ACİZLİĞİN İLANI

Nefes alıp vermekle yaşadığımızı sanıyor ama her nefes alış-verişte biraz daha ölüyoruz…
Ölüm…
Ölüm ki acizliğimizin resmi ilanı,
Çaresizliğimizin uluorta hali,
Koca dağları ben yarattım dercesine yenilmiş nefsimizin ağır mağlubiyeti…
Her saniye kulağımızdan girip içimize oturan bir öğüt, bir nasihat…

Ölüm;
Sofradaki bir tabağın, odadaki bir yatağın, yastığın bir kenarında duran takma dişlerden tutunda, içi boşaltılmış elbiselerin yokluluğu değildi sadece…
Ölüm ki bize en yakın, ölüm ki bize en uzak!
Geçen ay tanıştım ölümle… Hatta samimi bile oldum diyebilirim!

Ananemi,
Ömrümün nur yüzlü kadınını, annemin yarısını alıp götürdü benden.
Bir beden aramızdan ayrılmıştı. Ruhuyla birlikte, duası, gülüşü ve nuruyla… Gözlerimin önünde kapandı gözleri…
Verdiği son nefes,
Gittikçe küçülen bedeni,

Ve birde moraran ayakları… Hani derler ya ölüm hiç yakışmadı.
Hâlbuki oda hazırdı bizde… Yastığının altında duruyordu kefeni, musalla taşı çoktan seçilmişti bile…
Sonra birde kendimi düşündüm orda, o an uğrasa Azrail dur şunları da alacağım diyebileceğim neyim vardı ki?
Kırdığım, kırıldığım insanları düşündüm tek tek, ertelediklerim, pişmanlıklarım sonra cesaret edemediklerim…
Ne çok eksiğim vardı tamamlanmayı bekleyen.
Sonrası, iki metrelik bir kumaş, birde mezar taşı… oda nasip olursa!
Son model arabalarla, 
İhtişamlı evlerle hayal ederken kendinizi, 
Sığamazken koca dünyaya, 
kolay mı sığdırmak iki metre karelik yere bedeninizi… 

Hiç düşündünüz mü? 
Kendinizi, o musalla taşında, 
Cansız bedeniniz yatarken yerde, 
Sevdiğiniz ne varsa yanı başınız da 

Hissedebildiniz mi? 
Ölümü bedeninizde… 
Vicdanınız sızladı mı? 
Ardınızda bıraktıklarınız için geride… 

Sahi, önceden seçmiş miydiniz, 
Makberinizi? 
Yazmış mıydınız? 
Makberinizin üzerine sözlerinizi? 
Verilmemiş hesaplar, 
Kaç kez korkuttu gözlerinizi? 
Perdenin kapanışını izlerken, 
Gözünüzün önünden geçti mi erteledikleriniz 
Son kez pişmanlık duyarken, 
Gidişinize engel olamadı mı sevdikleriniz. 

Siz hiç avaz avaz sustunuz mu? 
Haykırmak isterken, 
Yutkundunuz mu? 
Uzaklarda sandığınız ölüm, 
Sizi alıp götürürken… 

Artık dünyada olmayacaksınız. 
Kalp kıramayacak, 
Aldanıp, aldatamayacaksınız… 
Hadi biraz düşünün 
Ne yaşadıysanız o söylesin size 
Giderken ona göre ya ağlayın ya da gülün… 

Sahi, 
Siz hiç kendinize bir musalla taşı seçtiniz mi? 
Siz hiç ölmeden mezara girdiniz mi?