Tevazu, Allah (c.c) razı olduğu kullarında bulunmasını istediği güzel huy ve hasletlerden biridir. İnsanın kendisini beğenmesinden, kibir, gurur, huylardan vazgeçmesi sadece Hak Teâlâ’yı üstün bilip kendini sadece kullarla aynı seviyede kabul etmesi bazı durumlarda ise daha da aşağı görmekte tereddüt etmemesidir. Tevazu alçak gönüllü davranışlar olarak da zikredilir.
Tevazu kesinlikle kendini alçaltma olarak düşünülmemelidir. Burada ki ölçü, kendi haddini bildiği kadar, karşısında ki kişinin hakkını ve ölçüsünü de anlama mantığı ile değerlendirme yapmak demektir. İslam büyüklerimizden Mansur B .Ammâr(k.s) tevazuyu şöyle tanımlamıştır.’’ Tevazu Hak’ka uymakta, sıkıntı, acılara sabretmek, dinde bildirilen edeplerle edeplenmek ve başkalarının faziletini üstün tutup kendi faziletini üstün görmemektir buyurmuşlardır. Hakimi Tirmizi ise tevazuyu iki çeşit görmüştür. Birincisi kulun Allah‘ın emir ve yasaklarına boyun eğmesidir. Çünkü nefis rahatına düşkün olduğundan Emr-i İlahiden yüz çevirir. Nefis yasak şeylere tutkundur. Kul nefsini Emr-i İlahiye boyun eğdirince tevazu birinci şeklini elde etmiş olur. İkincisi ise Azemet-i İlahiyye karşısında kendini hakir görmektir. Allah( c.c ) helal gördüğü şeylerden birine yönelse bile nefsini ondan uzaklaştırmaktadır. Bütün bunlar ,Allah’ın dilediğini öne alarak ,kendi dileğini terk etmektir buyurmuşlardır.
Yaşantımız içerisinde tevazunun bize kazandırdığı ve kazandıracağı niteliklere değinecek olursak; İlk olarak insana kendini değerlendirme fırsatını sunduğunu fark ederiz. İyi ve eksik yanlarımızı ölçerek bunlara zemin hazırlayan kusurlarımızı görmeye başlarız. İlk aşamada kusurlarımızı görüp düzeltme yolunda ilerlemeye adım atarız. Tevazu içerisinde birçok duygu ve davranışı da barındırmaktadır. Şefkat, merhamet, hoşgörü, saygı gibi duygular tevazu ile beslenen şeylerdir. Davranışlarımızda ki bu ölçüler bize mantık ve akıl yolu ile bu huyları harmanladığımızda müthiş dengeler kurmuş oluruz. Tevazu kesinlikle kendini alçaltmak olarak düşünülmemelidir. İnsan kendi haddini bildiği kadar, karşıdaki kişilerin hakkı gözetmek akıl süzgeci ile başaracağımız sonuçlardır.
Tevazunun işareti davranışlardan fark edilen ölçüler demiştik. Mütevazi insan aklını güzel şeylere yoran insan demektir bir yerde de. Sağlam bir karakter ve kendine güvenen bir birey komplekslerden de uzak olacağı için kendini yüksek görme çabasına düşmeyecektir. Böylelikle sırf kendini düşünen biri olmaktan çıkıp başkaları ile de ilgilenme düşünme davranışlarını kazanacaktır. Böyle kimseler Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olmuşlardır. Burada ki mana Allah (c.c) rızası için alçak gönüllü olmayı, olgun ve ahlaki yönden sağlam duruşu ifade etmektedir. Toplumsal hayatta da tevazu sahibi kişilerle iletişim kurmak ve anlaşmak daha kolaydır. Çünkü uyumlu, anlayışlı, olgun hoşgörülü insanlardır. Kibir duygusu, insanın ruh dünyasını ve sosyal yaşantısını olumsuz etkilemektedir. Agresif, hep bir beklenti içerisinde ve hiçbir şeyden mutlu olamayan yapıya sahip kişiler kibrin kıskacında olanlardır. Bu insanı yiyip bitiren bir duygudur. Oysa ki tevazu yanında kanaatkarlığı da getirir. Bu sayede küçük şeylerden bile mutlu olan bir ruh yapısına kavuşuruz. Sınırsız isteklerin girdabından kurtularak huzurun kapısını aralamaya başlarız.
Dinimiz de tevazuya büyük önem vermiştir. Kuran’ı Kerim tevazu ile alakalı bazı ayetlerde Hak Teala ‘’Rahmanın has kulları onlardır ki yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında incitmeksizin ‘’Selam ‘’ derler geçerler buyurmuştur.(Furkan Suresi 63).Başka bir ayeti kerime de ‘’ Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol ( Hicr Suresi 88) buyrulmuştur. Peygamber Efendimiz de tevazu ile lakalı Hadisi Şeriflerinde ‘’Kim Allah Teala Hz rızası için bir derece tevazu izhar eder ‘’alçak gönüllü’’ Allah, onu bu sebeple bir derece yükseltir. Kim de Allah ‘a bir derece kibirde bulunursa, Allah onu bu sebeple bir derece alçaltır. Böylece onu Esfel-i Safiline aşağıların aşağısına atar buyurmuşlardır.
Dile getirdiğimiz tüm yönleriyle tevazu güzelliklerin kapısını açan bir anahtar gibidir. Hem Rabbimizin rızasına mazhar olmamıza sebep hem de iyi bir insan olarak yaşantımızı sürdürmemize vesiledir. Alçalarak yükselmektir tevazu bir nevi. Bunun idrâkına ulaşan kullardan olmak duası ile Tevazu hayatımızdan eksik olmasın.