Karaman, tarihinin en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Barajların dibi göründü, kuyular tükenme noktasında, çiftçi tarlasında çaresiz. Peki bu krizi kim tetikledi? Kimi “Mısır ekerek suyu tüketen çiftçi” diyor, kimi “Bedava su dağıtan belediye”yi sorumlu tutuyor. Ancak gerçek şu: Kuraklığın tek suçlusu yok; hepimiz bu tabloda birer figürüz.

ÇİFTÇİ Mİ, SİSTEM Mİ?

Mısır, Konya Ovası'nda son yıllarda adeta “altın ürün” haline geldi. Ancak bir gerçek var: Dekar başına 800-1000 ton su tüketen bu ürün, yeraltı sularını hızla çekiyor. Çiftçi, “Pazar garantisi ve yüksek kâr” derdinde, ancak devletin alternatif ürünler için teşvik eksikliği, onu mısıra mahkûm ediyor. Suyu hoyratça kullanan çiftçiyi yargılamadan önce şunu sormalıyız: Desteklenseydi, susuz ürünlere yönelir miydi?

BELEDİYE: UCUZ SU, PAHALI BEDEL

Belediyenin “halka hizmet” adı altında yürüttüğü düşük su fiyatlandırması, tüketimi körüklüyor. Üstelik şehir şebekesindeki kayıp-kaçak oranı, Türkiye genelinde olduğu gibi, ciddi boyutlarda. Örneğin, bazı bölgelerde bu oranın %30-40’lara ulaştığı biliniyor, ancak Karaman’da resmi bir veri bulunmuyor. Altyapıyı modernize edecek adımlar hâlâ erteleniyor. Suyu bedava dağıtmak hizmet değil, geleceği çalmaktır.

BİREYSEL TÜKETİM: “BİR KOVA SU BİLE DEĞERLİ”

Muslukları sorumsuzca açan, araba yıkarken tonlarca su harcayan, damlayan çeşmeleri umursamayan bir toplumuz. Karamanlılar olarak suyu “sonsuz kaynak” sanıyoruz. Oysa her damla, çocuklarımızın mirası.

ÇÖZÜM: TOPLUMSAL SÖZLEŞME ŞART!

Tarımda Dönüşüm: Devlet, kuraklığa dayanıklı ürünler (arpa, nohut) için hibeler artırmalı. Damla sulama zorunlu hale getirilmeli.

Altyapı Devrimi: Belediye, kayıp-kaçak oranını azaltmak için şebekeyi acilen yenilemeli. Yağmur suyu hasadı ve gri su sistemleri hayata geçirilmeli.

Su Okuryazarlığı: Okullarda “su tasarrufu” dersi, mahallelerde bilinçlendirme kampanyaları şart.

Fiyat Politikası: Suyun gerçek maliyeti yansıtılmalı; tasarruf eden indirim alsın, israf eden ceza ödesin.

SON SÖZ: KURAKLIK KAPIDA, ZAMAN DAR!

Karaman’ın susuzluğu, bireysel çıkarların toplumsal felakete dönüşmesinin simgesi. Çiftçi, belediye, vatandaş… Hepimiz aynı gemideyiz. Ya birlikte yelken açacağız ya da hep birlikte batacağız.