YARI KAPALI ÖĞRETIM

Bir önceki yazımda liselerin genel durumune ele almış ve özetle şunu söylemiştik: YÖK Meslek liselerini, MEB'de Liseleri katletti demiştik ve çok söz söyleye de gerek bırakmayan şu rakamlardan söz etmiştik. Genel liselerin Üniversiteyi kazanma oranı % 9,8 (önlisans, lisans ve AÖF) dahil. Açık öğretimde bu oran % 13,8. Bu oran Karamanda sınava giren öğrenciden 999 bunlardan 75'i üniversiteyi kazanmış yani % 7,5 Açık Öğretim sınava giren 47 kazanan 15 kişi % 31,9 (Bu arada geçen yazımdaki oranlarda daha önceki yılı vermişim düzeltiyor özür diliyorum).
Peki O zaman gelin bu tabloyu yorumlayalım 999 öğrenci 75 çıkaralım 824 öğrenci açıkta yaş 18 yeni lise sistemimize göre yaş 19 ve bir yıl sonra askerlik var. Elimizde 22 yaşını ikmal etmiş bir genç var. Meslek yok bir yetenek yok. İş yok. Babasından kalan bir dükkan veya tarla varsa çalışacak yoksa işsizler ordusuna herhangi bir yeteneği ve mesleği olmayan 800 küsür genç katılacak her yıl. Aldığı eğitimin niteliği tartışmalı vasıfsız gençlik.
Tabloyu biraz daha mercek altına alalım. Geçen yazımızda ilköğretimden ancak %50 si orta öğretime devam ediyor demiştik. Ve bunların yarısının ÖKS sistemiyle bir yere yerleştiğini söylemiştik. Peki Ayrancı'dan, Sarıveliler'den, Başyayla'dan, Kazımkarabekir'den kaç öğrenci bu sistemle ortaöğretim kurumuna devam edebiliyor. İlköğretimde ne kadar eğitim alabiliyor. Ayrancı ve Kazımkarabekir'i çıkarırsak bu çocuklar acaba kaç öğretmen yüzü görebiliyor. Başyayla'dan konuştuğumuz bir veli Çocuğunun hiç fenbilgisi öğretmeni olmadığını söylüyordu, Sarıveliler ve Ermeneğin taşrasında da durum pek farklı olmadığı açıkçası ortadadır. (Karaman'da eğitim üzerine yazdığımız bir yazıda bu konuya değinmiş ve Taşeli bölgesine hep aday öğretmenlerin atandığını ve bunların büyük bir bölümünün de askere gitmesi nedeniyle heryıl gizli bir öğretmen açığı yaşandığını belirtmiştik). Bu durumda bu çocuklar öğretmensiz ve dershanesiz acımasız sınav sisteminde ne yapacak. Anadolu türü okulların yatılı imkanlarının olmayışı zaten taşranın dezavantajlı durumunu dahada büyütüyor. Özellikle de kız öğrencilerde durum daha da vahim.
Okula devam edenlerin durumu ne peki, pek çoğu kalabalık sınıflarda veya ikili eğitim görüyor. Saban 6.45 de derslere giriyor öğrenci. O satte (özellikle de kışın) sokakta bir kaç sokak köpeği, camiye giden bir kaç insan ve öğrencilerimiz var. Bu çocuklar ne zaman kalkar, ne zaman yemek yer, ne zaman arabaya biner ve ne zaman okula ulaşır. Ne kadar teneffüs yapabiliyor.