KEŞKE HERKES MİLLETVEKİLİ ADAYLARI GİBİ OLSA
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Hangi partiden olursa olsun “Ankara Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her bahtı kara” diyerek tamamen halis niyetle eşsiz Türk Milletine vekil olabilmeyi gözüne kestirmiş ağabeylerimizin ya da ablalarımızın başta gazete ve billboardlar olmak üzere adım başı karşımıza çıkıveren sıra dışı halleri. Hepsi güler yüzlü, hepsi şık. Çarşı pazar dolaşırlarken insana öyle bir yaklaşıyorlar ki sana kanım çok ısındı baba diyebilir miyim esprisini gerçekten yaptıracak cinsten.
Dahası her ne hikmetse özgeçmişleri ne kadar kusursuz (!) ise konuşurken seçtikleri kelimelere dikkat ediyor olmaları. Seslerini yükseltmeden konuşmaları. Kimseyle ağız dalaşına girmeyişleri. Herkese kardeşim demeleri. Dümdüz oturuş şekilleri. Herkese selam veriyor olmaları. Ayakkabılarının sürekli boyalı, mümkünse beyaz ya da mavi gömlek giyiyor olmaları. Daha önce gitmedikleri çay ocaklarında oturup vatandaşla simit yiyor olmaları. Ha! Gerektiğinde camiye ya da tanısın tanımasın cenazeye gitmeyi eksik etmemeleri. Kısacası tamda olması gereken Müslüman gibi.
İnsan bir anda nasıl olurda değişiverir Allah’ım böyle. Tıpkı Yunus gibi alçak gönüllü. Tıpkı Mevlana’nın mesnevisinde anlatılan kahramanlar gibi mütevazı. Tıpkı bir Molla’nın dizinin dibinde rahleyi tedris eylemiş gibi mutena. Tıpkı Şems hazretlerin şemsiyesi altında gölgelenmiş gibi vakur. Tıpkı dünyevi arzulardan imtina edip mana alemine seyri sülük etmiş dervişler gibi mücella. Tıpkı Hz. Ömer’in hata yapmamaya azmetmiş ve her bir şeye ölçülü yaklaşan valileri gibi ihtiyatlı ve mutedil. Belki abarttığımı düşünüyorsunuz ama abartan birileri varsa nerde ise tüm Türkiye de aynı manzaraya sahip vekil aday adaylarımız.
Düşünsenize bir. Yıllardır ikamet ettiğiniz apartmanda siz dahil bütün komşularınız Milletvekili aday adayı olmuş. Sokağa bir çıkıyorsunuz bakkalınız, manavınız, kasabınız, pastacınız, postacınız, kardeşiniz, bacınız, cami önünde oturan hacınız, eski ilkokul hocanız, çok sevdiğiniz kocanız vs.. vs. Kısaca Vekil olma şartlarına haiz olan herkes vekil aday adayı olmuş. Tabi ki imkansız ama velev ki böyle bir şey olmuş olsaydı neyle karşılaşacağınızı hiç düşündünüz mü?
Kocanız vekil adayı olmuş ve size çiçek getiriyor geç gelse de bazı geceler. Tabi ki vatandaşa dağıttığından arta kalandan. Komşunuz vekil adayı olmuş ve size ilk kez çat kapı çaya geliyor. Bakkalınız vekil adayı olmuş ve sizi ayakta karşılıyor. Nasıl olduğunuzu soruyor üstelik. Sanayide ki ustanız vekil adayı olmuş ve yaptığı bakım sonrası bu da bizden olsun ağabey diyor. Doktorunuz vekil adayı olmuş ve sizi layıkıyla muayene etmeden bırakmıyor. Berber desen aynı. Fırıncı desen aynı. Lokantalar, kafeler, çay bahçeleri hülasa her bir mekanda aynı hal aynı h
Sokaklar takım elbiseli adamdan geçilmiyor. Herkes şık, herkes temiz ve herkes güler yüzlü. Trafik de yol veren verene. Bankalarda ve fatura kuyruğunda kimse kimseyi kayırmıyor ve herkes sırasına razı olmuş şekilde. Ulu orta argo konuşan ,küfreden, hakaret edenler gitmiş yerine haber spikerlerine taş çıkartan söz üstatları gelmiş. Kimse selam vermeden geçmiyor. Parası çıkışmayana para veren mi dersin. Sattığı malın ayıbını alıcıya söyleyen mi dersin. Yere tükürmeyen ve yediği çekirdeklerin kabuğunu itinayla biriktirip çöpe atan mı dersin. Hasılı mantardan evlerde yaşayan çizgi film kahramanlarımız şirinlerin o imrenilesi yaşantılarına dönmüş evlerimiz ve tüm sokaklarımız.
Vekil adaylarımız günlük hayatlarında gerçekten böyle midir bilinmez ama sokaklarımızın da bu denli caddeleri huzura kavuşturan insanlarla dolup taşması tabi ki zor , tabi ki imkansız. Kimseden bu denli hal ve hareketler bekleyemeyiz, lakin kıyafetimizle, konuşmamızla, insanlara bakışımızla, sokaklarda insan gibi yürüyüp, insan gibi oturup, insan gibi yiyip içip, hani birazcık vekil adayı gibi oluverse insanlar ne kaybeder ki değil mi.