Vicdanlarımız Nerede?

Bugün hepimizin durup düşünmesi gerekiyor. İnsanlığımızı, vicdanımızı nerede kaybettik? Nasıl oldu da bir çocuğun canına kıyabilecek kadar vahşileştik? Bu toplumda artık kimseye güvenemeyecek miyiz? Küçük yaşlardan itibaren bize öğretilen neydi? "Amca baba yarısıdır, teyze anne yarısıdır." Peki, bir amca, kendi yeğenine acımadan zarar verebiliyorsa, herkesin şapkasını önüne koyup düşünme vakti gelmedi mi?

Son zamanlarda yaşanan olaylar vicdanlarımızı derinden yaralıyor. Her gün yeni bir acı haberle uyanıyoruz. En masumlarımız, çocuklarımız; en savunmasızlarımız, korunmaya en muhtaç olanlar... Eğer bir çocuk bu kadar kolayca hayattan koparılabiliyorsa, toplum olarak ne kadar derin bir çürümüşlük içinde olduğumuzu fark etmeliyiz. Bu tür olaylar bir son bulacak mı, yoksa daha fazla can mı yanacak? Bu sorunun cevabı bizi ürkütüyor. Bir çocuğun canına kıyılabiliyorsa, o toplumda insanlık çoktan ölmüş demektir.

Toplumun geldiği bu nokta hepimizi düşündürmeli. Nerede hata yaptık? Vicdanlarımızı ne zaman bu kadar körelttik? Çocuklara, yani geleceğimize zarar veren insanlar bu toplumun içinden çıkıyor. Kötülüğe, şiddete bu kadar alışmamız mümkün mü? Bir amca, öz yeğenine zarar verebilecek kadar gözünü nasıl karartır? Bu sorunun cevabını bulmak zorundayız. Çünkü bir çocuğun öldürülmesi, sadece bir ailenin değil, tüm toplumun acısıdır. Bu tür olaylar bir haber başlığı olmaktan öteye gitmeli, toplumun her bir bireyi bu konuda kendini sorgulamalıdır.

Eskiden bize öğretilen değerlere ne oldu? Amca baba yarısıydı, teyze anne yarısıydı. Ancak şimdi aile içinde bile güven kalmamışsa, toplum olarak büyük bir çöküşün eşiğindeyiz. Herkesin birbirine şüpheyle baktığı, sevginin yerini korkunun aldığı bir dünyada yaşıyoruz. Bir çocuğun güvende olmadığı bir toplumda, hiç kimse huzur bulamaz. İnsanlık, en temel değerlerini kaybettiğinde, geriye ne kalır?

Bu yavrumuzun ölümü, ne yazık ki son olmayacak. Toplum olarak, çocuklarımızı koruyamıyorsak, onları güven içinde büyütemiyorsak, en temel görevimizi yerine getiremiyoruz demektir. Vicdanlarımızı yeniden bulmalı, insanlığımızı yeniden inşa etmeliyiz. Bir toplum, çocuklarına zarar veriyorsa, o toplumun geleceği karanlıktır. Hepimizin bu olayları durdurmak için üzerine düşeni yapması gerekiyor. Çünkü bir çocuğun yaşam hakkı, hepimizin vicdanını temsil eder.