Bahar ayına girdiğimiz şu günlerde yaz mevsimini dört gözle bekliyoruz. Uzun ve çetin geçen bir kış mevsiminin ardından gelen baharla çiçekler açtı, ağaçlar ve toprak uyanmaya başladı. Halen kısa aralılarla yağan yağmur ve rüzgâr ne kadar da canımızı sıksa da önümüzde bir ay daha var. Her mevsimin kendine has güzelliği ve tadı vardır. Bana sorarsanız en güzel mevsim diye önce yaz derim. Çünkü yaz mevsimi ne kadar da sıcak olsa da en azından evden çıkmak, dolaşmak, özellikle piknik yapmak benim için vazgeçilmez bir sosyal faaliyettir. Denizin, kumun ve güneşin tadını almak, bütün bir yılın yorgunluğunu atmak en temel ihtiyaçlarımızdan biridir hepimiz için. 
         
         Sonraki mevsimim ise sonbahardır. Sonbahar benim için duygusallığı, romantizm ve aşk’ı çağrıştırıyor. Sonbaharda ormanların içinde dökülen yaprakların arasında yürümek, sevdiğinle beraber el ele tutuşup yağmurda ıslanmak, ya da bir deniz kenarında yürümek, denizin durgunluğunu ve sesini dinlemek yine çok keyif vericidir.  Kışınsa en kötü tarafı soğuk olmasıdır. Yoksa kış ta çok güzel bir mevsimdir aslında bembeyaz karın üstünde yürümek, saflığı, temizliği ve beyaz gelinlik giymiş bir kıza benzer aslında. Karların havada dans ederek yeryüzüne inmesini bakmaya doyamam. Baharsa ayrı bir güzeldir. Adeta bir canlının hayata gözlerini açmasıdır. Yeniden diriliştir sanki. Çiçeklerin bir bir açması, toprak ve ağaçların çiçek açarak uyanması, göz alıcı yeşilin toprağı örtmesi ve kuşların cıvıldayarak havada dans etmesidir bahar. Doğanın bayramıdır bahar. Yağmurla beslenmesidir, berekettir, huzurdur.
         
         Kısacası dört mevsim ayrı bir güzelliktir, tanrının verdiği en güzel hediyedir bence. Lafı daha fazla uzatmadan dört gözle yaz mevsimini bekliyoruz gelsin artık yaz mevsimi. Yaza özlem ve hasret duyduğum zamanda kaleme aldığım 2004 yılına ait “Özlem” adlı şiirimi sizlerle paylaşıyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
 
 ÖZLEM
 
Hele bir yaz gelsin,
Hele kaynaklar fışkırsın yer altından,
Çıkacağım şu dağlara nefesim yettiğince 
Bağıracağım, lanetler edeceğim aşka
Şöyle bir geçmişe dalacağım gözlerimden
Süzülen birkaç damla anılar tazelenecek aklımda.
 
Sonra sonra gideceğim bir meyhaneye,
İçmek istiyorum ölümüne içmek,
Bir parça beyaz peynir kavun birde yanında rakı,
Yetmiyor bana bunlar 35’lik neki meyhaneci 70’lik getir,
Tek başına gitmiyor bu meret kavunun tadı zehir ah ah sevdiğim 
Sen yoksun.
 
Kadifeden kesesi gitmiyor be abi değiştir şu bandı,
Bu nasıl sevgi ah ah bu ne büyük sevda yanıyor içim yanıyor,
Yüreğim kanıyor seni nasıl özledim bir bilsen kahve gözlüm
Yarim sevdiğim ayrılık vakti mi geliyor ne sensiz gitmek zor ama 
Başka çarem var mı biliyorum ayrılmaz et tırnaktan yine de mecbur kaldım   
Gidiyorum gülüm gidiyorum yıldızlar ülkesine gidiyorum hoşça kal.