Türkiye'nin tarım ambarı olarak bilinen Konya Ovası, Türkiye genelinde sertifikalı tohum üretiminin yüzde 25'ini karşılıyor. Türkiye'deki 1 milyon 500 bin ton sertifikalı tohum üretiminin 380 bin tonu Konya'da gerçekleştirildi.

“380 BİN TON CİVARINDA KONYA YÖRESİNDE ÜRETİM YAPILIYOR”
Türkiye'deki tohumculuğun büyük bir kısmının Konya yöresinde yapıldığını anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Konya bölgesi ülkemizde tohumculukta da birinci sırada yer alıyor. Yaklaşık olarak ülkemizde üretilen 1 milyon 500 bin ton civarındaki tohumun yüzde 25'i, 380 bin ton civarında Konya bölgesinde üretim yapılıyor. Tabii Konya'daki tohumculuk faaliyetleri 2006 yılında çıkartılan 5553 nolu tohumculuk kanunuyla beraber ivme kazanarak ciddi bir artış gösterdi. Bu yasanın çıkmasıyla beraber ülkemizde tohumculuk faaliyeti, biraz daha gelişmeye başladı. Önceki dönemlerde tabii yurt dışından tohum ithalatı yapan bir ülkeydik, artık tohum ihracatı yapan bir ülke durumuna yükseldik. Bakanlığımız özellikle tohumculukla ilgili çok ciddi çalışmalar yürütüyor. Ülkemizdeki tohumculuğun biraz daha ilerlemesi, artık tamamen yurt dışı odaklı çalışmaların başlatılması gerekiyordu. Geçtiğimiz yıllarda bunlar da gerçekleşti. Artık çok ciddi anlamda yurt dışına tohum ihracatı yapan bir ülke konumuna geldik” dedi.

A W280407 04

“SERTİFİKALI TOHUM KULLANIMININ BİRİM ALANDAKİ VERİMİ YÜZDE 20'YE KADAR ARTIRDIĞI TESPİT EDİLDİ”
Bu yıl açıklanan sertifikalı tohum kullanım desteğinin beklentileri karşıladığının altını çizen Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Desteklemeler çiftçilerimiz tarafından ve firmalar tarafından olumlu karşılandı. Tohumlarında yaklaşık olarak 122 lira dekarına destek verilecek. Yani kilo bazında 5.3 liraya denk geliyor. Bu yılki tohum satış fiyatlarına bakıldığı zaman 5.3 liralık bakanlığımız tarafından verilecek olan destek ciddi anlamda tohum satışını da etkiliyor. Sertifikalı tohum kullanımının birim alandaki verimi yüzde 20'ye kadar artırdığı tespit edildi. Özellikle hububat alanlarında çiftçilerimizin sertifikalı tohuma yönelmesini ve tercih etmelerini tavsiye ediyoruz. Şu an ülkemizdeki tohumculuk faaliyeti yürüten firmalar ülkemizde bütün alanları ekecek kadar tohum üretebilirler. Tabii bunun satışıyla alakalı ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Artık çiftçilerimizin de bunun bilincinde olduğunu düşünüyorum. Sertifikalı tohum kullanıldığında birim alandaki maliyetlerimiz de düşüyor. Şöyle ki sertifikasız tohum kullanımında hastalık ve zararlıların daha yoğun bir şekilde görüldüğü ve birim alandaki verim kayıpları da üzerine eklendiği zaman sertifikalı tohum bazen çiftçilerimiz tarafından yüksek maliyetli bulunabiliyor. Ama çiftçilerimiz sertifikasız tohum kullanırsa daha sonrasında yapılacak bu maliyetler üzerine eklendiği zaman sertifikalı tohumun da üzerine çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Sertifikalı tohum üreticiliğinin büyük emekler karşılığında yapıldığına dikkat çeken Kırkgöz, “Sertifikalı tohum üreten firmalarımız anaç tohumlarını tarlaya ektikleri günden itibaren sık sık tarla kontrolleri yaparak tarlalardaki yabancı maddelerin temizliği ve tarlalardaki hastalık kontrollerini, bütün kontrolleri yapıyor. Bunlar tabii emek isteyen meseleler, zaman isteyen meseleler, yaklaşık olarak 8-9 aylık bir süreç sertifikalı tohumluğun üretim süreci. Sözleşmeli üretim modelinde çiftçilerimizle sözleşme yaparak bu üretimleri gerçekleştirip daha sonrasında bu alanlardan hasat ettiğimiz tohumları işleme tesislerinde sertifikalı tohumluk vasfını sağlayacak şekilde temizlikleri ve içerisindeki atık maddelerden veya yabancı maddelerden arındırarak temiz bir tohum elde ediliyor. Daha sonrasında tohumlar ilaçlanarak paketlenip sertifikalandırılıyor” diye konuştu.