Karaman Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Recep Kaya açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“ÇEDES(Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında yapılan bir eğitim protokolüdür. Bu projenin amacı; öğrencilerimize milli, manevi, ahlaki, kültürel ve dini değerlerimizin okul öğretmenleri, Gençlik ve Spor Bakanlığı personelleri ve ilahiyat fakültesi mezunu, pedagojik formasyonu olan Diyanet İşleri Başkanlığı personeli ile iş birliği içeresinde, proje kapsamında işlenmesidir.
Okullarımıza birçok protokol gereği farklı kurumlardan farklı uzmanlar gelir, öğrencilerimizi farklı konularda bilgilendirirler ve farklı etkinlikler düzenlerler. Bu aynı zamanda eğitimi de zenginleştirir. Bir okula sağlıkçı da gelir, bir polis de, bir doktor da bir avukat da bir yazar da bir vaiz de gelebilir. Bu eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Ama bir yapıya göre milli, manevi ve dini değerleri anlatan bir vaiz okula adımını atamaz. O adım atarsa laiklik artık ayaklar altındadır(!) Sözde laik bu yobazlar insanımızın dini değerleriyle hiçbir zaman barışamamış, bu değerlerle savaşı ve mücadeleyi kendilerine görev bilmişlerdir.
Dini, milli ve manevi değerlerle hiçbir zaman barışamayan bu yapı türlü yalan ve iftiralarla bu projeyi akamete uğratmak için uzun bir zamandır bir hezeyan içinde. Bu hezeyanını gerçekleştirmek içinse türlü yalan ve iftiralarla insanları zan altında bırakmakta ve karalamakta.
Bunlar sizin gözlerinizin içine bakarak kolayca yalan söyler, olmamış şeyleri olmuş gibi iddia eder ve sonra bütün bunları kendileri söylememiş gibi bir tavır içine girerler. İnsanları yalan ve iftiralarıyla korkutmaya yıldırmaya çalışırlar. Ziyaret ettikleri okullarda öğretmenler odasında kendileri gibi düşünmeyen öğretmen arkadaşlarımızı rencide etmeye, aşağılamaya çalışır, öğretmenler odasının temiz iklimini zehirlerler.
Milli, manevi ve dini değerleri hazmedemeyen ve bu değerlerle hep bir çatışma içinde olan bu yapı konu milli, manevi değerler olunca hemen üç beş kişi ile meydanlara çıkar, kin ve öfkesini masum insanları karalayarak kusar.
Mayıs 2023 seçimlerinden önce de mevcut iktidarın değişeceğini hayal eden bu yapı insanları tehdit etmiş ve sürgün listeleri oluşturmuştu. Seçimlerde yıkıma uğrayan bu yapı, şimdi de bu yıkımın intikamını dini, milli ve manevi değerlere saldırarak almaya çalışıyor; okullarda idarecileri ve öğretmenleri tehdit ediyor, öğretmenler odasında çalışma barışını bozuyor, okullara baskınlar düzenliyor.
Günlerdir çocukların bombalandığı Gazze için tek kelam etmeyenler, okullarımızda milli, manevi ve dini değerlerimizin anlatılmasından rahatsızlık duyuyorlar. Kinlerini yalana ve iftiraya sarılarak kusuyorlar. Ama şunu unutmayın artık siz bu ülkede yetkili de etkili de olamayacaksınız. İnsanımızın değerleriyle bir savaş halinde olan sizlere eğitim çalışanları artık itibar etmiyor. Tek dertleri ve amaçları mevcut iktidarı devirmek olan bu zevat bir siyasi partinin de emir eri gibi çalışır, eğitime dair ciddi bir eleştiri ve öneri sunmaktan tamamen uzak siyasi söylemlerle güya sendikacılık yaparlar.
Her şeye karşıdırlar. Uzman ve başöğretmenlik unvanlarına karşıyız derler, sınava girmeyin derler ama önce kendi yöneticileri bu sınavlara girerler. Uzmanlık ve başöğretmenlik sınavına dava açtık derler, yalan söylerler oysa sınavın iptaline dair açılmış bir dava yoktur. Açılan dava tümüyle öğretmenlik meslek kanunun iptaline yöneliktir. Açtıkları bu davalarla eğitim çalışanlarının haklarını gasp ederler.
Bu yapı yine sendikamızın başörtüsü eylem kararını hazmedememiş ve her yıl genel yönetim kurulu kararı alarak başörtüsü düşmanlığına devam etmiştir. Okullarda okutulan seçmeli Kuran-ı Kerim ve temel dini bilgiler derslerinin okutulmasını da içlerine sindiremezler. Bu derslerin veliler tarafından seçilmesinin öneminin anlatıldığı cuma hutbelerinden, çocuklarımızın cami ziyaretlerinden ve yine çocuklarımızın camilerde Gazzeli çocuklar için ettikleri dualardan rahatsız olurlar. Bu hezeyanlarını gazete manşetlerine taşırlar, kin ve nefretlerini basın açıklamalarıyla kusarlar.
Yetkili oldukları dönemde eğitim çalışanları için bir tane bile kazanım elde edememişler, varlık sebeplerini sadece milli, manevi ve dini değerlerle çatışmaya ve kavgaya adamışlardır.
Bu yapı terör örgütü pkk’nın dimdik karşında duran Diyarbakır annelerine destek ziyaretinde bulunan üyelerini, üyelikten ihraç etmiş; mahkeme kararı ile tekrar üyelik hakkını kazanan bu üyelerini tekrar bir daha ihraç etmişlerdir.
28 Şubat, 27 Nisan muhtıralarına özlem içinde olan bu zevat güya laiklik konusunda Hükümete, Bakanlığa ve Cumhurbaşkanlığına her basın açıklamasında ültimatom vermeyi de bir görev bilir, tehditler savurmaya devam ederler. Ağızlarına ne gelirse söyler hatta hakaretler eder ama yine demokrasi ve özgürlük yok çığırtkanlığı yaparlar.
Şu unutulmamalıdır ki Eğitim- Bir-Sen bu yapılar karşısında dimdik üyelerinin yanındadır. Biz eğitim camiasının, okullarımızın huzurunu bozan bu tip yapılarla her zaman mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Eğitim-Bir-Sen olarak hakkın ve hakikatin yanında dimdik duracağız. Sözümüzü söyleyecek eylemimizi yapacağız ve haklı mücadelemize devam edeceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”