileri değerlendiren, çevremizdeki olayları, durumları yorumlayan,onları anlamamızı sağlayan ve bakış açımızı oluşturan beynimiz, ya da daha genel olarak bilişsel sistemimizdir. Düşünce, duygu ve davranışlarımız  bir bütün halindedir. Her biri bir diğerini etkiler. Olumsuz bir duygu durumu içerisinde olduğumuzda aklımızdan geçen olumsuz düşünceler moralimizin daha da bozulmasına neden olur. Moralimizin bozulması ise çoğunlukla durumu düzeltmeye yarayacak yapıcı davranışlar yerine canımızı sıkan ve durumu bizim için daha da zorlaştıracak davranışlar içine girmemize neden olabilir. Ortaya koyduğumuz olumsuz davranışlar bazen olumsuz olayların başımıza gelmesine de neden olabilir. Örneğin gireceğimiz sınavda çok başarısız olacağımıza ilişkin sorgulanmaksızın kabul ettiğimiz bir düşünce, sınava çalışma motivasyonumuzu düşürür  ve sonuçta korktuğumuz şey başımıza gelir.
Yani duygularımız yaşamımıza renk katan kişisel tonlamalarımızdır. Olayları, durumları sonuçlarına göre yorumlamamız ise bilişsel bir yapımızdır.  
Duygularımızı köreltmeden bastırmadan doğru yorumlamalarla doğru zamanlarda yaşama dileğiyle….
PSİKOLOG 
A. ÜLKÜ NUR ÖZKAN