Pınarbaşı, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Karaman Hayvan Hakları Platformu (KHHP), 20 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye Hayvan Hakları Platformu'na bağlı olarak, Güler Pınarbaşı Başkanlığında kuruldu. Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü Basın Bildirisini tüm ilgili kurumların dikkatine ve halkımıza sunuyoruz.

İlk hayvan severler topluluğu İngiltere’de 1824 yılında kurulmuş ve benzer topluluklar tüm Avrupa’da yaygınlaşmaya başlamıştır. Bilinen ilk hayvan hakları hareketi 19.yy İngiltere’sinde, anestezi verilmemiş hayvanların bilimsel araştırmalarda kullanılmalarına karşı çıkan ve 1876'da kabul edilen “Hayvanlara Karşı Zulüm Yasası”nın yürürlüğe girmesiyle sonuçlanan süreçte başlamıştır. Avrupa’da 1970’lerde başlayan hayvanlara karşı insan davranışlarında olumlu yöndeki eğilimin dünya genelinde yaygınlaşması 1980’lerde olmuştur. (*)

Türk toplumunda hayvan sevgisi ve korunması bilinci ise daha eski tarihlere dayanıyor.  Selçuklu ve Osmanlı Devletleri döneminde hayvanlara büyük sevgi ve şefkat gösterilmiş, hayvanların bakımı ve korunmasına ilişkin uygulamalara büyük bir önem verilmiştir. Özellikle toplumsal dokunun bir parçası olarak kabul edilen sahipsiz hayvanların beslenmeleri için vakıflar, hastaneler, yaşlı bakım çiftlikleri kurulmuş, hayvanları korumaya yönelik kanunlar, fermanlar düzenlenmiştir. (*)

Hayvanların iyi şartlarda bakılmasının sağlanması, hayvanları korumak ve iyi davranılmasını sağlamak amacıyla İngiliz hayvan severler 1882 yılında bir araya gelerek; “Hayvanları Koruma Birliği”ni kurmuşlar, daha sonra birçok ülkede kurulan dernekler birleşerek Hollanda'nın başkenti Lahey'de “Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu” kurulmuştur. Bu kuruluş 1931 yılında yaptığı toplantıda 4 Ekim tarihini; “Dünya Hayvanları Koruma Günü” olarak ilan etmiştir. Bu tarihten sonra “Hayvanları Koruma Günü” insanların hayvanlara karşı sevgi ve şefkat duygularını uyandırarak, onların korunmasını sağlamak amacıyla tüm dünyada kutlanmaya başlanmıştır. (*)__

BUGÜN ÜLKEMİZDE DURUM NE?

Yeryüzünü, doğayı, hayatı  birlikte paylaştığımız hayvanların, doğanın dengesinin korunmasında önemli bir yeri olup, denge içinde yaşama bilincini unuttuk. Sahipsiz olduğu için bakımsız kalan, sorunlarını anlamadığımız için agresif ve aç olan sokak hayvanlarının tehdit oluşturduğu öne sürülerek yapılan yasa düzenlrmeleriyle karşı karşıya kaldık.  İnsanoğlunun sevgisiz davranışları ve bilinçsizce müdahaleleri ile sokak hayvanlarımız tehdit altında. Bu durum, hayvanların korunması için bazı ek tedbirlerin alınmasını ve hiç vakit geçirilmeden ortak hareket edilmesini zorunlu hale getirse de aç gözlü ve sevgisiz insanlar onların yaşamasına bile izin vermiyor! Durum bu.

Halbuki hayvanları korumayla ilgili ülkemizde de ilk çağdaş nitelikli yasal düzenleme 2004 yılında yürürlüğe giren “5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu” ile birlikte hayvan hakları konusunda yapılmıştır. 2011 yılında yürürlüğe giren 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda değişiklikler yapılmasını öngören 7332 Sayılı Kanuna göre idari para cezaları artırılmıştır. 7332 sayılı Kanun ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda yapılan değişiklik ile ön görülen müeyyideler önceki Kanuna nazaran ağırlaştırılmıştır. Kabul edilen bu değişikliklere bağlı olarak artık hayvanları mal veya eşya olarak kabul gören anlayış terk edilmiş, yeni düzenleme ile hayvanlar hak ettikleri canlı konumuna getirilmiş, TCK 151/2. maddesinde zikredilen sahipli-sahipsiz hayvan ayrımının ise TCK 151/2. maddenin yürürlükten kalkması ile uygulanma olanağı kalmamıştır. (*)

Bu yıl Mecliste yeniden ele alınan ve kabul edilen yasada ise durum o eski zamandan bu yana oldukça değişti. Sokakların güvenliğini sağlamak amacıyla 5199 Sayılı Hayvan Hakları Yasası yeniden yapılandırıldı. Sokak hayvanlarının toplanıp, imha edilmesine kadar giden olaylara sebebiyet verdi.

Düşünelim şimdi: Sokak güvenliğini bozan sadece aç bırakılmış hayvanlar mıydı? Onlar olmazsa şimdi gerçekten güvenli mi sokaklarımız? Dürüst olalım!

Biz hayvanseverler, bu yıl çok kötü bir yaz geçirdik. Her gün bu haberlerin paylaşıldığı günlere uyandık. Kendi çabalarımızla çevremizde ulaşabildiğimiz her hayvanı doyurup, kısırlaştırıp, aşılarını yaptırıp, yerinde yaşatmaya çalışıyoruz. Onlara verdiğimiz bu emek, zaman, cebimizden harcadığımız paralar onları ailemizin, kalbimizin bir parçası yapıyor. Her gün birini bile görmeyince, kaybedince içimiz sızlıyor...

Yerel yönetimlerin hayvan barınakları kurma, bu barınaklarda hayvanların tedavi, beslenme, bakımını üstlenme, gerektiği takdirde rehabilite edilecek olanların ıslahını sağlama, konularında görev ve sorumluluk alanı genişletilerek mahalli idarelere sorumluluk yükletildi. Yeni Yasa düzenlemesi ile durum daha da zorlaştı durumda ama çözüm de şart!

GELECEK İÇİN DAVET

Biz Karaman hayvanseverleri, Karaman Belediyesi Veterinerlik İşleri Müdürlüğünün bu sorumluluğuna destek olmak ve canlarımızın canını tüm halkımızla hep birlikte korumamız gerektiğine inanıyoruz.

Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde, yaşamı bizimle paylaşan can dostlarımızın yaşam haklarının güvence altına alınması, sağlıkları ve mutluluklarının devamının sağlanması için Belediyemizle birlikte halkımızı sorumluluğa ve işbirliğine davet ediyoruz.”