Türkçe Kongresi’nin Ardından…



“Türkçenin çekilmediği yerler vatandır; ancak çekildiği yerler vatanlıktan çıkar, vatanın kendi gövde ve ruhu Türkçedir.”
Yahya Kemal 


Kongre, çalıştay ve sempozyumlar (Türkçedeki karşılığıyla bilgi şölenleri), son yıllarda üniversiteler başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluşun gerçekleştirdiği bilimsel faaliyetlerin başında geliyor. Birçok bilim insanını, araştırmacıyı, katılımcıyı bir araya getiren bu etkinlikler, güncel bilgilerin paylaşılmasına, yeni dostlukların kurulmasına imkân tanıması bakımından büyük önem taşıyor. Bu tür etkinliklerin, hedef birliği yapmış kurumlarca birlikte gerçekleştirilmesi, verilen mesajların daha anlamlı hâle gelmesine ve toplumda bir ortak şuur ve dikkatin doğupgelişmesine katkı sağlıyor. Karaman Belediyesi ile Uluslararası Saraybosna Üniversitesinin ortaklaşa yürüttüğü Uluslararası Türkçe Kongresi,Türkiye ile kardeş ülke Bosna-Hersek arasında yıllar önce kurulan birlik ve beraberliğidevam ettirecek bir proje olarak öne çıkıyor.


Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna, 23-26 Mayıs 2016 tarihleri arasında yukarıda adı geçen gönül projesi kapsamında Türkiye’nin/Türkçenin misafirlerini ağırladı. Kongrede Uluslararası Saraybosna, Marmara, Selçuk, Necmettin Erbakan, İstanbul Ticaret, Karamanoğlu Mehmetbey, Anadolu, İnönü, Muğla Sıtkı Koçman üniversitelerinden 20’ye yakın bilim insanı çeşitli konularda hazırlamış oldukları bildirilerini sundular. Kongre için Karaman’dan davet edilen misafirler de bir bilimsel etkinliğin yalnızca bilim çevreleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini anlatması bakımından önemliydi. Oturumları yakından takip eden Karamanlı gazeteciler ve konuklar, gerek konuşmacılara yönelttikleri ilginç sorularla gereksekapanış oturumunda yaptıkları değerlendirmelerle orada bulunmalarının ne kadar yararlı olduğunu göstermiş oldular. Özellikle Mustafa Bey’in (Kurşun) Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesine yönelik sözleri, bizim tarafımızdan son derece anlamlı ve dikkat çekiydi.


Kongredeki tüm oturumlar 24 Mayıs Salı günü gerçekleştirildi. Bir gün evvel Saraybosna’ya ulaşan misafirler, Evladıfatihan diyarındakiilk günlerinde şehrin önemli mekânlarını ve güzelliklerini gezme fırsatı elde ettiler. (Bu arada “evladıfatihan” sözünü Türk Dil Kurumuna kendi sözlüğüne alması için teklif ediyoruz. Olmaması büyük eksiklik.) Osmanlı döneminden kalan ve Avrupa’nın en müstesna çarşısı olarak bilinen Başçarşı, Gazi Hüsrev Bey’in yaptırdığı Kurşunlu Medresesi, Bezistan Çarşısı, 1. Dünya Savaşı’nın kıvılcımı olarak gösterilen Franz Ferdinand suikastının yaşandığı Latin Köprüsü o gün beraberce gezilen yerlerden yalnızca birkaçı. 


Kongre, Doç. Dr. Metin Boşnak’ın açış konuşmasıyla başladı. Ardından Karaman Belediyesi adına Başkan Yardımcısı Osman Ünüvar Bey konuşma yaptı. Sayın Ünüvar’ın “Bu programla birlikte Dil Bayramı ve Yunus Emre’yi Anma Etkinlikleriulusal boyuttan uluslararası boyuta taşınmıştır.”şeklindeki sözlerison derece anlamlıydı. Ardından söz alan Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karataş programla ilgili görüşlerini paylaştı, destek veren kişi ve kurumlara teşekkürlerini iletti. Kongrenin çağrılı bildirisini Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu sundu. Sayın Oğurluirat ettiği sunumla, farklı bir meslekten (hukuk) gelmesine rağmen Türkçeye, dil ilişkilerine ne denli hâkim bir bilim insanı olduğunu gösterdi. Türkçeye dair İnternetteki bilgi kirliliğine ve yanıltmacasına dikkatleri çeken Sayın Oğurlu, Türkçe/dil politikamızın ne şekilde olmasına ilişkin görüşlerini paylaştı. Kongrede 16 bildiri sunuldu. Bunların bir kısmı Karaman özelinde yapılan çalışmalardı. Diğerleri de dil öğretimi ve araştırmalarına dair konular üzerineydi. 
Bilimsel programın tamamlanmasının ardından Travnik şehrine gidildi. Vezirler şehri Travnik, tarihî İbrahim Paşa Medresesinin bulunduğu çok güzel bir yer. Burası Osmanlı’ya birçok vezir yetiştirmiş. Travnik’ten önce Hırvatlar tarafından 1993 yılında hunharca şehit edilen 116 kişinin mezarı ziyaret edildi. Oradaki cami imamının Hırvat katliamına ilişkin anlatımı herkesi derinden etkiledi. 


Programın üçüncü günü Mostar şehrine ayrılmıştı. Mostar yolculuğu sırasında ilkin tarihî Konjicşehri ve oradaki KonjicKöprüsü gezildi. Alman bombardımanı sonucunda yıkılan bu köprü, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti (TİKA) tarafından yeniden inşa edilmiş. Ardından Balkanların manevi fatihi Sarı Saltuk’un yaptırdığı Blagaj Tekkesine geçildi. Günün en özel zamanları ise Mostar ve civarında yaşandı. Osmanlı yadigârı Mostar Köprüsü, Koski Mehmet Paşa Camii bize tarihimizi, sorumluluklarımızı, insanlığımızı hatırlattı bir kez daha. Programın son gününde gördüklerimiz, dinlediklerimiz ise ömür boyu unutulmayacak türden. Sırpların vahşiliği, Batı’nın ve Birleşmiş Milletler’in Müslüman Boşnak halkına ettiği zulüm ve uyguladığı çifte standart insanlık tarihinin en acı tabloları olarak zihnimize kazındı. Orada yaşadıklarımız, bizlere, milletimizin asaletini, öz görevini (misyon), tarih boyunca ve bugün dünyaya gösterdiği erdemli duruşu canlı bir şekilde bir kez daha hissetmemize vesile oldu. Devletimizin TİKA, Yunus Emre Enstitüsü aracılıklarıyla orada güzel işler başarması göğsümüzü kabarttı. Düşünen, düşüncesini hayata geçiren, bu uğurda mücadele eden herkese şükranlarımızı sunuyoruz.  


Bu kongre, Karaman Belediyesi için bir ilkti. Başlangıç olmasına rağmen konaklama, ulaşım gibi teknik konularda her şey iyi düşünülmüş ve planlanmış. Bunun için Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan’a, Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karataş’a, Belediye Başkan Yardımcısı Osman Ünüvar’a, Kent Konseyi Başkanı Ali Konukseven’e, Belediye görevlisi Fatih Türedi’ye, Karaman basınının değerli mensuplarına, özellikle dostlarım Mustafa Kurşun, K. Önder Demirkollu ve Âdem Kocatürk’e, ekip olarak katıldığımız Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim elemanlarına yürekten teşekkür ediyorum.Önümüzdeki yıllarda daha nitelikli, verimli, etkili programlar düzenleyebilmek için birtakım değerlendirmelerin yapılması şart. Bunun için kongre düzenleme heyeti, katılımcılar mutlaka bir araya gelmeli. Gelecek yılın çalışmaları bir takvim dâhilinde şimdiden planlanmalı.Bunu yaparken mutlaka üniversitenin ilgili fakültesi ve bölümüyle birlikte hareket edilmeli. Çok daha etkin bir tanıtımla Türkiye’deki ve dünyadaki birçok Türkolog oraya davet edilmeli. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, TDK oradatemsil edilmeli. Biz bölüm olarak işbirliğine hazırız. Birlikte güzel işler başarabileceğimize de inanıyoruz.