Rüzgar olsaydım aşardım dağları,
süzülürdüm dingin ovalara!
Göğsünü yarıp iç Anadolu’nun, sarılırdım Ankara’ya !
Irmak olsaydım coşardım enginlerden çukurlara !
Yırtıp toprağı, ellerimle kovalardım durmadan!
Ama insan oldum !
Kalbim vardı, sevdi korkmadan!
Vicdanı vardı, düşündü durmadan!
Yağmur olsaydım yağardım göklerden bütün yapraklara !
Damlardım öksüzün, yetimin, analı , babalı bütün çocukların başlarına!
Kuş olsam uçardım huzura !
Gün olsam aydınlık olur, gözyaşı olan her yere mutluluk götürürdüm belki!
Ama insan oldum !
Ağladım sokaktaki aç yavruya !
Üzüldüm, Gözünü kırpmadan yaşam yitiren, öldüren, vuran, kıran, döken genç çocuklara!
Ağaç olsam kök salar, dev bir gölge bırakırdım yolcuya !
Yıldız olsam uzaklardan parlardım !
Ama insan oldum !
Kocasının öldüresiye dövdüğü, ağladığını görmesin diye de çocuklarına kucak açamayan analar gördüm!
Hırsızlık edip başı boş sokakları mesken eden adamlar gördüm !
Savaşın ortasında çaresiz kalan, yurdundan edilen, bilinmeyen topraklarda itilen sığınmacılar gördüm!
Taş olsam insanlığın zalimliğine milyon parça olurdum !
Güneş olsam dünyadaki zulme karşı erirdim !
İnsan oldum kendini bilenin bilmeyen karşısındaki çaresizliğini gördüm !
İnsan oldum konuşmamayı , konuştukça anlaşılmamayı gördüm !
Deniz olsam dalgalanır, yol olsam büklüm büklüm uzanırdım bir uçtan bir uca !
Mavi olsam özgür olurdum !
İnsan oldum esir düştüm ...