İYİ Parti Karaman Kadın, Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Fatma Özdoğru, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle basın açıklamasında bulundu.

Özdoğru, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Bugün, 8 Mart. Sadece bir kutlama günü değil, kadınların yüzyıllardır süren mücadelesinin, hakları için verdikleri savaşın sembolüdür. 167 yıl önce, New York'ta bir dokuma fabrikasında 129 kadın, insanca çalışma koşulları için mücadele ederken diri diri yakılarak katledildi. Bugün hâlâ, dünyanın dört bir yanında, kadınlar sadece insan gibi yaşamak, eşit haklara sahip olmak için ölüyor, öldürülüyor. Ve ne yazık ki Türkiye, bu karanlık tablonun en acı örneklerinden biri.

 Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri: Sistematik Bir Katliam

Türkiye’de her gün en az bir kadın öldürülüyor. 2024 yılında şüpheli kadın cinayetleri de dahil 653 kadın hayattan koparıldı. Kadınlar, en yakınlarındaki erkekler tarafından katlediliyor. Mahkemeler “haksız tahrik indirimi” ile katilleri ödüllendiriyor. İktidar, yasaları uygulamak yerine kadınların haklarını budamakla meşgul.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla birlikte kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmaları zayıflatılmıştır. İktidar, kadınların hayatını korumak yerine, onları itaate zorlayan bir düzen inşa etmektedir. Kadınların bedenine, kıyafetine, çalışmasına, yaşam tarzına müdahale eden bu zihniyet, her geçen gün daha da pervasız hale gelmektedir.

Buradan soruyorum:

Kaç kadın daha ölmek zorunda?

Kaç çocuk annesiz kalmalı ki harekete geçesiniz?

Şiddeti önlemek için daha kaç hayat feda edilmelidir?

Bu ülkede her kadın potansiyel bir cinayet kurbanıdır. Ve bu gerçeğin sorumlusu, kadın haklarını hiçe sayan, yasaları uygulamayan, şiddeti önlemek için hiçbir somut adım atmayan mevcut iktidardır!

Atatürk’ün Kadın Devrimine İhanet Ediliyor

1926 Türk Medeni Kanunu’nun kabulü ile birey olarak kabul edilmesinin ardından, 1934 yılında, Mustafa Kemal Atatürk, dünyada birçok ülkeden önce Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkını tanıdı. Kadınların eşit yurttaş olmasının yolunu açtı. Oysa bugün geldiğimiz noktada, kadınlar siyasette, ekonomide, sosyal hayatta arka plana itilmeye çalışılıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın temsil oranı hâlâ yüzde 20. Kadınlar siyasette erkek egemen yapının gölgesinde kalıyor. Kadın girişimciliği desteklenmiyor, kadın istihdamı artırılmıyor, kadınlar ekonomik olarak bağımsız olamasın diye her türlü engel çıkarılıyor. Kadınların kazandığı hakları geri almak için adeta sistematik bir saldırı var!

Biz İYİ Parti olarak kadını yok sayan bu zihniyete geçit vermeyeceğiz!

Ekonomik ve Sosyal Hayatta Kadınlar: Geri Bırakılan Bir Nesil

Kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerde. Kadınların ekonomik özgürlüğü elinden alınarak, onları eve kapatma politikası yürütülüyor. Kadınlar çalışamazsa, ekonomik bağımsızlıklarını kazanamazsa, erkeklere muhtaç hale getirilirse bu düzen güçlenecek sanıyorlar. Ama yanılıyorlar!

Kadınların iş gücüne katılımı artırılmalı!

Kadın girişimciliğini destekleyen teşvikler genişletilmeli!

Eşit işe eşit ücret politikaları uygulanmalı!

Kadın istihdamını artıran projeler geliştirilmelidir!

Kadınların ekonomik özgürlüğü, Türkiye’nin kalkınmasının anahtarıdır!

Kız Çocuklarının Eğitimi Ve Erken Yaşta Evlilikler: Suskun Devletin Suç Ortaklığı

Kız çocukları eğitimden koparılıyor, çocuk yaşta evliliklere zorlanıyor. Çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi için güçlü yasalar çıkarılmıyor, mevcut yasalar etkin bir şekilde uygulanmıyor.

Kız çocuklarının eğitimi kesintisiz olmalıdır.

Çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmek için sert hukuki yaptırımlar uygulanmalıdır.

Bir kız çocuğunu okuldan alıp evliliğe zorlayan, onu erkeğin insafına bırakan düzen ahlaksızdır, vicdansızdır! Bu zihniyet, kız çocuklarının hayallerini, geleceğini ve hayatını çalmaktadır!

İyi Parti’nin Vizyonu: Eşitlik Ve Özgürlük ve Adalet Mücadelesi

Biz İYİ Parti olarak, kadınların hak ettikleri özgürlük, eşitlik ve güven içinde yaşayacağı bir Türkiye inşa etmek için buradayız.

Kadın cinayetlerini durduracak hukuki reformları gerçekleştireceğiz!

Kadın istihdamını artıracak, ekonomik özgürlüğü teşvik edeceğiz!

İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönecek, şiddeti önlemek için somut adımlar atacağız!

Kadınların siyasette ve karar alma mekanizmalarında eşit şekilde temsil edilmesini sağlayacağız!

Kız çocuklarının kesintisiz eğitim hakkını garanti altına alacağız!

Kadınlar bu ülkenin geleceğidir. Ve kadınlar susmayacak!

Bugün 8 Mart, mücadele günüdür. 1934’te Atatürk’ün öncülüğünde elde edilen hakları korumak, kadınların yaşam hakkını savunmak ve gerçek anlamda eşitlik sağlamak için, biz varız!

Kadın cinayetlerinin, şiddetin, eşitsizliğin olmadığı bir Türkiye mümkün! Biz, bu ülkenin kadınlarını ikinci sınıf vatandaş olarak görenlere karşı dimdik ayakta duracağız!

Kadın mücadelesi, Türkiye’nin mücadelesidir!”