Gazi Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleşen etkinlikte, öğretmenler, Eğitimci ve Neyzen Şükrü Arıkan ile ekibini misafir etti. Şükrü Arıkan, ‘Dinle Ney’den’ başlıklı sunumuyla ney enstrümanının tarihsel serüvenini anlatırken, ekibiyle birlikte tasavvuf musikisinden seçkin ezgiler seslendirdi.

Eğitimci ve Neyzen Şükrü Arıkan, etkinliğe katılanları selamlayarak başladığı konuşmasında, tasavvuf musikisinin ruhani ve tarihsel boyutunu vurguladı. “Ney, tasavvuf musikisinin önemli sazlarından biridir. Geçmişte klasik ve dini musikinin ayrılmaz bir parçası olan ney, maalesef günümüzde bazı yanlış etkilerle arabesk müzikle harmanlanmış durumda. Bizim amacımız, bu köklü müziği ve neyin orijinal özelliklerini gelecek nesillere en doğru şekilde aktarabilmektir,” dedi.

Söyleşi sırasında Şükrü Arıkan, neyin manevi bir hikâyesini de paylaştı. Rivayete göre, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed, Hz. Ali'ye bir sır verip bu sırrı kimseyle paylaşmamasını tembihler. Ancak Hz. Ali bu sırrı taşıyamayarak kör bir kuyuya söyler. Bu kuyudan su çıkar ve bir dere oluşur; bu derenin kenarında büyüyen kamışlardan bir derviş, ilk neyi yapar.” diye ekledi.

Ney’in dokuz boğumdan oluştuğunu ifade eden Arıkan, bu boğumların insan gırtlağıyla ilişkilendirildiğini söyledi. Ney yapımında kullanılan kamışların Adana ve Hatay bölgelerinden toplandığını ve yaklaşık bir yıl süren bir süreç sonunda Ney’e dönüştüğünü açıkladı. Yeni başlayanlara “kız ney” adlı Ney türünü öneren Arıkan, katılımcıların Ney hakkındaki sorularını da yanıtladı.

Program, Şükrü Arıkan’ın yanı sıra Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Beytullah Çetin ve KMÜ İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden oluşan ekibin verdiği mini konserle devam etti. Tasavvuf musikisinin huzur veren ezgileri, salondaki eğitimcilere unutulmaz anlar yaşattı.

Programın sonunda, İl Millî Eğitim Şube Müdürü Haşim Tunca, katkıları için Şükrü Arıkan’a ve ekibine teşekkür ederek günün anısına hediye takdim etti.