Türk Ocakları Genel Merkez Yönetimi ve Şube Başkanları, 27-28 Ekim 2018 tarihlerinde Ankara’da toplandı.
Toplantıda, ülke ve millet meseleleri hakkında istişarelerde bulunuldu.
Toplantıya katılan Türk Ocakları Karaman Şube Başkanı Yunus Turan, istişare toplantısının sonuç bildirisini yayınladı.
Toplantıda aşağıdaki hususlara karar verildi:
1. Türk Ocakları, ülkemizin 15 Temmuz 2016’da maruz bırakıldığı ihanet girişiminin öncesinde, sırasında ve sonrasında beka meselesi üzerinde samimiyet ve ciddiyetle durmuş; her aşamada hem üzerine düşen ikaz görevini yapmış hem de birlik ve beraberlik ruhuna destek vermiştir.
2. Türk Ocakları yıllardır, etrafımızda ve dünyada meydana gelen gelişmeler karşısında Türkiye’nin, Türk dünyasının ve İslam âleminin kendi meselelerini çözerek dünya siyaset ve medeniyet sahnesinde layık oldukları mevkilere gelmesi için medeniyetimizin yeniden inşasının önemini vurgulamaktadır.
3. Bunun için eğitimden ekonomiye, tahrip edilen hukuk devletinin yeniden inşasından ordumuzun ve askerî teknolojimizin geliştirilip caydırıcılığının arttırılmasına kadar pek çok alanda olağanüstü bir gayret ve çalışma yapmamız gerektiği açıktır. Buna karşılık enerjimizin kısır iç siyasi çekişmelerle tüketilmesinin tarihî bir vebal olduğunu ilgililere hatırlatmayı borç biliriz.
4. Danıştay 8. Dairesinin Öğrenci Andı konusundaki kararıyla ilgili olarak hukukun gereği yerine getirilmelidir. Ant meselesinde asıl önemli olan metnin muhtevası, anlamı, işlevi ve eğitimdeki değeridir. Çocuklarımızın millî duygularını uyandırmak ve güçlendirmek açısından, Anayasa’nın yurttaşlıkla ilgili hükümleriyle bütünüyle uyumlu olan bu andın okullarımızda yeniden okutulmasını önemli ve gerekli görüyoruz.
5. Öğrenci Andı vesilesiyle “millet” kavramı ve “Türkçülük” de yeniden tartışma konusu edilmiştir. Türk milliyetçilerinin millet tanımı ırkı değil; kültürü, terbiyeyi esas alır. Millet dediğimiz varlık; ortak tarih, kültür ve gelecek tasavvuruna sahip insanların bütünüdür. Biz de diyoruz ki, vatanımız Türkiye, milletimiz Türk milletidir. Bu; kanla, ilimle, irfanla, sanatla, emekle yazılmış bir tarihin hükmüdür.
6. Eğitim meselesi, Türkiye’nin geleceği açısından hayati öneme sahiptir. “Eğitim 2023 Vizyonu” çerçevesinde hedef olarak belirlenen hususları önemli buluyoruz. Bununla birlikte öğretmen yetiştirme konusunun daha açık ve belirli bir sistem dâhilinde ele alınması gerekir. Fen, sosyal bilimler, imam-hatip ve meslek liseleriyle ilgili karar ve uygulamalarda, ülkenin ihtiyaçları ve nitelikli eğitim verilmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
7. Dünya üniversiteler sıralamalarındaki hazin tablomuz devam etmektedir. Üniversitelerde, “diplomalı işsiz” sayısını arttırmak yerine, ülkenin ihtiyaçlarını ve kaliteyi öne alan bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Bu çerçevede akademik teşvik, ek ders, ikinci öğretim gibi uygulamalar gözden geçirilmelidir.
8. Hukuk sisteminde yıllardır yaşanan sıkıntılar bir an önce aşılmalı; uygulamada kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatı ilkelerine işlerlik kazandırılmalı; devlet yönetiminde liyakat, adalet ve istişare esas alınmalı ve kurumların gelenek ve teamüllerine riayet edilmelidir.
9. Dış siyasi gelişmelerle bağlantılı olarak yakın geçmişte Türk parasının ve ekonomisinin uğradığı saldırı sonucunda yaşadıklarımızda, küresel finans çevrelerinin manipülasyonlarının rolü açık olmakla birlikte, ekonomimizin yapısal zaaflarının etkisini görmezden gelemeyiz. Üretimi ve tasarrufu değil, tüketimi ve inşaatı önceleyen ve sıcak paraya dayanan bir politikanın sınırlarına gelindiğini anlamak; tarımda, sanayide ve bilgi teknolojilerinde esaslı atılımlar yapmak mecburiyetindeyiz.
10. Türkiye’yi içeride etnik ve mezhebî hatlarda bölüp dışarıda da Irak ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak “İkinci İsrail” projesiyle sıkıştırarak küresel hâkim güçlerin kontrolünde tutma girişimlerine karşı millî birliği güçlendirmek ve Türk dünyası ile kurulan ilişkileri daha ileri seviyelere taşımak doğrultusundaki çalışmalara hız verilmelidir.
11. 2011’de başlayan Suriye Savaşı sırasında, savaştan kaçtıkları için ülkemize sığınanlara kucak açmamız ne kadar olağan ve gerekliyse, savaşın bitmesini ve onların yurtlarına dönmesini istememiz ve bunun için elimizden geleni yapmamız da o kadar önemlidir. Bir ülkenin bu kadar yoğun bir sığınmacı nüfusuna ev sahipliği etmesinin zorlukları bir yana, hâlihazırda ve ileride sosyal dokuda yol açtığı ve açabileceği büyük sıkıntılar karşısında, Suriye’deki savaşın bir an önce sonuçlanmasına gayret sarf edilmesi acil bir zorunluluktur.
12. Son yıllarda Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklerin temel insan hakları, Çin Hükûmeti tarafından ihlal edilmekte; yüzbinlerce insan, sözde “yeniden eğitim” adı altında toplama kamplarında tutulmaktadır. Türk Hükûmeti ve Birleşmiş Milletlerin, Doğu Türkistan’da yaşanan 21. yüzyılın en sistematik soykırımı karşısında Çin Hükûmeti nezdinde gerekli girişimleri yapmasını bekliyoruz.
13. Cumhuriyet’imizin 95. yıldönümü vesilesiyle başta Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu vatanı bize emanet eden ecdadımız ile aziz şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz.