Geçinmek ve geçinememek, geçim sıkıntısı, derdi gibi kavramları günlük hayatımız içinde kullanırız. Gerek maddi anlamda gerekse manevi anlamda hayatımızın başlıca sorunları haline gelmiştir. Geçinmek ve geçinememek kavramlarını kişiler arasındaki karşılıklı iyi-kötü uyum, uyumsuzluğu olarak değerlendiririz. Genellikle çiftler arasında bu tarz durumlara sık rastlanır. Hatta geçinemeyen birbirine adapte olamayan çiftler, geçinememenin verdiği psikolojik, ruhsal sorunlardan dolayı boşanma yoluna gidebilmekteler. Sadece bu iki kavramla sınırlı kalmıyor sorunlar. Karşınızdaki kişiyle geçinememenin yanı sıra ekonomik olarak karşımıza “geçim sıkıntısı” sorunu çıkmaktadır.
Geçim sıkıntısı içinde bocalamak bu sorunu atlatamamak içler acısı sonuçlar doğurabiliyor, ruhsal çöküntüye zemin hazırlayabiliyor. Ekonomik olarak yaşanan sorunların aileye yapısına yansımaması mümkün değil. Yansıdığı takdirde bundan aile fertleri de olumsuz bir şekilde etkileniyor. Ailede huzursuzluk, evde bulunmak istememe gibi durumlardan sıyrılmak ister bireyler. Buna mahal vermemek için çiftlerin uzmanlaşarak karar alıp hesaplı hareket etmeleri, birbirlerine manevi destek sağlamaları bir nebze de olsa yaşadıkları sıkıntıları hafifletecektir.
Peki, sadece geçim sıkıntısını evli olan bireyler mi yaşar? Elbette hayır! Aile sorumluluğunu üstlenmiş bir evlat da, sokak köşelerinde ekmek ayışı içinde olan bir kimsesiz de, eğitim görmek için başka şehirde ailesinden bağımsız olarak kendi kararlarını alıp veren bir öğrenci de bu sorunu yaşar.
Bir öğrenci olarak, geçim zorluklarıyla karşılaşan biz öğrenciler üzerindeki etkisine değinmek istiyorum. Kendi yaşadığı şehrin dışında bir şehirde yaşamak kafanızda biriken soru işaretleriyle dolu yaşamak demektir.” Bulunduğum şehirde nasıl yaşarım, en uygun ücretle nerde kalırım, elimdeki parayı nasıl verimli kullanırım ya da geçimim için yeterli olacak mı?” vb. sorularla beyniniz meşgul olacaktır. Bu tür sorunları kendinize sıkıntı ettiğiniz yetmezmiş gibi üstüne gözü para hırsıyla bürünen bazı esnaf ve pazarcılar sizi maddi anlamda sıkıntıya sokar.
Esnafın öğrenciye uyguladığı zamlı indirimi adeta kulakları tırmalıyor. Bazı esnafların uyanıklığı olsa gerek veyahut hakkaniyete önem vermemelerinden kaynaklanıyor olabilir. Aslında sabit bir fiyat vardır ortada. Bazı esnaf veya pazarcı kişiler sizin öğrenci olduğunuzu duydukları an, sabit fiyatın üzerinde bir fiyat söylerler size. Ama durun! Siz öğrencisiniz ya size büyük bir indirim yaparak size yardımcı olacaklar! Yaptıkları indirimse satmak istedikleri hizmet veya ürünün sabit fiyatı oluyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Demek mümkün değil artık…
İşte size yapılan indirim! Eğer pazarlık yapmak gibi bir huyunuz yoksa ve söylemekten çekinen bir yapıya sahipseniz yandınız o zaman…Karşınızdaki satıcı için kazıklanmaya müsait bir tipsiniz.İnsanlara “öğrenciyim” diyorsunuz, “Ne güzel sizden kazanmayıp da kimden kazanacağız” dediklerinde yüzünüzde anlamsız bir şekil belirleniyor. Hani anlımda keriz mi yazıyor da ben mi göremiyorum !?“diyesiniz gelir.
Kimse öğrenci olduğunuz için size destek olmaz pek. Olanlar var yok değil, onlar eli öpülesi insanlardır dualarda eksik edilmeyecek Salih kişilerdir. Anlayacağınız bu devirde öğrenci olmak, öğrenci olarak geçinmek oldukça zor. Arkanızda sizi desteklemeyen birileri yoksa hayli zor yaşarsınız. Aileniz size bir yere kadar yardımcı olabilir. Onlar her zaman olmak ister ama maddi koşullar, geçim sıkıntısı onların da başındadır. Siz de onlar da aynı dertten muzdaripsinizdir. Sizin bu durumunuzdan istifade etmek isteyen fırsatçılar olacaktır. Aman bu fırsatçılara dikkat! Diyorum…
Ekonomik olarak refah seviyesine ulaştığınız, iyi günleriniz olacaktır muhakkak ama kötü günleri yılmadan kula kul olmadan kendi ayaklarınız üzerinde durup asaletinizi koruyarak hayat mücadelenizi en dürüst şekilde sürdürmeniz yüzünüzün tebessüm etmesi için sizi motive edecektir.