Türk edebiyatının kudretli şairlerinden birini daha ebediyete uğurladık. Ülkemizin en önemli sanatçıları, şairleri arasında yer alan bir insanın ebediyete uğurlanmasını Karaman halkı olarak televizyondan seyretmedik. Uğurlama işini Karamanlılar olarak bizzat bizler tekbirlerle, dualarla, Fatihalarla yaptık. İlimiz için bu büyük bir ayrıcalık oldu. Bugün ebedi yolculuğa uğurladığımız büyük şairin bizler için bir farkı vardı. Bildiğimiz, şiirlerini ezberlediğimiz diğer şairlerden bizim için en önemli farkı, hiç şüphesiz Karamanlı olması, Karaman’ı soluması, Karaman’ı şiirlerinde anlatmasıydı. Şairimiz her ölümlü insanın istediği şeyi yaparak aramızdan ayrıldı. “Gökkubede hoş bir seda bırakarak” ebedi aleme gitti. Vücudunu Karaman mezarlığımıza defin ettiğimiz kutlu şairin, ruhu alemleri gezmeye devam edecek şüphesiz. Şiirin olduğu yerde, güzelliğin dile getirildiği hoş sohbetlerde ismi yaşamaya devam edecek sonsuza kadar. Sevgililer O’nun dizeleriyle sevdiğine aşkını ilan etmeye, hasret çekenler O’nun mısralarıyla “ahh” çekmeye, özleyenler özlemlerini O’nun kelimeleriyle seslendirmeye, yolculuklarını anlatmaya çalışanlar O’nun şiirleri ile anlatacaklar gördüklerini, duyduklarını , sevdiklerini sevmediklerini ebediyete kadar.
Bekir Sıtkı Erdoğan 9 Eylül 1926 yılında Karaman’dan sağ kulağına ezan; sol kulağına salanın okunması ile başlayan hayat serüveninde, ilk ve orta okulu ilimizde tamamlamasının ardından askerlik mesleğine ilgi duymasından sonra İstanbul’da Kuleli Askeri Lisesi’nde devam etmiştir. Edebiyata özelikle şiire ilgisi hiçbir zaman azalmayan Karamanlı şair daha sonra Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ni bitirdikten sonra askerlikle ilgili değişik liselerde edebiyat öğretmenliği de yapmıştır. Şairimiz ses getiren önemli şiirlerinde biri de daha sonra bestelen ve bir çoğumuzun bildiği “50.yıl Marşı”nın da söz yazarı olmasıdır. Doğup büyüdüğü, çocukluğunu yaşayıp hatırlarını bıraktığı Karaman’ı, İstanbul’da yaşasa da hep yüreğinde gönlünde yaşattığı sıla hasretini; Karaman” adını verdiği şiirinde çok güzel dile getirmiştir. ilimizin mahallelerini, erkeklerini, kadınlarını, kalesini ,imaretini anlattıktan sonra ,yazmaktan ve anlatmaktan yorulunca şiirini şu dizelerle sonuçlandırır:
“Velhasılı şu Karaman
Yazıla yazıla bitmez...”
Sevgiyi,sevgiliyi,hasreti ,aşık olduğu kişiye özlemini, ne hoş dile getirmişti “Kışlada Bahar” adlı şiirinde:
Kara gözlüm, efkarlanma gül gayrı!
İbibikler, öter ötmez ordayım.
Mektubunda diyorsun ki: 'Gel Gayrı!'
Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım.
***
Mor dağlara, karargahlar kurulur;
Eteğinde bölük bölük durulur...
On dakika istirahat verilir;
Tüfekleri çatar çatmaz ordayım!..
Şairimiz gönül dünyasında biriktirdiklerini hissettiklerini ,duygularını, duyduklarını duyurmak istediklerini “Hancı, Bin İkinci Gece (Yolcu), Yağmurda Unutulan Şarkı, Kışlada Bahar, Suda Ayak İzleri, Sessiz Senfoni,....” ve daha bir çok şiirinde halk edebiyatının özeliklerini, ölçü kaygısı da taşıyarak mükemmel bir düzende ifade etmiştir.
Bekir Sıtkı Erdoğan, kendisiyle yapılan söyleşi de: “- Sayın üstadım şiirin halka inmesi veya halka mal olması ne demektir.” Sorusuna şu cevabı verir:
-Ben halkın her bölümüne ulaşabilmek için değişik şiirler yazıyorum. Örneğin; gazel konusunda, benim hem meyhanede hem de cami de okunan, genç ve yaşlı çeşitli toplum kesimlerinin okuduğu şiirlerim vardır. Kısaca ben halkımın her bölümüne şiirimi götürüyorum. Halkın benden istemesini beklemeden ben halka gidiyorum.
O , halkının her bölümüne şiirini götürdüğü için halkın şairi olmuştu. Halkına gittiği, halkını anlamaya çalıştığı için Türk halkının ve özellikle de Karamanlıların sevgilisi olmuştu.
Ölümü bir yok oluş olarak görmeyen şairimiz “ilahi” adlı şiirinde kaçınılmaz sonu, “O’dan geldik; yine O’na döneceğiz.” gerçeğini büyülü kelimelerle ama sade bir dil ve söyleyişle ortaya koyuyordu:
Senin yurdun ırak iller,
Mekân tutmaz garip kullar
Bekir var gir, bütün yollar
Çıkar Mevlâ’ya Mevlâ’ya...
Karaman halkı olarak kalabalık bir toplulukla birlik beraberlik içinde şairimizi ebediyete uğurlama görevinin iç huzuruyla,Karamanlı büyük şair Bekir Sıtkı ERDOĞAN, mekanın cennet,ruhun şad olsun.
Durmuş SAYASLAN