Mermer ocaklarının doğamızı talan ettiği bir dönemde doğduğum topraklardan gelen güzel bir haberle umutlandım.
Taşkale’nin Sınıryer mevkiinde birkaç yıldır sürün baraj nihayet açılarak köylünün hizmetine sunulmuştur ;
Gözden ırak Toroslar’ın eteğinde bir karış toprakta olsa sahip olan Taşkaleli çiftçiler için yapılmış bu hizmette emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum .
Haberlere göre 4.000 Dekar arazinin faydalanacağı bildiriliyor, bu miktar kuru tarımı yapmaktan başka alternatifi olmayan ,(arpa, buğday ,nohut,mercimek ) sadece doğa şartlarının el verdiği ölçüde üreten Taşkale için çok büyük bir orandır.
Bahçe tarımı ve tarla tarımı için bir bölgenin ekolojisi yani çevresel koşulları birinci derecede etkilidir. Tüm canlıların olduğu gibi bitkilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için bulundukları ortamın adaptasyonlarına bağlıdır .Bir bölgenin ekolojisinin oluşmasında ise iklim ve toprak koşulları ile bölgenin yer ve yöneyi etkilidir.
Bitki ve bahçe tarımının sürdürülebilir olması için iklimsel olarak (sıcaklık,ışık,nem,rüzgar) toprak özelliklerinde ise toprağın fiziksel yapısı ,Toprağın Derinliği ve Taban Suyu ,Toprağın pH’sı ve tuzluluk,Toprağın Besin Maddesi İçeriği ve Toprak Yoğunluğu büyük önem taşımaktadır.
Bu baraj suyunun Taşkale’nin geleceği ve tarımın çeşitlendirilmesi açısından büyük bir fırsat olduğu tartışılmaz ,bunun için ise bir organizasyona ,planlamaya ihtiyaç vardır. Bu organizasyonu Başta Tarım İl Müdürlüğü, Ziraat Odası Başkanlığı yapmalıdır.
İlgili kurumlar daha işin başındayken bu bölgeye gidip öncelikli toprak yapısını, iklim koşullarını sulama suyunun kapasitesini bütün paydaşları bir komite kurup araştırmalıdır, daha sonra bölge ikamet eden yada gurbette yaşayan ve köyü için endişe yada ilgi duyan insanları bir araya getirerek bilgilendirme toplantıları yapmalıdırlar ,bölgenin sadece arpa ,buğday ,nohut ve mercimeğe muhtaç olmadığı ve bu coğrafyanın araştırmalarımıza göre şu tür ürünlerin yetiştirilebileceği ,katma değerinin çok yüksek olduğu anlatılmalıdır; ayrıca insanları teşvik etmek için gerekirse alım garantisi verilmelidir.
Belirttiğim gibi daha işin başındayız, vakit geçirmeden sulu tarımın nimetlerinden faydalanmalıyız,bir farkındalık yaratarak gelecek nesillere güzel bir miras bırakmalıyız, toplum alışkanlıklarında çok zor vazgeçer ama bu idarecilerin azmi karşısında başarılabilir.
Haydi sayın ilgili ve bilgili kişiler bir ilki başarmak için sınır yer barajının hakkını verelim, emperyal güçlerin elinin değmediği bu bölgede sıfırdan bir tarım politikası gerçekleştirmek için bir fırsat var, ve ayrıca mermer ocaklarına teslim etmeyelim, denenmemişi deneyelim.