(Tüm davulculara ve hiç ölmeyeceğini zanneden bazı zenginlere ithaf olunur.)
Hani ağız birliği etmişçesine kullanır olduğumuz şu malum cümleyi söylemeyenimiz yoktur herhalde. “Nerede o eski Ramazanlar?” Yaşı 50’nin üzerinde olup da ismi Ramazan olanların aha da buradayım işte diye espri yapacağı ironik bir cümle işte.
İlkokul çağlarımdan beridir hem namaz kılma hem de oruç tutma hassasiyetimden hamdolsun ödün vermedim. Rabbimden temennim o dur ki her Müslüman’ım diyene ömür boyu bu ibadetleri huzur ve huşu içerisinde ikame edebilecek sağlık ve şuur nasip etsin.
Artık ne Ahmetler eski Ahmetler gibi, ne de eski Ayşeler o eski Ayşeler gibi. Hal böyle olunca Ramazanlar da Ramazan gibi olmuyor ve hiçbir zamanda olmayacak işte. Öyle ya nerede o eski nezaket abidesi Ali Beyler; edep timsali Fatma ablalar. Ahde vefa gösteren Hasanlar; hatır gönül bilen Zeynepler…
Hani çok sevgili Diyanet İşleri Başkanlığımızın her yıl bir sloganla Ramazan’a girer olduğu ve bu yıl da “VAKİT İYİLİK VAKTİ, BU RAMAZAN VE HER RAMAZAN” sloganı geldi bir an aklıma. Sonra nedense Ramazan aylarının vazgeçilmezi Davulcular ve kendisini vazgeçilmez zanneden zenginler geliverdi aklıma.
Güneydoğu ağzıyla diyecek olursak: “Kurban olam davulcu gardaş gel bir iyilikte sen yap. Şu ahenkten ve ritimden yoksun davul çalma işini bir kere de Salebe’ye ve Karun’a rahmet okutan bazı varyemez ya da var yedirmez zenginleri uyandırmak için yapıversen.”
Ayarsızca vurduğun tokmağı bir gece de kendi zevkleri için ayarsızca para harcayan ama yanında çalıştırdığı muhasebecisine, işçisine, şoförüne, ustasına, kalfasına, çırağına, uşağına, velhasıl maaş verdiği elemanına verirken bir kez bile ayarı kaçırmayan zenginler için vursan.
Şu ahenkten yoksun davul çalma çabanı fabrikalarının, yazlığının, kışlığının, son model lüks arabasının ve bir birinden kıymetli eşyalarının arasında nerede ise ahenkle dans eden; lakin Allah’ın verdiği serveti Allah için isteyince bütün ahengi bozulan bir takım zenginler için göstersen.
Gece yarısı davuldan çok kafamıza indirdiğin ölçüsüz ve biçimsiz vuruşlarınla ettiğin zulmü Allah rızası için bir kere de, kendi cemaatine, derneğine, vakfına ve görüşüne verip yanı başında ki yoksulu görmezden gelen hülasa iyilik yaptım sanan, bilmeden nefsine zulmeden kendine Müslümanlar için de ediversen.
İmsak vaktinden nerede ise iki saat evvel başlattığınız ve şimdi sırası mı ya hu dedirttiğiniz o ürkütücü gürültüyü, her defasında işler biraz durgun ya da şimdi sırası mı canım deyiveren gözü açık zenginlerimiz için başlatsanız hiç sırası değilken hem de.
Ve son olarak yorulup yeter gayrı bu gecelik da bu kadar dediğiniz ve davula öldürücü darbeyi indirdiğiniz o son tokmak hamlesini, zekat vermeyi unutmuş, sadakayı rafa kaldırmış, almayı bilip vermeyi beceremeyen ve ezcümle hiç ölmeyeceğini zanneden sözüm ona dışarıdan bakınca zengin ama içeriden bakınca sadece müflis bir zavallıdan farksız bir takım zenginler için yapsanız. Hem de vaktinden önce, sırası değilken. Bir öğlen vakti belki de.
Olur ya öğlen vakti bu davulda neyin nesi deyip uyananlar olur kim bilir…