Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) Karaman Şubelerinin işbirliğinde gerçekleştirilen basın açıklamasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze açıklamaları ve İsrail’in Filistin halkına yönelik soykırımı protesto edildi.
15 Temmuz Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasına STK temsilcileri ve yaşlısından çocuğuna birçok vatandaş katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, AGD Karaman Şube Başkanı Şabettin Gezen ve İHH Karaman Şube Başkanı Mustafa Köseoğlu’nun yaptıkları basın açıklamalarıyla devam etti.
GEZEN: “HAYDUT TRUMP’A KARŞI ANLADIĞI DİLDEN KONUŞUNUZ”
Gezen yaptığı basın açıklamasında, “Bugün burada hepimizin onuru olan Gazze halkı ile dayanışma içerisinde olduğumuzu göstermek ve dünyanın baş belası konumundaki ikili Trump ile Netanyahu ile anladığı dilden konuşmak üzere toplandık. Gönül isterdi ki; bugün burada bir seneyi aşkın bir süreçte Gazze’de insanlık tarihinin en büyük soykırımlarından birini gerçekleştiren Netanyahu’nun yargılanması vesilesi ile toplansaydık ve bu meydanı “Elhamdülillah” nidaları ile inletseydik. Ama İslam ülkelerinin liderlerinin aciz duruşu nedeniyle bugün yeni bir küstahlık karşısında buradayız. Bildiğiniz üzere; Siyonizm’in en büyük müttefiki konumundaki Evanjelizm’in kuklası olan ABD Başkanı Donald Trump haddini aşmış ve Gazze üzerinde kirli planlar kurmaya kalkmıştır. Gazze’yi bir Monopoly oyunu objesi sanan Trump, yeryüzünün en izzetli beldesine göz dikmiş ve hatta bu toprakları cehenneme çevirmekle tehdit etmiştir. Adil bir düzenin hakim olduğu normal bir dünyada demir parmaklıklar ardında olması gereken soykırımcı Netanyahu ile el ele veren Trump’ın Gazze’ye yönelik tehditleri asla kabul edilemez. Gazze’de yıllardır devam eden insani trajediye sessiz kalmak daha büyük bir insanlık ayıbı iken Trump’ın açıklamaları bu gangsterin insanlıktan zerre pay almadığının bir göstergesidir. İnsanlık onurunu ayaklar altına alan Trump’ın Filistin halkını tehdit eden ifadeleri aleni bir savaş ilanıdır. Trump, İsrail rejiminin bir seneyi aşkın bir süreçte verdiği leşlerden bir ders alamamış olacak ki yeni bir macera arayışına girmiştir. Madem öyle; savaş hoş gelmiş, sefa getirmişti. Yaşarken şehit ölürken diri olan bir medeniyetin evlatlarının en son korkacağı şey savaştır. Bu bağlamda Donald Trump’a tavsiyemiz; Irak’ta ve Afganistan’da uçak uçak taşıdıkları cesetlerin sayısını Pentagon’a sormasıdır. İsrail rejimini rezil rüsva eden Filistin direnişi, Gazze’ye göz diken ABD conilerini yatay bir şekilde ülkelerine döndürmeye de muktedirdir. Trump ile Netanyahu ikilisinin şeytani planlar peşinde koştuğu, İslam ülkelerinin acziyet içerisinde olup bitecekleri beklediği bir süreçte Filistin direnişine olan güvenimiz tamdır. Filistin direnişindeki kardeşlerimiz bilmelidir ki; Bizler Anadolu insanı olarak daima onların yanındayız. Değil bir tek canın Gazze’de akacak bir damla kanın hesabını ABD ve İsrail firavunlarından sormaya yeminliyiz. Bizler; Gönlümüzde özgür Kudüs sevdasını taşırken Trump karşısında sus pus olan İslam ülkelerinin liderlerine de bir çift kelam etmek isteriz; Derhal ve derhal ülkelerinizdeki ABD üslerini kapatınız. Ülkelerinizdeki ABD üsleri aracılığıyla Gazze’ye bir bomba düşer ise sizler de bu cinayetin bir parçası olursunuz. Haydut Trump’a karşı anladığı dilden konuşunuz. Bir hınzırın karşısında eğilip bükülmeyiniz. Zaman izzeti kuşanma zamanıdır. Bizler, Gazze halkının maruz kaldığı zulme ve küstah tehditlere karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yeryüzünün en şerefli beldelerinden biri olan Gazze’mizi canımız pahasına savunacağız. Adil bir düzenin kurulup, başta Filistin olmak üzere İslam coğrafyasının selamete kavuşması için bir an olsun durmayacağız” dedi.
KÖSEOĞLU: “GAZZE FİLİSTİNLİLERİNDİR”
Köseoğlu ise yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“On yıllardır Filistin’de büyük zulümler işleyen işgalci İsrail, 7 Ekim sonrasındaki süreçte ise saldırılarını daha da artırdı. Apertheid rejimi İsrail, 15 ay boyunca Filistin’de insanlık dışı saldırılarda bulundu. Gazze’de tam anlamıyla bir soykırım yapan işgalcilerin saldırılarında 14 binden fazlası enkaz altında kaybolanlar olmak üzere 61 binden fazla Filistinli şehit oldu. İşgalciler, Gazze’de insan haklarını ve savaş hukukunu hiçe sayarak çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin saldırılarda bulundu. 19 Ocak'ta varılan ateşkes anlaşmasından bu yana, ateşkese uymayan işgal rejimi İsrail, düzenlediği saldırılarla çok sayıda Filistinliyi katletmeye devam etti. Hiçbir sınır gözetilmeksizin yapılan İsrail saldırıları sebebiyle Gazze’de her yerde enkaz yığınları var. Siyonistler saldırılarında; camiileri, hastaneleri, okulları ve sivil yerleşim yerlerini hedef aldı. Beyaz bayrak açan siviller dahi üzerlerine ateş açılarak katledildi. İşgalciler, kullanılması uluslararası sözleşmelerce yasaklanmış bombaları aralıksız olarak Gazze’ye yağdırdı. İnsanlık tarihinde örneğine az rastlanır bir zulüm, tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı ve ne yazık ki yaşanmaya da devam ediyor. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tüm uluslararası kararlara rağmen işgalci İsrail uluslararası hukuku tanımıyor, saldırmaya ve işgale devam ediyor. Ne yazık ki, dünyanın gözleri önünde yaşanan bu zulmü durduracak somut adımlar atılmıyor. Dünyanın birçok ülkesinde halklar, işgalci İsrail’in zulümlerini yüzbinlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto ederken, ABD ve Batı dünyası yaşanan zulümleri görmezden gelerek hâlâ işgalcilere verdiği desteği sürdürüyor. Amerikan Başkanı Donald Trump, Gazze’ye yönelik olarak yaptığı açıklamalarla İsrail zulmüne arka çıkıyor, tarihin gördüğü en barbarca zulümleri işleyen siyonistlere destek veriyor. “Gazze’yi satın almak”tan, Gazze’yi ABD yetkisi altına almaktan söz ederken, kanlı ve karanlık iş birlikleriyle, binlerce kilometre öteden Ortadoğu’yu dizayn etmeye çalışıyor. On yıllardır İsrail’in zulümlerine karşı topraklarını koruyan, zilleti kabul etmeyen, zorbalığa boyun eğmeyen Filistinlilerin, kendi toprakları olan Gazze’den çıkararak başka ülkelere gönderilmelerinin planları yapılıyor. Bu gerçekleşmeyecek hayalin sahiplerine sesleniyor ve diyoruz ki: Gazze dün olduğu gibi bugün de Filistinlilerindir, yarın da Filistinlilerin olacaktır! Apertheid rejimine verilen destekler sonlandırılmalıdır. Yalnızca vatanlarını işgale teslim etmedikleri için ağır bedeller ödeyen, yakınlarını kaybeden, evlerini kaybeden ve her an kendi hayatlarını kaybetme tehlikesi bulunan Filistinliler, haklı davalarından asla vazgeçmiyorlar. Filistinli kardeşlerimiz, verdikleri mücadele işgale direnmeye devam ediyorlar. Trump’ın Filistinlilerin gönderilmesini teklif ettiği bölge ülkeleri, Filistinlilerin hakkını gasp etmeye yönelik bu teklife net bir şekilde karşı durmalıdır. Devletler, sorumlu uluslararası teşkilat ve kurumlar; ateşkesin başlangıcından bu yana saldırılarına devam eden, alınan kararları uygulamayan İsrail’i, alınan kararlara ve uluslararası hukuka uymaya zorlamalıdır. İsrail, ateşkes anlaşmasında yer almasına rağmen, Gazze Şeridi'ne yeterli insani yardım girişini engelliyor. Anlaşmada mutabık kalınan sayılardaki çadır, konteyner ev, iş makinesi, hastanelerin yenilenmesi için gereken inşaat malzemeleri, gıda ve temel ihtiyaç maddeleri gibi acil ihtiyaç kalemlerinin girişine ya hiç izin vermiyor ya da anlaşmadaki miktarların çok azının girmesine izin veriyor. Tedavi için yurtdışına sevk edilen hasta sayısı da anlaşmada bulunan sayının çok altında kaldı. Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail rejiminin, ateşkes anlaşmasının insani protokollerini uygulamayı reddetmeye devam ettiğini duyurdu. Bakanlık ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki hasta ve yaralı çocukların, tıbbi imkânların yetersizliği nedeniyle ölümün eşiğine geldiğini, İsrail’in hastaneler için olmazsa olmaz ihtiyaç maddesi olan elektrik jeneratörlerinin girişini engellemeye devam ettiğini bildirdi. Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi, uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya çağırıyoruz. Son olarak herkese sesleniyor ve diyoruz ki; tüm dünya halkları tepkisini açıkça göstermelidir. Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip tepkisini ortaya koymalıdır. İsrail, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde hesap vermeli ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir. Bizler Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları ve halkı olarak Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin özgür oluncaya kadar mücadelemizi tüm gücümüzle sürdüreceğiz!”
Protesto Gazze ve Filistin halkı için edilen duaların ardından son buldu.