Sahipsiz kelimelerin efendiliğini yapmak değil işim, değil benim vazifem cümlelere darbeyi koymak. Yarına fırından taze ekmek çıkarmak ta değil işim. Yarından haber veren düşlerle yola çıkmak, sağı solu sevgiyle selamlamak maksadım. Oturup düşünmekle vakit kaybedecek değilim. Zamanla yoldaş olup kuş misali kanatlanmaya talibim, sıcak iklimlerin sıcak insanlarına doğru.
Yarından haberin var mı Karadağ? Tepeden bakınca umutlarımı görebiliyor musun? Ordan bana selam yollayabiliyor musun heybetli duruşunla? Benim sana baktığım gibi bakabiliyor musun gölgeme? Senin kadar büyük değil cüssem ama senden daha büyük hayallerim var. Gel ortak olup tamamlayalım birbirimizi. Sen heybetinle ben gerçekleşmeyi bekleyen düşlerimle…
Sualine cevap verecek bilgiler taşımıyorum omzumda. Bilgiçlik taslamaya gelmedim yamacına. Dost olmaya geldim, tepene çıkıp göğü selamlamaya geldim. Yarına selam topladım etrafımdaki tüm canlıdan. Sevgiler getirdim dünden; yarının mutluluk sofrasını güneşle paylaşalım diye.
Kötülük tohumlarını sen de yok et Karadağ! Yamaçlarında sallansın rüzgâr bahara kucak açsın sana yakın bulutlar. Asiliğin sökmesin minik ellere, sen aşağıdan gör beni; ben baş kaldırıp yüceltirim şanını…