Not: Bu şiir haddim olmayarak Mona Rosa ve Üstad Sezai KARAKOÇ’a ithafen kaleme alınmıştır.
MAVİ GÜL
Düşlerin ortasında kalakalmış bir şair
Çare yazan bir şair, çaresiz
Dönülmez yokuşlara gebe masum bir bakış
Bir taşın yanı başında bitiveren nazlı bir gül
Mas mavi bir gül
Haberi yok ne taşın ne mavi gül’ün
Ay’ın gölgesinde saklı kaldı yıllar yılı duygular
Görmese de karanlıkta doğan geceyi
Ölene dek sevecekti sevdiğini şair
Kâğıtlardan önce kalbe yazılan yazı
Belki de alna yazılmamış yazı kim bilir
Canın cansız şaire döndüğü zaman
Gönlün gönle mahkûm olduğu lâmekân
Elin gönle mahdum olduğu dizeler
Kalemin başka kâğıdın başkalaştığı yer
Şiir şahika, yazdıran şahika
Şair, aşkı tezgâhında dokur bir adam
Mona Rosa…
Bir aşk bestesi
Yokluğun ertesine yazılan
Ve Şair…
Bir gökçe’nin gönül ağacında astığı adam
Sessizce imkânsız aşka gömülen
Saklama boşuna ey şair
Gözler yalan söylemez bilirsin
Kâğıtlara sığar mı sandın sen anlatılanı
Yalandır zaten aşka dair ne varsa
Sevdiğin ne kadar gerçekse
Aşk da o kadar yalandı işte
Bir tek gözlerinden okunanlar gerçek
Yaşarken öldürmek ölümüne sevdiğini
Koskoca bir yüreğin eridiği zemberek
Duymadı yıllarca hislerin sebebi kadın
Bilmedi gönlünde yer verdiğini yâr
Giderek türaba dönen serap
Aşk, şairle bir toprağa girecek şerare
Mona Rosa…
Rengârenk güllerin bir gönülde duruşu
Siyah ve beyazın bir gül’de Muazzez oluşu
Güllerin yalan aşkla birlikte yok oluşu
Yazdıkça yed-i beyza ‘ya dönen manzume
Baktıkça varlığı yokluğa karıştıran güzel
Suret-i n siret-i esir aldığı idam sehpası
Felek çın çın ededursun semada
Haberi yok gibidir çemberine düşenden
Haberin ola ey aşkın kanunu
Silindikçe silindi tüm yazılanlar
Çok yaşamaz idam sehpasına varanlar
Öldürdüm sanma şair olanı
Şair demek âşık demek eskir mi kanun
Şairler ölmez ölür mü sandın?
Sevdiğinden sevdiği için geçer mi insan
Yiğitlik aşk için aşkından olmakmış meğer
Ey gönül bir kere ardına baksan ne olur
Unuttuğun yerde durur hala bekleyenle beklenen
Toprağa yar olunca biter ömür denen şey
Ahret de kavuşmak mı diler yoksa şairler
Şairler masumdur şiirler masum
Saatleri yıla veren o anlarda bütün kabahat
Sessizce gözlerin kapandığı gün
Açılır ne varsa bir bir sevgiliye yazılan
Uzanmış yatıyorken musalla taşında bir beden
Kim nereden bilsin iki can taşıdığını
Adı ölümsüz aşk olur adı yoktur oysa
Can yanar içine düşünce ateş
Bilmez ne bilsin toprak yangını
Boş beşik misali hüzündür tüm yaşananlar
Kapatma gözlerini kapandıkça dolar gözlerin
Geçmişinle dolar ve aklına geldikçe yazdıkların
Yıllarca gülümsediğin boş duvarlar okşar başını
Yanında her lahza; yanından ayıramadığın ve sen
Yalnız aynalarda yok sevdiğin hangisi yalan
Bak yağmur yağıyor kapıda bekliyor eskici
Uyan, uyan ki eskici geçmişini istemekte
Eskir kâğıtlar; eskirse şiirler eskir
Ver gitsin şiir dolu kâğıtlarını
Eskimez şairlerin aşkı ve şairler
ŞAİR: Mehmet Nazım AKYÜREK