6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında iş kazası; “Çalışma ortamında veya işin yürütülmesi esnasında meydana gelen, ölüme neden olan veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olay” şeklinde tanımlanmıştır. Kısaca iş kazası, işyerinde veya işin yürütümü sırasında gerçekleşen, işçinin ölümüne veya beden bütünlüğünün ihlaline yol açan olaydır.
İşçinin, işyerinde olduğu sürede gerçekleşen her kaza iş kazası olarak değerlendirilir. İşçi işyeri dışında görev nedeniyle bulunsa bile yine iş kazasından söz edilir.İşveren, işçisini gözetme borcu altında olup bu borcun bir gereği olarak işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. İşyerinde gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda meydana gelen iş kazasında işçinin ölmesi veya yaralanması halinde işveren ve diğer ilgililer hakkında ceza davası açılmasının yanı sıra maddi ve manevi zararların tazmini için iş kazası tazminat davası da açılabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 417/3. Maddesine göre işverenin mevzuatta öngörülen yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle meydana gelen ve işçinin ölümüne veya beden bütünlüğünün ihlaline yol açan iş kazasında, işçinin ve ölümü halinde yakınlarının uğradığı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılık hükümlerine dayanılarak iş kazası davası yoluyla işverenden talep edilebilecektir. İşveren 3 gün içerisinde SGK’ya iş kazasının bildirimini yapmak zorundadır. Bildirim yapılmadığı takdirde işverene idari para cezası verilecektir. Gelen görevlinin inceleme raporunda olayın iş kazası olarak nitelendirilmesi halinde hak sahibi iş mahkemesinde doğrudan maddi ve manevi tazminat davası açabilir. İşçinin ölümü veya yaralanması ile sonuçlanan iş kazası nedeniyle işverenlerin tazminat sorumluluğu gündeme gelir. Bu kapsamda işçiler, iş kazası nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın tazminini işverenden iş kazası davası yoluyla talep edebilmektedir. Eğer SGK’ya bildirilmemişse ya da bildirilmesine rağmen SGK gerçekleşen olayı iş kazası olarak kabul etmemişse iş kazasının tespiti davası açılmalıdır. İşbu dava tazminat davasından bağımsızdır. İş kazasının tespiti davasının kesinleşmesinden sonra ayrıca bir dava açılarak iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilebilecektir. İş kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı da iş kazasının ölümle sonuçlanması halinde istenebilecek bir tazminat çeşididir. Bu tazminata hükmedilebilmesi için iş kazası sonucunda işçinin ölmesi ve ölen işçinin ailesinin, yakınlarının bu olaydan dolayı destekten yoksun kalacak ve maddi kayba uğrayacak olması gerekmektedir.
İşçi, iş kazası nedeniyle bedensel zarara uğraması halinde tedavi giderleri, geçici olarak çalışamadığı döneme ilişkin kazanç kaybı, iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğin ortaya çıkması halinde bundan doğan kayıplar, ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıplarını iş kazası davasında maddi tazminat olarak talep edebilmektedir. İş kazası davasında maddi tazminat hesabı, uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılmaktadır. Maddi tazminatın hesaplanmasında, kaza geçiren işçinin yaşı, almakta olduğu ücret, muhtemel yaşam süresi, gibi birden çok kriter dikkate alınır.
İş kazası sonucunda işçinin veya yakınlarının maddi zararın yanı sıra manevi zarara da uğraması mümkündür. İş kazası sonucunda işçinin veya ölümü halinde yakınlarının manevi zararlarının tazmini SGK tarafından karşılanmamaktadır. Dolayısıyla iş kazası geçiren işçi ve yakınları, koşulları mevcutsa iş kazası tazminat davası ile işverenden manevi tazminat talebinde de bulunabilir.
Sigortasız işçi iş kazası geçirmişse tazminat için kaza iş kazası kapsamında olmalı ve işverene ait kurumda çalışıyorken kaza geçirmiş olmalıdır. Sigortasız işçi çalıştıran işyerlerine de idari para cezası uygulanır. Ve bununla birlikte işverenin sigortasız işçiye uğradığı iş kazasından dolayı tazminat ödeme yükümlülüğü doğar.