Bin bir gece masallarının yaşandığına inandığım güzel şehir. Düşler içinde dolaştığımı sandığım bahçelerin geliyor aklıma ve tadını asla unutamadığım acı kahvelerin. Ah masal şehir. Nasıl da tekrar tekrar görmek istemiştim seni. Bazen insanlar bazı şehirlere sebepsizce bağlanırlar. Daracık ve uzun sokaklarını, cumbalı evlerini, kahve kokan çarşılarını ve en çok da hiç yabancı hissetmeyişimi sevmiştim. Sıcak ve içten, masalsı ve yaşanası. Hikayelerini tek tek merak ettiğim her bir insan ve her bir ev. Cumbaları birbirine değecek yakınlıktaki bu taş evlerin her birine misafir olasım gelmişti. Her bir evden ve sokaktan sonu olmayan hatıralar ve hikayelerle çıkmayasım gelmişti. Şimdi, o hiç bilmediğim hikayeler bir bir toprağa gömülüyor ey Halep! Ve ben hiçbir hikayeye dokunamayışıma ağlıyorum, senin için ölesiye savaşan hayatlara uzanamayışıma. O güzel evler, sokaklar, kahveler yok artık, insanlar acıyla, bombayla, açlıkla ölüyor Halep. Her bir hayatla sen de gidiyorsun Halep. Ah Haleppo! Beş bin yıllık arkadaşım! Medine’den sonra ayrılmak istemediğim ikinci şehir. İçimde dinmez bin acıyla gelmiştim sana. Bin sevinçle hiç istemeyerek dönmüştüm. Ama sen bitiyorsun. İçimde bin bir acıyla. Sen gidiyorsun. Her evin, her sokağın hikayesini tek tek merak ederken, şimdi acımasız bombalarla yerle bir oluşunu seyredemiyorum. Sen ki Halep; Kerem’i ‘Aslı’na kavuşturmuş da Kerem’in aşk yangınından kalan kıvılcımlarla Aslı’nın tutuşan bedeninin küllerini tarihe savurmuştun. Keşke bir tek bu yangının dumanını, izini sürüyor olsaydık şimdi. Bugünkü yangın, binlerce yıl bağrında büyüttüğün medeniyetlerin değil; kendine medeni diyenlerin yangını Halep. ‘‘Bir hayale kaldığı için, bir başkası tarafından hiçbir zaman yıkılmayacak, talan edilemeyecek bir şehir’’den söz eder Mario Levi ‘Bir Şehre Gidememek’ te. Yüreğimde hep en güzel yerdesin ve hayalimdeki gibi asla yıkılmayacaksın Halep. Ve Allah'ın izniyle, bu yangının içinde senin aşkın için mücadele eden güzel yürekli insanlar, Kerem ile Aslı’nın küllerinden seni yeniden ayağa kaldıracaklar.