Toptaş, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü; 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararı ile ilan edilmiştir. BM tarafından farkındalık yaratmak için 2021 yılının teması, “Dünya Turuncusu: Kadına Yönelik Şiddete Hemen Son” olarak belirlenmiştir.
Kadına yönelik şiddette, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi tarafından “kadına, kadın olduğu için yöneltilen veya orantısız biçimde kadınları etkileyen şiddet” olarak tanımlanmaktadır.
Dünya medeniyeti içerisinde, Türk kültür ve devlet geleneğinde “kadın” önemli bir değere sahiptir. Pek çok topluma göre kadınlarımızın oldukça değerli olduğu, hatta bazı araştırmalara göre anaerkil olarak tarif edilen toplumumuzda bile, 1 Temmuz – 30 Eylül 2024 tarihleri arasında basına yansıyan kadına şiddet vakalarından sadece yaşanan şiddet türü vakalarını incelediğimizde; 117 kadın katledilmiş, 110 kadın şüpheli bir şekilde hayatını yitirmiştir.
Sorunun çözümü şiddetin şiddet olduğunun tespit edilmesiyle başlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin neden olduğu kadına yönelik şiddet, kadınlara uygulanan fiziksel, cinsel, psikolojik ekonomik zarar veren ve verebilecek olan her türlü eylemdir. Tehditle, bir şeyleri yapmaya zorlanmak ya da yapmak istenilen bir şeyin yapılmasına engel olunması, bir yere kapatılmak vb. eylemlerin her biri şiddettir.
Kadına yönelik şiddette, cinsiyete dayalı şiddetin kadınların erkeklerle eşit olarak hak ve özgürlüklerini kullanmalarını ciddi şekilde engelleyen ayrımcılık biçimidir. Kadına yönelik şiddet; kamusal alanda da, özel alanda da meydana gelse, kadınlarımızın fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine ve onurlarının zedelenmesine yol açmaktadır. Ayrıca, kadına yönelik şiddet, temel insan hakları olan, yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, fiziksel ve duygusal bütünlük hakkı gibi haklarının ihlal edilmesine yol açan temel insan hakları meselesidir.
Kadına yönelik şiddet; toplum açısından yıkıcı etkisi bulunan küresel bir olgudur. BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin verileri, küresel ölçekte her üç kadından birinin genellikle yakın partnerleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya koymaktadır.
Bu kapsamda kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmalarının yanı sıra, temelde eşitsizlikçi toplumsal statünün değiştirilmesi noktasında sosyal politikaların geliştirilmesi öncelik olmalıdır. Temel misyonu; insan haklarını korumak ve geliştirmek, ayrımcılığı önlemek ve kişilerin eşit muamele görmesini sağlamak ve işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, kadına yönelik bir insan hakkı ihlali olan şiddete karşı farkındalığı artırmak amacıyla çalışmalar yapmaktadır.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesi ile BİRLİK SAĞLIK SEN olarak kadına yönelik şiddetin son bulduğu ve hak ve özgürlüklerden yararlanma noktasında cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya temenni ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”