Akçaşehir Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen iftar programına, CHP Karaman Milletvekili Av. İsmail Atakan Ünver, CHP İl Başkanı Ahmet Recai Evcen, Karaman ve Akçaşehir Belediyelerinin CHP Meclis üyeleriyle birlikte basın mensupları katıldı.
Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Yeşildaş, “Zaman zaman ve çeşitli vesilelerle sizlerle bir araya geliyoruz. Akçaşehir’imizde yaptığımız, yapmaya çalıştığımız icraatları sizlerle paylaşıyoruz, kasabamızdaki gelişmeleri aktarıyoruz.
Allaha çok şükür, 31 Mart’ta devraldığımız 43 milyonluk borcu 35 milyon seviyesine kadar düşürdük. SGK ve vergi borcumuzu yapılandırıp taksitlendirdik. 4 milyon civarındaki kişi borçlarımızı neredeyse bitirdik. Bunun yanında hizmetlerimizi de aksatmadan ve geliştirerek devam ettirdik. Kardeş belediyelerimiz ve büyükşehir belediyelerimizin destekleri ile kasabamıza çöp konteynerleri, park gereçleri, şehir mobilyaları, çocuk oyun grupları ve peyzaj bitkileri kazandırdık. Kasaba meydanı ve kapalı Pazar alanı projemizin finansmanını Belediyeler Birliğimizden karşıladık. Finansman protokolünü imzaladık, ihale süreciyle birlikte çalışmalara başlıyoruz. Bu işler için belediye bütçemizden tek kuruş para harcamadık.
Ülkedeki ekonomik durum hepimizin malumu. Özellikle emekli, dar gelirli, yaşlı ve öğrenci kardeşlerimize ekonomik anlamda destek olabilmek, hayat standartlarını yükseltebilmek için hem şahsım hem de belediye olarak taşın altına elimizi koyduk. Zaten neredeyse tüm maaşımı çeşitli üniversitelerde okuyan yaklaşık 50 öğrencimize burs olarak veriyorum. Geçtiğimiz ay 200 ailemize toplam 200 bin lira tutarında market alışveriş desteği sağladık. Ramazan ayı başlangıcı itibariyle yardıma ve bakıma muhtaç 60 ailemizin evlerine sıcak yemek servisi vermeye başladık. İnşallah aşevimizi kalıcı hale getirip, ihtiyaç sahibi ailelerimize yılın her günü hizmet vermeye devam edeceğiz. Bugün itibari ile 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın Karaman’a gidiş geliş ücretlerine % 50 oranında indirim yaptık. Pazar günleri yapılan Akçaşehir Karaman seferlerini de tüm vatandaşlarımız için ücretsiz hale getirdik. İmkânlarımızı sonuna kadar zorlayarak, fakat belediye bütçemize de dokunmamaya gayret göstererek sosyal belediyecilik yapmaya çalışıyoruz.
Göreve geldiğimiz günden bu yana gerek milli ve dini bayramlarda yaptığımız etkinliklerde, gerek kadınlar ve çocuklar için gerçekleştirdiğimiz sosyal faaliyetlerde, gerek kasaba halkı için düzenlediğimiz şehir dışı gezilerinde, gerekse ilk defa bu kadar büyük ölçekte düzenlediğimiz Elma, Kültür ve Sanat Festivalinde belediye bütçemizden tek kuruş para harcamadık. Tüm bu faaliyetleri hayırsever vatandaşlarımızın katkıları, sponsorlarımızın katkıları ve şahsi katkılarımızla oluşturduğumuz bütçelerle gerçekleştirdik. Doludizgin koşuyoruz. Durmaksızın vatandaşımıza hizmet ediyoruz. Biz çok huzurluyuz. Biz çok mutluyuz.
Ne var ki, bütün bunlardan dolayı rahatsız olanlar var, huzursuz olanlar var. Bizim moralimizi bozmak, enerjimizi düşürmek isteyenler var. İpe sapa gelmez konularla bizi şikâyet edenler, sözüm ona siyasi güçlerini ispat etmeye çalışanlar, şov peşinde koşanlar var. Devletin polisini, jandarmasını, savcısını, hâkimini boş yere meşgul edenler, kasaba halkının tedirgin olmasına yol açanlar var. Bunları kafamıza takmıyoruz, önümüze bakıyoruz. Ama üzülüyoruz. Neden üzülüyoruz? Dün, daha önce yapılmış bir şikayet üzerine başlatılmış olan bir soruşturma kapsamında belediyemizdeki bilgisayarlar savcılık talimatı ile incelendi. Yapılan iş ve işlemlerle ilgili olarak bilgisayar kayıtlarında bir usulsüzlük var mı yok mu diye inceleme yapıldı. Hukuki bir süreçtir, gayet normal karşılıyoruz. Biz zaten bizden istenen tüm belge ve dokümanları ilgili mercilere eksiksiz teslim ediyoruz. Ne var ki, belediyemizden bilgisayar verilerinin kopyasını almaya gelen teknik ekibe otuz kişilik jandarma timi ve komando bölüğü eşlik ediyor. Belediye binamız vatandaş girişlerine ve personel çıkışlarına kapatılıyor. Kasabanın dört köşesinde ekip arabaları bekliyor. Sanırsınız terör operasyonu. Bu nedir arkadaşlar? İki memurla halledilebilecek basit bir mevzu için bu kadar kolluk kuvvetini kasabaya indirmenin, halkımızı tedirgin etmenin, bizim üzerimizde algı oluşturmaya çalışmanın manası nedir? Soruyorum sizlere. Ne yapmışız biz? Kullanılmaz durumda, kırık dökük ve hafriyat niteliğindeki eski taşları çöpe dökeceğimize ihtiyaç duyan bir vatandaşa satmışız. O da gitmiş kamyonu traktörü çamura saplanmasın diye tarlasının giriş kısmına bu taşları yerleştirmiş. Belediyemiz para kazanmış, vatandaşın işi görülmüş. Bu mudur suç? Bu mudur kabahat? Sırf muhalefet partisiyiz diye bu yapılan reva mıdır, adalet midir, hak mıdır, hukuk mudur?
Ben dün yaşanan, hem ülkemiz ve demokrasimiz adına hem de insanımız ve kasabamız adına üzüntü verici, şaşırtıcı, tedirgin edici olayda payı olan, yalan yanlış bilgi yayan herkesi hem halkımızın vicdanına hem de Allah’ın sarsılmaz adaletine havale ediyorum.
Arkadaşlar, bizim alnımız açık, yüzümüz ak, vicdanımız da rahat. Verilemeyecek hesabımız yok. Yeter ki her şey adalet, devlet aklı, vicdan ve makul koşullarda hayat bulsun. Devlet bizim devletimiz. Memleket de bizim memleketimiz. Biz de bu memlekete fedakarlıklar içerisinde hizmet etmeye çalışıyoruz. Takdir etmiyorsanız bari engel olmaya çalışmayın” ifadelerini kullandı.

CHP Karaman Milletvekili Av. İsmail Atakan Ünver ise şu şekilde konuştu:
“31 Mart'ta CHP 47 yıl aradan sonra Türkiye’nin birinci partisi oldu. Türkiye ekonomisi yüzde 70'ine yaklaşan bir büyüklükteki şehirlerin yönetimi CHP’nin. Yine nüfusun yüzde 60'dan fazlasın yaşadığı şehirlerin yönetimde CHP’yi seçti ve o günlerden bugüne halen Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin Birinci Partisi. Tabii ortaya çıkan bu sonuç bizlerin ziyanesiyle memnun etti ama memnun olmayan kesimler var, kişiler var. Onların o günden beri CHP’li belediyelere bir itibarsızlaştırma, bir halk gözünde küçük düşürme gayreti var. Bunu hep beraber izliyoruz, takip ediyoruz.
İstanbul'da üç tane CHP’li belediye başkanı şu anda tutuklu. İki tanesi ihaleye fesat karıştırılmak, suçlamasıyla, bir tanesi de terör örgütüne üye olmak iddiasıyla tutuklu. Bazı belediye başkanlarını kâle alınmayacak dost sohbetlerinde söyleyince dikkate alınmayacak konularla ilgili soruşturmalar açıldı. Onların da itibarsızlaştırılması için adli eliyle, yargı eliyle bir gayret sarf ediliyor.
Hatırlarsanız İstanbul Büyükşehir Belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu, Fatih Sultan Mehmet Türbesi’nde gezerken elini arkasına koymuştu. Elini arkasına koydu diye soruşturma açılmış. Bugün açılan birçok soruşturmanın bundan farkı yok.
İncir çekirdeğini doldurmayacak meselelerle CHP’li belediyeleri halk gözünde, itibarını düşürmek için operasyon yapılıyor. Bunlar yeri geliyor idari mahkemeler tarafından, adli mahkemeler tarafından yapılıyor. CHP’ye gönül verenler 75 yıllık süre içerisinde hiçbir baskıdan, hiçbir korkutmadan, hiçbir itibarsızlaştırma, itibar sızlama operasyonundan yılmadı. Bugüne kadar CHP dipdiri ayakta duruyor. Şu an Türkiye’nin birinci partisi. Eğer CHP’nin yerine bir başka parti olsaydı, bırakın 75 yıl muhalefette kalmayı iktidarından düştüğü gün tuzla buz olmuştu.
Bugün ki iktidarın korkusu da bu. İktidardan uzaklaşırlarsa dağılacaklarını biliyorlar. Onları ayakta tutanın iktidar koltuğu olduğunu biliyor. O yüzden o koltuğu bırakmamak ellerinden ne geliyorsa hukuksuz bir şekilde, haksız bir şekilde yapıyorlar, yapmaya çalışıyorlar. Ama
Hiçbir baskı, gitmekte olan iktidara koltuğunda tutmaya yetmiyor. Zamanında %49,5 e ulaşmış bir parti bugün %30'un altında oy alma potansiyeliyle anketlerden çıkıyorsa onlar düşünsün. Bizim düşünecek ve korkacak çekinecek hiçbir şeyimiz yok. Nasıl %50'ye varmış bir partiyi, %30'a düşürdüklerinin hesabını hep beraber oturacaklar hesaplayacaklar. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi siyasilerine orada burada iktidarsızlaştırma operasyonu yaparak haksız, hukuksuz, adli operasyonları yaparak başaramaz. Dolayısıyla iktidarı Cumhuriyet Halk Partili belediyeler üzerinde itibarsızlaştırma politikalarına girişimlerine hep beraber biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak karşı çıkıyoruz.”
İftar programı konuşmaların ardından çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.
