Şimdi size dese ki Cumhurbaşkanı veya Hükümet.
Ya da YÖK başkanı.
Ya da Genel Kurmay Başkanı.
Yada her hangi bir Bakan, Rektör yada Senatör.
Ya da üstüne vazife olmadığı halde her hangi bir kurum yada kuruluşun sözüm ona başkanı…
Bundan böyle spor yapmanız yasak. Güneşli havalarda şapka takmanız; yağmurlu havalarda şemsiye kullanmanız yasak. Nargile içmek yasak. Sokakta el ele dolaşmak yasak. Hafta sonu toplu halde pikniğe gitmek yasak.Fenerbahçelilerin Kadıköy de; Galatasaraylıların Arenada maç izlemesi yasak. Kadınların Samsung erkeklerin IPhone marka telefon kullanması yasak. Keçi sakal bırakmak yasak. Kot giymek yasak. Kışın kalın giyinmek yazın kısa kollu giyinmek yasak.
Sınavlarda en yüksek puan alanların ODTÜ’yü Hacettepe’yi ve Boğaziçi’ni tercih etmesi yasak. Ötücü kuşlar derneğine üye olmak yasak.Kuş almakta beslemekte yasak.Değil açık hava da sigara içmek sigara paketi bulundurmak yasak. Bayanların takı erkeklerin kemer takması yasak. Çalışan bayanların saçlarını boyatması; erkeklerinde bıyıklarını boyaması yasak. Arapça bilmeyenlerin doktora tezi; Avrupa da okuyanların diploma denkliği kabul görmeyeceği için görev almaları yasak. Sağlık Meslek Lisesinde okuyanların Tıp; Sosyal Bilimler Lisesi okuyanların Hukuk tercih etmesi yasak.Başınıza karışmam ama Ayağınızı çorap yada benzeri bir şeyle örtmek yasak.Hele ki kamusal alanda. Bla…Bla…Bla…
Eminim hep bir ağızdan olur mu böyle saçmalık. Yemekte,içmekte,gezmekte, istediğimizi giyip istediğimizi almak en tabi hakkımız. Kime ne benim tutuğum takımdan.Ve kim karışabilir saçımı hangi renge boyatacağıma diyeceksiniz. Bunlar benim insan olarak özgürce yapabileceğim şeyler. Haklısınız elbette her insanın özgürce yapabileceği şeyler. Olur mu demeyin oldu. Evet bu ülkede bir gurup azınlığın milyonlara yasakladığı hangi şey mantıkla izah edilebildi söyler misiniz. Ne çabuk unuttunuz. Bundan 10-15 yıl öncesi değil miydi kendi paramızla kestiğimiz Kurbanın derisini gece yarısı caminin avlusuna korkulu bakışlarla bırakıp koşarak kaçtığımız.”Kesene kadar senin kestikten sonra benim sözüm geçer kes sesini. Ya hava kurumuna vereceksin yada çöpe at o kadar.” On iki yaşından önce Kuran öğrenmek yasaktı. Okula Kuran Kursu için ara varmak yasak.İ mam Hatip Lisesinden düz liseye geçmek yasak. Meslek Lisesi öğrencilerinin tercih yapması yasak. Ortaokul öğrencilerinin özel yurtlarda kalması yasak. Okullarda mescit açmak yasak.Üç kişi bir araya gelip akşam konuşması yasak. Tesbih bulundurmak yasak. Takke bulundurmak yasak.Seccade bulundurmak yasak.Başörtülü dolaşmak yasak.Sınava girmek yasak.
Konuşmak yasak. Susmak yasak.Dindarsan Doçent olmak yasak.Doçentsen dindar olarak yaşamaya devam etmen yasak. Namaz kılıyorsan Rektör olman yasak Rektörsen namaz kılman yasak. Futbolcuysan sahada dua etmen yasak. Çalıştığın kurumda selam verip alman yasak.Başörtüsü uğruna savaş verilen ülkede bu uğurda yazılmış İstiklal Marşı’nı başı kapalı söylemek yasak.İlahiyatçı isen öğretmen olman yasak.İstanbul’un Fethini stadlarda kutlamak yasak. Allah varsa işin içinde Vakıflar yasak; Dernekler yasak. Okul birincisi olmak serbest ama türbanla diploma alman yasak. Çocuğunun adını Muhammed ismi koyman yasak. Sahabe ismi vermen abes‘le birlikte yasak.
Oğlunu Abdestiyle rekat namaz sonrası dağlarda terörist avına göndermek serbest ki irtica sayılmaz ama yemin törenine örtüyle katılman yasak. Hazırun’a karşı konuşmaya Bismillah ile başlamak yasak. İmamsan kravatsız dolaşman yasak. Hutbe de iman ayetlerine yer vermen yasak. Peygamberden bahsederken önderimiz demen yasak. İstediğin sendikaya üye olman yasak.Din kültürü dersinde Müfredat dışına çıkman yasak.Konusu din olan dergi ve kitapları çocuklara tavsiye etmen yasak. Dindar gazete ve televizyonları kamusal alanda erkeksen aç oku. Delikanlıysan aç izle.Yasak demişsek yasak. Doğrusu bunların çoğu bir yerlerde yasak diye yazılı değildi ama yasaktı yalan mı? Bunca yasaklar bir on yıl daha devam etseydi ve sizce bu yasağa maruz kalanlar ne yapardı dersiniz.Hiç düşündünüz mü?
Evet bu sıkıntıların ne anlama geldiğini ve sonunda özgürlüğü kısıtlananların neye başvurabileceğini gönüllerinize bir sorun derim. Çünkü bu yazdıklarımı anlayabilmeniz için nasıl ki birazcık dindar olmak yada eşinizin başörtüsü yüzünden mağdur olmuş olmak, iş yerinde namaz kılmak gibi bir derdi olup mescit bulamayanlardan olmak, İmam Hatip Lisesi mezunu olup irticacı yaftası ile yaşamak,okul kapısında başı zorla açılıp tartaklanmak,çocuğunu öncelikli olarak bale yada tenis kursuna değil Kuran Kursuna göndermeyi daha önemli görenlerden olmak gerekiyorsa bu ülkede 2000’li yıllara kadar Alevilerin korkudan alevi olduğunu söyleyemeyişini anlamak için bel ki birkaç gün alevi olmak; Diyarbakır doğumluların cümleye anam babam aslen şuralı diye başlamalarını anlamak için bir kereliğine Diyarbakırlı olmak; Trakyalı bir Roman çocuğu olup başka bir mahallede çirkin ördek yavrusu gibi kalmanın ne demek olduğunu anlamak için Birkaç yıl onlar gibi yaşamak gerekir sanırım.
Ya da Almanya da bir Müslüman’ın Hıristiyan usullerine göre yürüyüp kendi yürüyüşünü unutmak zorunda bırakılmasını anlamak için bir süreliğine Almanya da yaşamak ,beyazlar ülkesinde kendisine yaratık nazarıyla bakılan bir zenci olarak yaşamanın serencamını tatmak için siyaha boyanıp dolaşmak ve yıllarca bu ülkede Hatay’da ki Arapların; Rize de ki Hemşinlinin; Trakya da ki Pomaklının; Orduda ki Gürcülerin; İstanbul da ki Süryanilerin ve Güneydoğuda ki Kürtlerin her sabah uyandıklarında hangi duygularla güne başladığını anlamak için birazcık Pomak,birazcık Süryani,birazcık Hemşinli ve birazcık Kürt ve birazcık Gürcü olarak yaşamak gerekir.
Evet bu yazıyı anlarsanız uzağımda bile olsanız yakınımsınız. Ama anlamazsanız yakınımda bile olsanız uzağımsınız.”
Sahi bizi bize düşman edip şu PKK denen illet bu milletin başına niye musallat olmuş dersiniz. Peki ya bu oyunun aktörleri ve figüranları şimdi ne yapıyorlardır dersiniz.