İnsan yolcudur.
Hayat ise ne kadar süreceğini bilemediğimiz bu yolculuk serüveninin bir parçasıdır.
Evet, hayat bizim için önemli bir dönüm noktasıdır; fakat bir “durak” değildir.
Çünkü saniyeler ilerliyor, dakikalar geçiyor, saatler üst üste biniyor, günler günleri kovalıyor.
Hayat yolculuğumuz devam ediyor.
Yolcusu olduğumuz hayata dair hedeflerimiz, ideallerimiz ve beklentilerimiz var doğal olarak. Bütün bunlar hayat yolunun üstündeki ara yollar gibi. Zaten o ara yollar olmasa, hayat yolculuğunun da bir tadı olmaz. Hem yolculuk süresince cam kenarına oturup sadece manzarayı izlemek olur mu? Olmaz. Aksine yolun, yolların ve yolculuğun tadını çıkarmak lazım.
Fakat hayat yolculuğunda bazen öyle bir noktaya gelebiliriz ki; elimizde olmayan nedenlerden dolayı hedeflerimize ulaşmamızın mümkün olmadığına şahit oluruz. İdeallerimizden bir sapma yaşamak durumunda kalırız. Beklentilerimizin gerçekleşmediğini görürüz.
Evet! Böylesi durumlarda genellikle ilk gösterdiğimiz fakat en son bile göstermememiz gereken tepki: Hayal kırıklığıyla yolu kötülemek ve yolculuğu kendimize zehir etmek…
Hayır, bu tepkilerin hayat yolculuğunda asla bir karşılığı yok.
Yolun üstüne tepinerek mızmızlanmanın bir anlamı yok.
Unuttuğumuz şey, hayat yolculuğunun hala devam ettiği ve değişik ara yolların ana yola bağlanabildiği.
Akıldan çıkardığımız nokta; yer yer bu ara yolların inişleri olabileceği gibi zaman zaman yokuşların da olacağı.
Ayrıca hayat yolculuğu sürprizlerle dolu. Bazen ara yollarının yokuşlarında patinaj çektirdiği gibi, bazen de yokuş aşağı hiç zahmet de çektirmeyebilir.
Evet, hayat yolunun içinde ara yollarında olduğu ve alternatif yollar belirlemek suretiyle hedeflerine ulaşabileceği hakikati güç vermeli yolcuya.
Yolculuk kurallarını unutmadan idealine en kestirme yollardan da erişebileceği gerçeği motive etmeli yolcuyu.
Her ne olursa olsun, bu yolculuk bitecek.
Gelenin durmadığı, gidenin dönmediği bu yolculuk bir gün son bulacak.
“Yolun sonu görünüp de arkana baktığında yolun içindeki ara yolları görmüş hedef ve ideallerine ulaşmış bir ‘sen’ mi görmek istersin; yoksa yolun içindeki ara yolları göremediğinden ötürü çektiği patinajlar yüzünden bir türlü istediği gibi yol alamamış bir ‘sen’ mi?”
Evet, sizleri bu soruyla baş başa bırakıyor, hepinize iyi yolculuklar diliyorum…