Kimi şehirliyi daha fazla eğitmeliyiz,
Çünkü onlar soğuk insanlardır. Yaşanası bir dünyadan öteye, beton binalar kadar katı, yapma çiçekler gibi ruhsuz… Kendi aklından ziyade , daha akıllıdır telefonları,kibarlık maskesinden öteye,oldukça kabadırlar aslında. Argo kelimeleri amansız ve sıradan , bir çırpıda söyleyiverirler. Paraları olmasa da zengin görünmek gibi bir marifetleri vardır. Depremi,seli ve savaşı, kendi başına gelmeden düşünme zahmetine girmezler.
Kimi şehirliyi daha fazla eğitmeliyiz,
Çünkü onlar eşlerine karşı, pek de anlayışlı değildir. Dışarıda nazik davransa da,ev içinde yırtıcı kuşlar gibidirler. Fazla temiz değildirler doğaya inat , sağa sola izmarit atmayı, çekirdek çitleyip atmayı marifet bilirler, temizliği belediyeden beklerler. Çocuklarını çok iyi yetiştirirler(?) Çocuklukta televizyona bakmayı, biraz büyüyünce nette oyunu,yetişkinlikte sosyal kopuşu, en ince detayıyla öğretirler.
Kimi şehirliyi daha fazla eğitmeliyiz,
Çünkü onlar yedi milyarlık dünya nüfusunda , kendi başlarına yaşarlar. Aynı binasındaki eşik komşusunu tanımazlar. Mum ömürlü paçavravi müzikten hoşlanıp, vücudu başkasınınmışçasına hoyratça kullanırlar.
Kimi şehirliyi daha fazla eğitmeliyiz,
Çünkü onlar kısacık yorganlarına, dev gibi ayaklarını amansızca uzatıverirler. Bankaları çok severler ki cüzdanlarında paradan çok son ödeme tarihi geçmiş , nice sayısız kredi kartları vardır. Yüksek limitli kartlar onlara zenginlik nişanı gibidir.
Kimi şehirliyi daha fazla eğitmeliyiz,
Çünkü onlar toplu taşımada kimseye yer vermezler, yanında bekleyen bastonlu öz dedesi olsa bile. Kulağındaki yüksek ritimli müzik ile kafası üç santim sağa, beş santim sola mekik dokuyarak ,etrafı rahatsız ederler. Bazen köy yaşantısının güzelliğinden bahsederler, temiz hava, billur suyu gibi, hadi gidelim desen yok abi o hayat çekilmez gibi…
Mehmet BAŞTUĞ
Eğitimci-Yazar