Ruhumuzu'da Aşılatalım

Aslında sadece Karaman İlimizi tanıtmak ve kültürel yazılar üzerinde çalışmak niyetindeydim, ama araya farklı konularda da yazı sıkıştırabilirim diye düşündüm. Bugün sizlere farklı ve güncel bir konudan, bahsedeceğim. Binlerce yıl öncesinden ve en son 2019 yılının son aylarından beri üzerimize musallat olan Covid-19 virüsü ve diğer virüsler insanlığın peşini hiç bırakmamıştır. Veba, Tifo, Kuduz, Aids ve daha yüzlerce virüs dönem dönem yüce Allah tarafından insanoğluna bir sınav, bir ders ve ayar olarak gönderilmiştir. Bu hastalıklardan milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Değişik zamanlarda çıkan bu virüslere karşı aşılar geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam etmektedir.

Allah (c.c.), Cennette Hz. Adem (a.s.) ve Hz. Havva (a.s.) şeytana kanarak yasak elmayı yediğinden dolayı yeryüzüne göndermiş, insanoğlunun zaafını ve zayıf noktalarını bildiği içinde sürekli vahiy, kitapları ve peygamberleri aracılığı ile bizleri ikaz etmek zorunda kalmıştır. Hz. Adem (a.s.) zamanından son peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.v.) efendimize kadar olan süreçte insanları kavimleri sürekli uyarmıştır. Allah (c.c.) Hz. Adem (a.s.) ‘a ne uyarıda bulunduysa Hz. Muhammet (s.a.v.) efendimize de ve aradaki tüm peygamberlere de aynı konuları vahiy etmiştir. Tevrat, Zebur, İncil ve Kuranı Kerimde insanoğluna; Allah’tan başka ilah olmadığını bileceksin (Allah inancı dışında tanrı ve put inancın olmayacak şirk koşulmayacak), Hırsızlık yapmayacaksın kimsenin bir şeyini çalmayacaksın, İnsanın/Canlının  canına kıymayacaksın, Zina yapmayacaksın (her türlü sapkınlıklardan uzak duracaksın), Ana ve babana hürmette kusur etmeyecen, Emanete hıyanet yapmayacan, Faiz vermeyecen/almayacan, Komşunu akrabanı din kardeşini gözetecen komşun açken tok yatmayacan, Keyif verici maddelerden uzak duracan (uyuşturucu/içki/kumar vs.), Yalan söylemeyecen, Fitne ve fesat çıkartmayacan, Kin gütmeyecen, Yalan yere yemin etmeyecen, Gıybet yapmayacan, Sihir ve büyü yapmayacan/yaptırmayacan diyerek emir ve yasaklarını belli etmiştir. Allah’ın emirleri ve yasakları hep aynıdır hiç değişmemiştir. Tevrat ta nasılsa Kuranı Kerimde de aynıdır. Allah (c.c.)’ nin emirleri değiştirilemez. Hz. Adem (a.s.) zamanında da aynıydı günümüzde de aynı emir ve yasaklar insanoğlu için geçerli kılınmıştır. İnsanoğlu olarak hatamız Alah’ın kitaplarını okuyup anlayamamak ve yaşantımızda uygulamamak. Zaman zaman çıkan Rahip, Papaz, vb. din adamları sırf halk okuyup anlamasın diye kutsal kitapları değiştirmeye, yakmaya kalkışmışlar, tarikatlar ve cemaatler kurarak kutsal kitapları kendi çıkarları doğrultusunda farklı yorumlarla insanlara aksettirmişlerdir.

Günümüzde okuryazarlık oranının yüksek olması ve teknolojik gelişmelere rağmen bütün bunları az çok bildiğimiz halde hayatımızda niçin uygulamıyoruz veya uygulayamıyoruz. İşte burada ince bir nokta var Allah’ın emir ve yasaklarını yaşantımıza uygulayamadığımız için; bedenlerimiz gibi ruhlarımızda hastalanıyor.  Yukarda saydığım virüs kaynaklı hastalıkları önemsiyoruz ve onları tedavi etmek için binlerce yıldır aşı çalışmaları yapıyoruz. Pekâlâ, Allah (c.c.)’ın yukardaki emir ve yasaklarını yapmamakla ruhumuz hastalanmış olmuyor mu. Bence; Hırsızlık, Adam öldürmek, Sapıklık, Fitne ve fesatlık yapmak, Yalan söylemek, Kincilik, Kıskançlık ve diğerleri tamamen ruhumuzu bedenimizi ele geçirmesi en büyük hastalıklardandır. Hem de en kötü virüslerden bile tehlikelidir. Düşünebiliyor musunuz, her gün bir kadın cinayeti, hayvanlara işkence, çocuklara tecavüz, sanki o malı kendi kazanmış gibi başkasına ait bir malı çalan hırsız, komşusuna arkadaşına iftira atanlar, kin besleyenler, fesatlık düşünenler, sekiz on kişi aralarına alıp öldüresiye birini dövenler, yalan söyleyenler hiç de eksik olmuyor günümüzde. Vicdanımız ölmüş, duygularımız sönmüş bir vaziyette nefes almaya devam ediyoruz. Acımasızca döverek birini öldürebiliyoruz, bir kedinin kafasını kesebiliyoruz, bir masum çocuğa tecavüz edebiliyoruz, yeni doğmuş bir bebeği ölüme terk edebiliyoruz. Bu nasıl bir vicdansızlıktır bu nasıl bir insanlıktır bu nasıl bir hastalıktır.  Bana göre bir vebadan bir Covid-19’dan daha da tehlikeli dikkate alacağımız üstüne düşeceğimiz hastalıklardır.  

Sağlık Bakanlığımız Covid-19 hastalığı sürecinde bir tablo hazırladı. Covid-19 hastalığının sürecini gösterdi. Bana göre yetkili makamlarımız Sapıklık hastalığı için, adam öldürme hastalığı için, Hırsızlık hastalığı, kincilik hastalığı ve diğer manevi hastalıklar için aynı uygulamayı yapmalılar. Yetkililerimiz bütün bunları hastalık gurubuna almalılar ve bunlar için tedavi yöntemi geliştirmeliler. Bu tip suçları işleyenler mahkemeye çıkıyor ve mahkûmiyet hayatına gönderiliyor. Ama tedavi edilmiyor. Bugüne kadar suç işleyen hastalanan insanlarımızı ıslah etmenin yollarını bulmalıyız. O insanları devletimizin din adamlarının, sosyologların ellerine teslim etmeliyiz. Yeni yetişen nesile ise Allah’ın emir ve yasaklarını Kuranı

Kerimi öğreterek ruhlarının hastalanmamasını sağlamalıyız. Burada ailelere, din adamlarına, cami hocalarımıza, öğretmenlerimize, sosyologlarımıza Üniversitelerin değerli hocalarına çok iş düşüyor. Lütfen kalıbınızdan çıkın ve bu hastalıklara bir çare bulun. Din adamlarımız camilerden çıksın, ev ev gezsinler ailelerle sohbet etsinler, öğretmenlerimiz keza öyle, Üniversitemizin değerli hocaları ve öğrencileri araştırmalar yapsın, tezler hazırlasın ve uygulasınlar. Ailelere burada daha çok iş düşüyor. Çocuğunuz belli bir yaşa gelince ruh hali belli oluyor. Bunu bir örnekle size anlatayım: Arabamla bir mahallemizin sokaklarından geçerken, tam dörtlü kavşağın iki tarafında bulunan elektrik direklerine çocuklar ip bağlamış ve voleybol oynuyorlar, yavaşladım ve ipin altından tavana sürterek arabamla geçtim. Tabi o esnada da 12 yaşlarında olan çocuklar bana ters ters bakıyorlar. Eğer bu çocuklar 12 yaşında bu şekil hareket ediyorlarsa büyüyünce inanın yukardaki hastalıklardan birine sahip olacaklardır. Onun için çocuğunuzun bu tip davranışlarını gördüğünüzde hemen bir din adamını veya cami hocanızı evinize davet edin veya öğretmenini çağırın, çocuğumda bir sıkıntı hissettik diye bildirin. Artık o saatten sonrada hocamız, öğretmenimiz gerektiği şekilde çocuğu aşılasın, aşıyı o çocuğun yaşına göre dozu ayarlamak şartıyla. Nasıl virüs kaynaklı hastalıkların tedavisinde aşılar dozla ayarlanıyorsa manevi hastalıkların tedavisinde de yaşa göre maneviyat aşısının dozunu ayarlamamız gerekiyor. Hocalarımız ve öğretmenlerimiz aileyi yönlendirsin.

Allah’ın ve son kitabı Kuranı Kerimin emir ve yasaklarını lütfen öğrenelim ve çocuklarımıza öğretelim. Aksi halde bizi esir alan ruhsal hastalıklar çok yakın bir zamanda insanoğlunun sonunu getirecektir.

Bu yazıda ’da kamu spotumuz atalarımızın bize öğrettiği; “Allah’la Devletin yasak ettiği bir şeyi yapmayacaksın” olsun… Bu cümleyi çocuklarımıza manasıyla öğretir ve aşılayabilirsek inşallah dünyamız güllük gülüstanlık olur.