Güle Güle be USTA
Kim derdi ki sana böyle apansız bu dünyadan göçüp gideceğine
Kim inanırdı senin kalp krizi geçireceğine
Daha sabah görüşmüş, hal hatır eylemiştik be USTA !
Bir ben değil seni tanıyan herkes senin gidişine ne inanabildik, ne de kabullenebildik.
Sen ki; sanat ve sanatçı yönünle bütün gönüllerde taht kurmuş, Türk sanat ve Türk halk müziği çalışmalarınla herkesin beğenisini, takdirini kazanmış biriydin.
Bir çok müzik aletlerini başta UD, NEY, CÜMBÜŞ gibi enstrümanları içtenlikle çalışını nasıl unuturuz be USTA!
Senin ayrılışınla Karaman’da sanatın büyük bir parçası yok artık, yerin de zor doldurulur.
Uzun yıllar seninle olan dostluğumuzun bir parçasıda dağlarda av arkadaşlığı yapmakla geçti, şimdi ekibinde kanadı kırık be USTA!
O sabahın erken saatlerinde kalkıp bizi bekleyişin, geç kaldığımızda kızışın.
Dağa varınca hemen hazır olup, ava en erken omuzuna silahı yan asarak çıkışın.
Attığını nadiren kaçıran, ara sıra beni de vuran, iyi bir atıcı olduğunu bilmez miyiz be USTA!
Hele avda kimseye su ve fişek vermeyişin. (Bahattin Hoca’ya bak o suyu idareli iç,suyu erken içip tüketme sonra bir gram su vermem, suyunu erken bitiren B.hocaya su vermeyip mataranda kalan suyu arabaya yaklaşırken döküverişin.
Her işinde, başta Muhasebecilik olmak üzere titizlik arayışını, dağda ocak yapışını, çay demleyişini, diz çöküp çay dolduruşunu, bize zaman zaman da fırça atışını unuturmuyuz be USTA!
Av köpeğiyle ava gitmesini hiç sevmeyişini, yavaş yürüyüşümüzü, benim Leydi’ye av köpeğine terzide elbise diktirip giydirişini, Mestan hoca ile ona saatlerce gülüşümüzü unuturmuyuz be USTA!
Onca yorgunluktan sonra artık kahve içmenin zamanı geldi diyerek, en güzel ocağı yapıp, odunları toplayıp, çantalardan kahve takımlarımızı çıkartıp küllenen közde Türk kahvesi ile cigaralarıtüttürüşümüzü nasıl unuturuz be Usta.
Dile kolay seninle yıllara dayanan çok yönlü arkadaşlık, dostluklar yaşadık.
Ülkü adlı sevdanın her zaman yaşayanı olduk, ne davamızı, ne de dostlarımızı sattık.
Avda, dağda, Ergenekon da, sıra gecelerinde hep beraber olduk.
O müziğe olan aşkın, tükenmeyen enerjin, kadife sesinle, saatlerce sıra gecelerinde şarkılar Türküler söyleyişini kim unutabilir ki be USTA!
Özellikle Ergenekon yurdu adlı bahçede İsmail abinin elini değmediği bir tek yer kalmadı desem yalan olmaz .
Son olarak seni yazarken seninle sanki öz kardeş gibi herkesin bana başın sağ olsun diyerek teselli etmeleri,seninle olan çok yönlü dostluğumuzun insanlar tarafından kabul gördüğünün açık bir göstergesi olsa gerek.
Usta ; Seni daha fazla yazamayacağım anla beni…
Sana seni seven tüm dostlarının samimi dualarıyla ahiret yolculuğun güzel olsun.
Rabbim seni sevdikleri ile beraber cennetinde misafir etsin.
Hakkını helal et bize, be USTA!
Celal Arslan
11-07-2018