Kim istemez ki günahsız olmayı, kim istemez ki masum olmayı, kim istemez ki bir gülücükle karşımızdakini sevindirmeyi, her şeyde içten pazarlıksız, art niyetsiz olmayı, bir kuşku aramadan tüm yüreğiyle inanmayı. Tek sorumluluğunun sokak arkadaşı ile akşam ezanına kadar oyun oynamak olmasını kim istemez ki. Hani her şeyin sadece düştüğümüz de dizlerimizin kanamasından, annelerimizin kuzum diyerek bağrına basıp onun kokusunu içimize çekip, acımızı unutmaktan ibaret olmasını…
Bence herkes ister ama söyleyemez. Söyler de biz anlamayız belki de… Hep bayramlarda söylenen bir kelime vardır. Dedelerimizden ninelerimizden her bayram duyarız.”-Nerde o eski bayramlar ?” derler… İşte bu cümlede bir özlem yatar. O kişideki derinliğin ne olduğuna anlam veremeden özlemine tercüman olmak isteriz… Belki aynaya baktığında saçındaki akları gördüğünde demiştir, belki torununa bakıp geçen zamanın geriye gelmediğini anladığında demiştir. Özlemiştir şeker yemeği, bir topun arkasından saatlerce koşmayı, çamurdan ev eşyaları yapıp kurutup annesine hediye etmeyi, hem kimseye hesap vermeden hayatın tadını çıkarmayı…
Gece olup yastığa başını koyar koymaz uyuyup, aklında hiçbir şey olmadan derin bir uyku çekmeyi, uyurken hafif bir gülümsemeyle yaşlıların tabiri ile ‘’-Rüyasında melekleri görür ‘’ dedikleri anı yaşamayı kim istemez ki…
Her aklına estiğinde avazı çıktığı kadar bağırıp, tüm sinirini, hırsını, sıkıntısını atmayı… Çocukluktaki her şeyin olduğu gibi görünmesini, göründüğü gibi yaşamayı…
Çocuklar arasına karışmayı onlardan farksız olmayı kim istemez ki. İp atlamak, bir mahalle arasında yakar top oynamak, belki de; Apartmanın önündeki merdivende oturup çekirdek çitlemek onlarla ve laflamak öylesine…
Büyüdüğünde sen ne olmak istiyorsun diye soru soran teyzelere amcalara ben büyümek istemiyorum demeyi… Parktaki salıncaklara gıpta ile bakmayı değil doya doya sallanmayı, sallandıkça çocukluğun tadını çıkarmayı…
Büyük insanların dünyasından sıyrılmayı, çocuklarla onlardan farksız olmayı... Onlar gibi masumca gülümsemeyi ve hayatı hiçe saymayı kim istemez ki…
Keşke kelimesini hiç öğrenmeden, hayatımızda kullanmadan keşke çocukluğuma geri dönsem demeden, hep çocuk kalmayı…
KİM İSTEMEZ Kİ!